9 Temmuz 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 26

9 Temmuz 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 26
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BASIN ni şey gelmiştir. Çünkü Reşat İle- ri de romanında, ünlü güreşçi Kı- zılcıklı Mahmudun şarap içmesinden bahsetmektedir! Tekke Bülteninde, Kuranın ha- ram ettiği hiçbir şeyden bahsedil- mez. Günahtır. Şeriata göre "faiz" haram ve bununla uğraşanlar da günahkâr oldukları için, Tekke Bültenine bankaların reklâmları da giremez! Tekke Bülteni ilk çıktığı günler- de, birkaç sayı, spor sayfasına top resmi bile koymamıştır. Neden son- ra "fetva" çıkmış, önemli maçlar- da top, Tekke Bülteninde görülme- ge başlamıştır. İster erkek, ister okadın olsun, nerde ve ne sebeple o resim çeki- lirse çekilsin, Tekke Bültenine "ba- cak" resimlerinin ogirmesi de ke- sinlikle yasaklanmıştır. İki ay ön- ce, ünlü amerikalı, dünya ağır sık- let boks şampiyonu Clay'ın klişesi, İngilteredeki son zaferi münasebe- tiyle ve tabii, müslümân olduğu için, mürettiphaneye gitmiştir. Bu klişede boksörün bacakları pek ta- bii ki görülmektedir. Bu yüzden kı- yamet kopmuştur. Derhal klişe ke- silmiş, hemen oracakta kitabına uy- durulmuştur. Tekke Bülteninde mo- dadan ve kadından söz edilemez. Gerçek amaç nedir?.. "Bâbıâlide Sabah'ın en büyük his- sedarları, Bahariye mensucat fabrikasının sahipleri, Nurettin ve Sabahattin Topbaşlardır. e Ortaklar arasında, "tasarruf bonolarının kal- dırılmasını hiç arzulamıyan" Kapa- lıçarşı sarraflarından Süleyman Pe- kel de bulunmaktadır. Ancak bu patronlar, gazetenin rotasını çiz- mek yetkisinden uzak tutulmuşlar- dır. Gazeteyi, ne Genel Yayın Mü- dürü diye imzası çıkan irfan Ata- gün, ne de başyazıları yazan Sait Bilgiç -Saadettin Bilgiçin DP'li kar- deşi yönetmektedir. Gazete, tekke bülteni olarak, tamamen perde ar- kasında bulunan bir matbaacı tara- fından ve "metazori" idare edilmek- tedir. Bu esrarengiz matbaacı, ga- zetenin idaresine tamamen, kendisi- ne imân etmiş fedaileri, ülküdaşları- nı yerleştirmiştir. Mehmet Ali Alp- kan adını taşıyan ve kendisini tanı- yanlarca "korkunç bir teşkilâtçı" ol- duğu söylenen bu matbaacının ga- zetenin kritik noktalarına yerleşti- rilmiş adamları, onu daima durum- dan haberdar etmekte ve patronla- rın çeşitli müdahaleleri, böylece, za- 26 Sait Bilgiç Taşın ardındaki adam manında önlenmektedir. Gazetede idareyi ele alan Alpkanın beş adamı- nın baş harfleriyle meydana gelmiş "MESİH" kelimesi, âdeta bir gizli teşkilât gibi, çalışanları kontrol- al- tına almıştır. Bu kelimenin "1" har- fi, genel yayın müdürü ve gene ken- di tâbirlerince, "Topal Irfan"dır. Yalnız, adamlarına (o "Zallak- lar" ismi de verilen bu grupun idareyi ele alması, her geçen gün hedeflerine biraz daha yaklaşmaları pek kolay olmamıştır. Zira, bundan bir süre önce, çoğu imam hatip ve buna benzer okullardan mezun gençlerden bir grup, Alpkana kar- şı ikinci bir cephe kurmuştur. Dört hafta önce bu grup, gazetenin idare- hanesini basarak, gösterdiği adam- AKİS larının yazı kadrosuna yerleştiril- mesini istemiştir. Patron vekili bun- ların teklifini kırmamış, isteneni yapmıştır. Ancak, haberi o tarihler- de biraz geç alan M. Ali Alpkan, derhal harekete geçerek, Üniversi- te ve çevresinden topladığı 90-60 ki- şilik bir grupla gazeteyi basmış ve patrona, "Sen fabrikanı idare et!. Gazeteyi biz idare edeceğiz" demiş- tir. Bu beklenmedik baskından son- ra da, gazetede "cunta" kurulmuş- tur. Ömer Öztürkmenin eline uçak biletini vererek, kendisini Ankara- ya sepetleyen bu grup, sol ayağı sa- kat olduğu için değnekle yürüyen irfan Atagünü onun yerine geçir- Ankara Bürosunda Hami kisinin kesilmesi yakındır. Tekke Bülteninin, birer " son” gibi "ser verip sır vermi- yen" bugünkü yöneticilerinin per- de arkası güttükleri amaç, Türki- yede önce bir zemin hazırlamaktır. Bir yandan nurculuğun suç olmadığı en güvenilir kalemlerle yazılıp, bu düşüncede olanlara cesaret verilir- ken; öte yandan da devrimci, ata- türkçü gençleri ve kalemleri kötü- lemek yoluna gidilmektedir. Geçtiği- miz haftanın son günü, İstanbulda bulunan Pakistan İslâm Partisi "Ca- maat-ı İslâmi" lideri Çavdari Gu- lam Muhammed ile yapılan özel mülakatın yayınlanması, bu yön- den çok anlamlıdır. , Bilindiği gibi, Pakistan bir "Islam Cumhuriyeti"dir ve bu sis- temin propagandacılarının gözleri- nin çevrik olduğu yerlerden biri de orasıdır. Bu konuda Cumhuriyet Devrinde yayınlanan ilk eser SAVCI Yılmaz Akıncı ve AVUKAT Tahsin Atakan'ın Mevzuatta KABAHAT FİİLLERİ ve USUL HÜKÜMLERİ adlı kitap satışa arzedilmiştir. Hâkim, savcı, avukat, idareci, herkesin ve halkın hergün karşılaştığı hadiseleri yüksek tahsilde ceza hukuka okuyan açıklıyan izahlı, notlu, içtihatlı müracaat kitabı. 350 sayfa 15 liradır. Genel dağıtım ve isteme: Minnetoğlu Kitapevi Cağaloğlu — İstanbul (AKİS: 210) 9 Temmuz 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: