11 Haziran 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 13

11 Haziran 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Damgalı davranışlar Anti - komünizmin zaman zaman maskaralık haline geldiği ve bir takım yarı örtülü maksatlar için kullanıldığı tek memleket Türkiye değildir. Türkiye bu kervana daha sonradan, bilhassa AP'nin bir ik- tidar partisi olarak ortaya çıkmasıyla (o katılmıştır. Kervanın bizden eski yolcularından Güney Afrikada bu hafta, içinde cereyan eden bir hadise ibret vere- cektir. Güney Afrika Hükümeti, "komünizmle müca- dele" prensibinin neticesi olarak kimin ziyaretini boykot etmiştir, bilir misiniz? Senatör Robert F. Kennedy'nin ziyaretini! Hadisede bir isim benzerliği yoktur ve Robert F. Kennedy diye bir komünist mevcut değildir. Senatör Robert F. Kennedy, Amerikanın eski Cumhurbaşkanı John F. Kennedy'nin kardeşidir. Güney Afrikada, faşist ve ırkçı bir iktidarın bu- lunduğu bilinmektedir. Bu iktidar, memleket içinde kendi görüşlerine karşı çıkanları en beylik ithamla, komünist olmakla suçlamaktadır. Tıpkı Türkiyedeki AP iktidarının kendi ekonomi politikasına karşı çı- kanları itham ettiği gibi.. -Güney Afrika Hükümeti- nin din sömürücülüğü de yapıp yapmadığı ve yapı- yorsa ona karşı bulunanları dinsizlikle suçlayıp suç- lamadığı bilinmemektedir. Çok yerde olduğu gibi Güney Afrikada da bu faşist ve ırkçı tutuma karşı çıkanların başında genç aydınlar, öğrenciler gelmektedir. Güney Afrika OOğ- rencileri Milli Birliği liberal görüşlerini savunan bir teşekküldür ve ırk ayırımına karşı esaslı bir kampan- yaya girişmiştir. Senatör Robert F. Kennedy'yi Gü- ney Afrikaya davet eden ve onun orada konuşmasını isteyen teşkilat, bu gençlik teşkilatıdır. Şimdi, ame- rikalı senatör Güney Afrikanın yolunu tutmuştur, daha doğrusu Güney Afrikadadır. Fakat Güney Afrika Hükümetinin Başbakanı Hendrik Venwoerd ve onun Bakanları, Robert EF. Kennedy'nin Amerika Büyük Elçisi aracılığıyla ken- dilerinden istediği görüşme talebini reddettikleri gi- bi Öğrenci Birliğinin 21 yaşındaki Başkanı lan Ro- bertson'un başı üstüne de bir Damokles kılıcı o as- mışlardır. Robertson, Hükümetin Komünizmle Mü- cadele kanunları gereğince karantina altına alınmış- tır ve amerikalı senatörle görüştüğü takdirde kendisi- ne hapis cezası verilecektir. . Komünizmle Mücadele adına insanları bir amerikan senatörüyle görüştür- memek, her halde bizim AP liderleri için mükemmel misal yerine geçebilir. Türkiyenin dört bucağına ya- yılmış ve AP'nin, hacı ve hocalarla birlikte seçim me- kanizmasının esas çarklarından birini teşkil eden Ko- münizmle Mücadele Dernekleri bir adım daha ata- rak bu yola girerlerse hiç şaşmamak lâzımdır. Güney Afrikada, Robert F. Kennedy'nin ziyareti dolayısıyla Komünizmle Mücadele prensibi adına ko- nulan bu tahditlerin neticesi ne olmuştur? 11 Haziran 1966 Her yerde olan olmuştur. Amerikalı senatörün Capetown'da yapacağı konuşmanın biletleri, üzerle- rindeki yazılı fiyat 140 dolar olduğu halde 10 dolar- dan müşteri bulmuş ve karaborsaya intikal etmiştir. Gizli komünizme gelince, bu cereyan Güney Afrika- da, hiç bir zaman olmadığı kadar itibarda ve rağbet- tedir. Irkçılığa karşı çıkan herkes bu faşist İdare ta- rafından komünist diye damgalandıkça, gerçek ko- münistlerin bundan faydalanmamaları elbette ki beklenemez. Tıpkı bizde, aşın solun durumu gibi... Nitekim aşırı solu temsil eden TİP'in oylarındaki, ufak dahi olsa artış, bu partinin marifetlerinden ziyade bu par- tiye karşı AP İktidarının, onun yan kuvvetlerinin ve malüm derneklerin tutumlarının neticesidir. Halbuki bizde aşırı sol, gittikçe göze çarpan bir hazin çelişmenin içindedir. Prensip adına ortalarda dolaşan ve bir takım fikirlerin savunucusu diye geçi- nen bu teşekkülün sözcüleri ve organları Osman Bö- lükbaşıyı “Aşırı sağcı ama amerikan uşağı değil" di- ye övebilmekte, buna mukabil İsveçi bir sosyalist ül- ke olarak tanımamakta, onu da, vatandaşlarına ve emekçilere gayet rahat hayat sağladığı halde kına- maktadırlar. Zira o, gözü kapalı bir Amerika düşma- nı değildir. Aşırı sol, bu tutumuyla, şu veya bu fik- rin savunulmasına göre değil, Amerikaya karşı takı- nılan tavra göre insanlara ve hadiselere not verme yoluna girmiştir. Bunun sosyalizmle bir ilgisi olma- dığı ve başka diyarların rüzgârlarını yelkene doldu- duğu herkesin görebileceği bir gerçektir. Aşırı solun organları şimdi Osman Bölükbaşıyı tutmak ve İsveç sosyalizmini yermekle daha evvelden de belli ettik- leri "başka gaye gütmek" temayüllerini açığa oçıkar- mışlardır. Mesela Yönde, zaman zaman -ve CHP ik- tidardayken-, sadece rejimin düşmanı olduklarından dolayı Albay Türkeşlerin, Albay Aydemirlerin o tutul- duğu ve bu faşist temayüllü asker! darbe heveslilerin- den medet umulduğu unutulmamıştır. Dünyada hiç bir gerçek ve batılı manasında- sosyalistin bu çeşit tezgâhlarda bez dokuduğu görülmemiştir. Böyle davranışlar, elbette ki TİP'in hitap etmek hevesinde olduğu aydın çevrelerin dikkatinden kaçacak değildir ve TİP bu çevrelerdeki, en ziyade "yeni bir çıkış" ol- maktan ileri gelen ilgiyi her geçen gün biraz daha kaybetmektedir. Allahtan ki, onun bu handikaptın kapatan AP ve onun, komünizmle mücadeleyi Güney Afrikadaki gibi anlayan peykleri vardır. Komünizme hiç bir şey, fa- şizme veya gericiliğe karşı çıkanı komünist diye dam- galamaktan daha fazla yarayamaz. İkinci Dünya Har- bi sırasında alman işgali altına düşen memleketlerde- ki kukla idarelerin bu gayretidir ki harp bitince ko- münizmi oralarda yaman bir kuvvet haline sokmuş- tur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: