1 Ekim 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 11

AKİS sı için yazılan yazının tarihi ile aynı olduğunu gören Asral, Bakanlığın tutumunun o değiştiği (hakkındaki düşüncesinde yanıldığını üzüntüyle anlamış ve bu defa Danıştay Beşin- ci Daireye başvurmuştur. o Beşinci Daire, Asrala uygulanan son işlem hakkında da yürütmenin durdurul- ması kararı vermiş, bu da uygulan- mamıştır. Aynı Bakanlıktan emekliye sev- kedilen Müsteşar Muavini oHamit Çetintaş ile Başmüşavir Galip Ye- nal Onuncu Daireye başvurarak, Ön- ce yürütmenin durdurulması, sonra da iptal karan almışlar, fakat bun- lar karşısında idare, tam bir vur- dumduymazlık göstermiştir. Diyanet İşlerinde Danıştay kararlarına meydan oku- vr Er İşleri Başkanlığı da en saflarda yer almaktadır. Bu teşkili uygulamadığı ilk ka- rar. assıada (o mahkümlarından Me Rünyunun dini hizmetler- de kullanılıp kullanılmıyacağı hak- kındaki Danıştay kararıdır. Danış- tay, âmme hizmeti sayılacağı için, Rünyunun dini hizmette kullânıla- mıyacağına karar vermişti. Buna rağmen Rünyun, Şişli Camii imam- lığına tayin edilmiştir! Bundan son- raki olay, Diyanet İşleri eski Müşa- vere Kurulu üyelerinin durumu ile ilgilidir. Danıştay, yeni Teşkilât Ka- nunu ile kurulan "Din İşleri Yük- sek Kurulu"na eski Müşavere Kuru- lu üyelerinin otomatik olarak gir- meleri gerektiğine karar vermişti. Buna rağmen karar uygulanmamış ve Müşavere Kurulu üyeleri mağ- dur bırakılmışlardır. Bunun üzeri- ne, haksızlığa uğrayan Müşavere Kurulu üyelerinden Hamdi Kasap- oğlu, Osman Keskioğlu ve Lütfi Do- gan. Danıştay Beşinci Dairede dâva açmışlar, yürütmenin durdurulma- sı karan almışlar ve normal olarak -tabii devrimizde normaldir- bu, uy- gulanmamıştır. Haksızlığa uğrayan - lardan Hamdi Kasapoğlunun uğra- dığı muamele hakkında Beşinci Da- ire iptal kararı da vermiş bulun- maktadır. Bu da. uygulanmamıştır. Kasapoğlu iptal kararından sonra tazminat dâvası açmış ve ayrıca, SO- rumlular hakkında takibat için de Danıştaya başvurmuştur. Kasapoğ- lu bundan başka, Yüksek Din Ku- rulu seçiminin hükümsüzlüğü için de dâva açmış ve bu müracaat hak- lı görülerek, yürütmenin durdurul- ması karan verilmiştir. Ama Diya- I Ekim 1966 YURTTA OLUP BİTENLER Ziya Kayla — Muhittin Asral Vay benim net İşleri Başkanlığı tam bir vur- dumduymazlık içindedir. Herhalde, harekete geçmek için beklenen, da- ha şiddetli bir darbedir! Diyanet İşlerinin ouygulamadığı Danıştay kararlan arasında, Berga- ma Müftülüğünden Kütahya Müftü- lüğünde memurluğa tâyin edilen Necati Sönmeze uygulanan işlem hakkında, Beşinci Dairenin verdiği yürütmenin durdurulması aran da vardır. Bu teşkilâttan Teyfik Er- sen için Danıştayın verdiği yürütme- nin durdurulması ve iptal kararı karşısında da Diyanet İşleri sorum- luları tınmamışlardır. Diyanet İş- leri teşkilâtında, Elmalı tarafından yürütülen haksız tâyin kampanyası yüzünden mağdur olan ve Danıştay- da dâva açanların sayısının 80'i geçtiği ifade edilmektedir. Hedef nedir? Danıştay kararlan karşısındaki bu tutum Diyanet İşleri Başkanlığı- na münhasır kalsa, Elmalı Hoca Danıştay kararlarını şer'i ahkâma uymadıkları için beğenmiyor ve ta- nımıyor, denilebilir. Ama görül- mektedir ki tutum, bütün devlet dairelerine (yayılmış, genel ve tek bir tutumdur. Danıştaya, bu yük- sek mahkemeye, bu Anayasa mües- sesesine ve aslında Anayasaya mey- dan okuyan şu veya bu sorumlu değil, İktidarın bizzat kendisidir. İk- tidarın Danıştaya yönelen bu tavrı, bundan kısa bir süre önce, Yargı- tay Başkanının konuşması vesile- köse sakalım! siyle, oYargıtaya karşı da takınıl- mıştı. Türkiye kritik bir devreye girmektedir. Geceyarısı Meclis bas- kını, İçişleri Bakanlığı önünde ga- zeteci dövülmesi gibi olaylarla, A- nayasa müesseselerine karşı benim- senen bu külhani eda, kanun tanı- maz bir zihniyetin belirtisi ve deli- lidir. Muhalefet lideri İsmet İnönü, CHP'nin son İstanbul kongresinde meseleye önemle değinmiş ve şöyle deni — Meni huzurunu tehdit e- den iki büyük tehlikeye, aşırı cere- yanlara ve partizanca tedbirlere Kar- şı millete iki organ güven vermekte- dir: Yargıtay ve Danıştay! nlar, Anayasa rejimine Sa- hip çıktılar. Bu yüzdendir ki her iki- si de aşırı cereyan mensuplarının ve partizanların ağır hücumları altın- dadır. Hedef, bu müesseseleri işle- mez hale getirmektir." Muhalefet lideri, siyasi bir neza- lâm tutumun sahibi dar" yerine aşırı cereyanları ve par- tzanları göstermiştir. Ama itham edilenin İktidarın kendisi olduğunu anlamak için çok zeki olmaya lü- zum yoktur Dünden bugüne Bugünkü noktaya nasıl gelindiğine şöyle bir göz atmak da, gerçeği tesbite yararlı olacaktır. Başlangıç- ta Demirel İktidarı, Danıştaya karşı maskeyi sıyırmamıştı. Hattâ Ürgüp- lü dışarı gideceğinde, Süleyman De- 11