16 Temmuz 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 20

16 Temmuz 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İşte, meşhur Taiho. Japon güreşi Sumo, de kolay değil ya.. Daha ziyade, bir gösteri. Güreşçilerin cüssesi, bir fil cüssesi. Taihonun arkasın- da görünen hokkabaz kılıklı kimse, oyunun hakemi. Sumonun Japonyada o kadar çok seyircisi var ki.. Başta, İmparator ve İmparatoriçe. zim sünnet düğünlerinde ortaya çıkan hokka- baz Portakaloğlunun elindeki şakşağa benze- yen bir şakşak. Gösterişli hareketlerle ortaya geliyor, japon tiyatrosu Kabukideki aktörlerin genizden konuşmaları tarzındaki bir konuş- mayla güreşçileri takdim ediyor. Şişkolar rin- ge çıkıyorlar, halkı selamlıyorlar. Güreşin tam dört dakikalık bir hazırlık devresi var. Şişkolar çizgilerin üstüne gelip vaziyet alıyorlar, eğiliyorlar, kalkıyorlar, çe- vikliklerini deniyorlar. Hayrettir, bu 130 kilo- luk adamlar çivi gibi.. Bazen köşelerine gidi- yorlar, bir avuç tuz alıp ringe serpiyorlar. A- yakları kaymasın diyeymiş. Karşılıklı geçiyor- lar, tam dalış yapacak gibi görünüp dalış yap- mıyorlar. Salonda bir uğultu, bir uğultu.. Şiş- kolar bacaklarını havaya kaldırıyorlar, adale- lerini çalıştırıyorlar. Dört dakika böyle geçiyor. Müsabaka zamanı geldiğinde hakem iki rakibi çizgilerin üzerine davet ediyor, sonra, elindeki şakşağı atlara depar verir gibi indire- 38 seyrettikçe zevkine varılan bir spor. Buna spor demek rek başlama işaretini yapıyor. Şişkolar birbir- lerinin üzerine hücum ediyorlar. O zaman, Su- moda kilonun rolü kendini belli ediyor. Bütün marifet, rakibini dairenin dışına atmakta. Baş- ka bir mesele yok. İtişip kakışma. Kimi, öteki- ni paçadan tutuyor, havaya kaldırmaya çalışı- yor, kimi çelme takıyor. Daireden dışarı ilk fır- layan, yani vücudunun bir parçası -en fazla ayağı- dairenin dışına ilk çıkan yenik sayılıyor. Çok zaman rakibi de onunla beraber uçuyor. Ama, ziyanı yok. Rakiplerden birinin daire içinde kalması gibi bir mesele yok. İş, daire- nin dışına ilk çıkmamak. 130'luk şişkoların itişmesi bir dakika ya sürüyor, ya sürmüyor. Tam birer azgın deve gibi hamle yapıyorlar ve rakiplerini dışarı at- mak için uğraşıyorlar.- Bir dakika içinde de ya biri, ya öteki yenik düşüyor. Böyle anlatınca, Sumonun hiç bir cazibe- si yok değil mi? Ama, objektif anlatma tarzı da, bu. Gerçekten, Sumo sadece böyle bir itiş.

Bu sayıdan diğer sayfalar: