9 Temmuz 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 23

9 Temmuz 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 23
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS yoklama henüz bitmiş ve Gecekon- du kanunu üzerindeki çalışma baş- lamıştı. Bu sırada Meclis kütüpha- nesinde gazete koleksiyonlarından bir şey arayan gazeteci, enerjik bir ayak sesine başını kaldırdı ve yüzünde ünlü tebessümü ile Güleği gördü. Gülek süratle, cam kenarına düşen köşedeki kauçuk minderli alçak koltuğa ilerledi ve eline o ol- dukça ciddi bir ingilizce dergi ala- rak oturdu. Bir kaç dakika sonra gazeteci tekrar o tarafa göz attığın- a Gülek, yüzünde ünlü tebessümü ile uyuyordu! Aradan iki üç saat geçti. Bu de- fa Gülek aksi yönde bulunan "Haşi- -in kulisi"ne doğru daha da ener- jik adımlarla yürüdü. Görenler "Bu adamdaki enerji hiç bitmiyecek" diye düşündüler! Gülek koridordan geçen AKİS'çinin yanına geldi o ve "Nasılsınız?" diyerek elini sıktı. Ga- zetecinin, Grupta tartışılan konu ü- zerindeki bir konuşma teklifini der- hal kabul etti ve kurnaz bir ifadey- le "Tabii, tabii... Nasıl olsa gazetele- riniz baskıya girmiştir. Bundan son- ra söyleyeceklerini yetişmez" dedi. Gazeteci de, haftalık bir dergide ça- lıştığını, hangi saatte yapılırsa ya- pılsın bir konuşmanın kendisinin işine yarıyacağını hatırlatmaya lü- zum görmeden konuya girdi. Güleğe göre, bu tartışma "ger- çi" yararlıydı ama, Ortanın Solu diye bir ismin Gülek buna, terim yerine isim demeyi tercih ediyordu- kullanılması hata idi. Bütün halk- lar gibi türk halkı da dini inanışla- rına ve geleneklerine bağlı idi. O, asırlarca sağ omuzda duran meleğin iyilikleri, sol omuzda duran mele- ğin ise kötülükleri kaydettiğine inan- mıştı. Yani "sol" kötülüğün timsali idi. Neden şimdi bu lâfı ısrarla söy- lemeliydi? Halkçılık, devrimcilik, devletçilik gibi umdeler oyetmiyor muydu? Toprak reformuna, vergi reformuna taraftar olmasına Gülek te taraftardı ama, bunlar yetmez- di, köy köy dolaşıp, halka inmek ge- rekliydi. Hele sol lâfı ile ortaya çık- maya hiç lüzum yoktu. Gazeteci: — Peki, Sosyal Demokrat terimi nasıl?" diye sordu. Güleğin gözlük- leri parladı: "— Bak, o çok iyi" dedi. Di üzgün ekledi: — Ama Sıtkı Paşa onu kullan- dı ve mahvetti. Hem o ismin De- mokratı da vardı. Bunun Türkiye- deki cazibesi malüm. Bir zamanlar 9 Temmuz 1966 Sonra Kulağa Küpe Fark ! "Bizim iki büyük parti, olduk- larıyla söyledikleri itiba- riyle birbirlerinin tam tersi. Talihsiz C.H.P. o manasıy- la solcu değildir, solcuyum der. Açıkgöz A.P. o manasıyla gericidir, gerici değilim der. Kör döğüşü de, sürer gi- er.. bu isimde bir partinin başına geç- mem için bana teklif yapmışlardı." Gülek hatıraları arasında gezi- nerek sustu ve sonra: — Ka bul etseydim, bugün Baş- bakandım..." dedi. Gülek sonra, yine particilik hak- kındaki fikirlerini sıralamaya baş- ladı: Bir parti muhalefetteyse o bi- rinci hedef olarak iktidara gelme- yi düşünmeliydi. Bu da halkın an- lamayacağı terimler üzerinde tartış- ma ile olmazdı. O zaman bir Fikir Klübü haline gelinir ve erinilirdi. İş- te CHP üst üste 10 seçim kaybetmiş ve erimişti. Köy köy dolaşıp teşki- lâta canlılık vermek, halkın arasına karışmak lâzımdı. Teşkilât öyle ta- mim göndermekle çalışmazdı. Bir keresinde Güleği bir nahiyede ateş Kemal Satır Ortanın solu var, sağı yok YURTTA OLUP BİTENLER yakarak karşılamışlar ve "Ne yakı- yorsunuz?" sorusuna "Sizin tamim- ler, beyim" diye cevap vermişlerdi. Bir politikacı, kışın sabah saat beş- te, ayazda kalkabiliyor ve soğuk du- şun altına girip yola çıkabiliyor muydu? İşte, iktidara böyle geli- nirdi... Söz Kurultaya geldi. Gülek mü- cadele edecekti. Kendisinde başarı şansı görüyordu. Gazeteci sordu: "— Peki, diyelim ki kazandınız. Parti bugün Ortanın Soluna anga- je olmuştur. Bunu nasıl ortadan kaldıracaksınız?" Gülek için mesele basitti: "— Söylemeyiz, olur biter. Za- ten bunu, yetkileri olmadığı halde ortaya çıkardılar. Bu konuda yetki, sadece Kurultayındır. Biz, o söyle- meyiz. Onlar solcuymuş, biz deği- liz deriz, olur biter Sonra Gülek ani olarak ayağa kalktı, el sıktı ve geldiği istikame- te son derecede enerjik adımlarla yürüdü. Af AP'nin hesapları Son günlerde CHP Ortak Grupun- da cereyan eden sağ-sol müca- delesini tespit edebilmek için çırpı- nan Parlâmento muhabirlerinin dik- katleri, haftanın başında Pazartesi günü birden AP'ye çevrildi: AP Mil- let Meclisi Grupu toplanacak ve son günlerde ön plâna çıkan Af Kanunu Tasarısını ele alacaktı. AP Yönetim Kurulunun, AP Hükümetince hazır- lanan ve Millet Meclisi Adalet Ko- misyonunca kabul edilen tasarıyı yeniden ele alması elbette ki se- bepsiz değildi. Tasarının Meclis gündemine girmesiyle birlikte ana muhalefet partisi CHP harekete geç- miş ve tasarının Grup Yöne- tüm Kurulunca seçilen bir Grup İhtisas Komisyonunda incelenme- sini uygun bulmuştu. Grup İhtisas Komisyonu, geçti- gimiz haftanın başında yaptığı top- lantıda tasarıyı madde madde in- celeyerek görüşünü tespit etmiş, Ce- lâl Bayar ve diğer Yassıada mah- kümlarının affına, zaten fiilen hep- si affedilmişlerdir ve dışardadırlar; bir AP Takımının istediği, 27 Mayı- sın hukuki tasfiyesine kapı arala- maktır, bunların emeklilik hakla- rının af yoluyla iadesine Emeklilik anununda değişiklikle (iadesine CHP taraftardır, lâikliğe karşı işle-

Bu sayıdan diğer sayfalar: