İşte, meşhur Taiho. Japon güreşi Sumo, de kolay değil ya.. Daha ziyade, bir gösteri. Güreşçilerin cüssesi, bir fil cüssesi. Taihonun arkasın- da görünen hokkabaz kılıklı kimse, oyunun hakemi. Sumonun Japonyada o kadar çok seyircisi var ki.. Başta, İmparator ve İmparatoriçe. zim sünnet düğünlerinde ortaya çıkan hokka- baz Portakaloğlunun elindeki şakşağa benze- yen bir şakşak. Gösterişli hareketlerle ortaya geliyor, japon tiyatrosu Kabukideki aktörlerin genizden konuşmaları tarzındaki bir konuş- mayla güreşçileri takdim ediyor. Şişkolar rin- ge çıkıyorlar, halkı selamlıyorlar. Güreşin tam dört dakikalık bir hazırlık devresi var. Şişkolar çizgilerin üstüne gelip vaziyet alıyorlar, eğiliyorlar, kalkıyorlar, çe- vikliklerini deniyorlar. Hayrettir, bu 130 kilo- luk adamlar çivi gibi.. Bazen köşelerine gidi- yorlar, bir avuç tuz alıp ringe serpiyorlar. A- yakları kaymasın diyeymiş. Karşılıklı geçiyor- lar, tam dalış yapacak gibi görünüp dalış yap- mıyorlar. Salonda bir uğultu, bir uğultu.. Şiş- kolar bacaklarını havaya kaldırıyorlar, adale- lerini çalıştırıyorlar. Dört dakika böyle geçiyor. Müsabaka zamanı geldiğinde hakem iki rakibi çizgilerin üzerine davet ediyor, sonra, elindeki şakşağı atlara depar verir gibi indire- 38 seyrettikçe zevkine varılan bir spor. Buna spor demek rek başlama işaretini yapıyor. Şişkolar birbir- lerinin üzerine hücum ediyorlar. O zaman, Su- moda kilonun rolü kendini belli ediyor. Bütün marifet, rakibini dairenin dışına atmakta. Baş- ka bir mesele yok. İtişip kakışma. Kimi, öteki- ni paçadan tutuyor, havaya kaldırmaya çalışı- yor, kimi çelme takıyor. Daireden dışarı ilk fır- layan, yani vücudunun bir parçası -en fazla ayağı- dairenin dışına ilk çıkan yenik sayılıyor. Çok zaman rakibi de onunla beraber uçuyor. Ama, ziyanı yok. Rakiplerden birinin daire içinde kalması gibi bir mesele yok. İş, daire- nin dışına ilk çıkmamak. 130'luk şişkoların itişmesi bir dakika ya sürüyor, ya sürmüyor. Tam birer azgın deve gibi hamle yapıyorlar ve rakiplerini dışarı at- mak için uğraşıyorlar.- Bir dakika içinde de ya biri, ya öteki yenik düşüyor. Böyle anlatınca, Sumonun hiç bir cazibe- si yok değil mi? Ama, objektif anlatma tarzı da, bu. Gerçekten, Sumo sadece böyle bir itiş.