16 Temmuz 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 13

16 Temmuz 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS leştirilmesi meselesi vardı. Schrö- der, görüşmeler sırasında bu mese- leyi de söz konusu etti ve Türk Hü- kümetinin görüşünü aldı. Çağlayan- gil, Türk Hükümetinin alınanların bu dâvasını büyük bir samimiyet ve anlayışla desteklediğini bildirdi. Bu konuya o akşam, misafir Bakan şerefine Hariciye (Köşkünde veri- len yemekte de değinen Çağlayan- gil, şöyle dedi: "— Alman milletinin bu samimi emellerinin gerçekleşmesinin (aynı zamanda Avrupada devamlı bir ba- rış ve istikrarın teessüsü için lü- zumlu olduğuna kaniiz." Tabii bu, daha ziyade platonik ve nazik bir sözdü. Devamı Bonn'da Türk Heyeti Türkiyenin Kıbrıs dâvasını izah ettikten sonra eko- nomik meseleler ele alındı ve Al- manya ile Türkiye arasındaki eko- nomik işbirliğinin memnuniyet ve- rici bir şekilde gelişmekte olduğu karşılıklı olarak ifade edildi. Schrö- der, Salı günü resmi görüşmeler so- na erdikten sonra Dışişleri Bakanlı- &ında düzenlediği basın toplantısın- da bu konuya da değindi: — Elimizdeki bütün imkânlar- la Türkiyeyi takviye edeceğiz" de- di. da, almanların platonik ve nazik sözüydü. Nitekim Schröder, Türkiyeye ya- pılan yardımın arttırılıp arttırılma- yacağı yolundaki bir soruya şu kar- şılığı verdi: — Öyle sanıyorum ki yardımı arttırmak için elimizde imkân ol- mayacaktır. Bu sene ve gelecek se- ne alman bütçesi bir darlık geçire- cektir. Bu yüzden yardımları kıs- mak mecburiyeti doğacaktır. Fakat, Türkiyenin bizim nazarımızda ö- nemli bir yeri vardır!" İki memleket temsilcilerinin de "memnun" ayrıldıkları görüşmele- rin yakında Bonn'da devam etmesi kararlaştırıldı. Politikacılar Bir “âmme avukatı" Olay, haftanın başındaki Pazar gü- nü, Kızılcahamamda bir kara- 16 Temmuz 1966 Hamid Fendoğlu Bumin 1 kolda geçti. Savcı, hem dâvâlı, hem davacı durumunda olan tarafların ifadelerini almakla meşguldü. Bu sı- rada odaya kahverengi elbiseli, si- yah rölöve şapkası elinde, iriyarı bir adam girdi ve heyecandan titre- yen e. sesle kendini Savcıya tak- dim YURTTA OLUP BİTENLER "— Ben, Malatya milletvekili Ha- mit Fendoğlu!" Taraflardan bir kısmı gazeteci oldukları için, AP'nin yumrukçu Hamidosunu gayet iyi tanıyorlardı. Tanımayanlar, ifade veren kabada- yı edalı dört gençle Savcıydı. Savcı, Hamidoya: — Evet, buyrun?" dedi. Savcının Hamido ismini ciddiye almaması, AP'li milletvekilini sinir- lendirdi. Fakat kendini tuttu. Zira onun hedefi, gazetecilerdi. Bir de Savcıyı karşısına alıp, hedefi çifi- leştirmesi (o işini (o güçleştirebilirdi. Savcının önemsemeyen davranışını hissetmemiş görünerek sesini yük- seltti: "— Savcı bey, suçlu bunlar!" Hamidonun "suçlu" dedikleri, tatillerini eşleriyle birlikte Kızılca- hamamda geçirmekte olan gazete- cilerdi. TRT İç Haberler Dairesi Müdürü Doğan Kasaroğlu, Turgut Özakman, Güngör Yerdeş ve Faruk Taşkıran, kaldıkları otelin bahçe- sindeki havuzda yüzerlerken, dür- bünle eşlerini oseyreden kabadayı kılıklı gençlerle kavga etmişler ve karakola başvurmuşlardı. Tesadü- fen Kızılcahamamda bulunan Hami- do ise, gazetecilerin TRT'de çalış- tıklarını öğrenince soluğu karakol- da almıştı ŞAFAK Manifatura - Mefruşat Mağazası Mehmet ve Turgut Güdüllüoğlu Zengin, yeni çeşitleri ile her cins ve kalitede Pamuklu, İpekli Kumaşlar, Perdelik ve Döşemelik mevcuttur. Yenişehir, Atatürk Bulvarı 884/A — Ankara Telefon: 12 77 50 (AKİS — 223) 13

Bu sayıdan diğer sayfalar: