1 Ekim 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 32

1 Ekim 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 32
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

N A.B.D. Sansüre veda Hollywood'u saplandığı çıkmazdan kurtarabilmek için, Başkan John- son'un "akıl hocalığı"ndan, ameri- kan sinema endüstrisini yönetenle- rin kurduğu "Motion Picture Asso ciation of America"nın başına geti- rilen Jack Valenti, ilk hedef Ea Hollywood'un yıllanmış sansür tü züğünü ele aldığının blirlşinden (Bk. AKİS, Sayı: 640) birkaç gün sonra bir basın toplantısı yaparak, bu tüzüğün değiştirildiğini açıkladı. Böylelikle, Cizvit papazlarının ha- zırladıkları ve amerikan sineması- nı tam Ootuzaltı yıldır "düşünce kontrolü" altında tutan tüzük tari- he karışmış olmaktadır. Gerçi san- sür tüzüğü bütünüyle ( kaldırılmış değildir, ancak tüzüğe verilen yeni şekil, zaten bir zamandanberi kim- senin kulak asmadığı bu tüzüğün "zaman sana uymazsa sen zamana uy" kuralınca, sinemacıların istek- lerine boyun eğer bir kılığa sokul- duğunu göstermektedir. Valenti, ba- sın toplantısında, tüzükteki değişik- liğin sebepleri arasında, amerikan filmlerinin sanat kalitesini yükselt- mek amacının yer aldığını gizleme- miştir Bir yandan Hollywood film- lerinin kalitesi düşerken, öte yan- dan bu filmlerin maliyetlerinin kor- kunç bir hızla artışı -yirmi yıl önce Hollywood'da ortalama film gideri 8 milyon lirayken bugün 30 milyon liraya yükselmiştir- amerikan sine- ma endüstrisini büyük bir endişeye kan sinemasının şimdi kendi iç pa- zarlarında yabancı filmlerin reka- betiyle karşıkarşıya bulunması bu endişeyi daha da artırmaktadır. Bu rekabeti ancak bir kalite hamlesiy- le önlemenin mümkün olabileceği- ni düşünen Valenti, ilk adım olarak sansür tüzüğünün günün şartlarına uydurulması gerçekleştirmiş- tir. Tabii, sadece sansür tüzüğünde- ki değişiklik bir kalite odüzelmesi- ne yol açamaz. Onun için Valenti, AKİS'in geçen sayısında belirtilen öbür teşebbüslerini de gerçekleştir- mek zorundadır. Yeni bir zihniyet Yeni otüzüğünen büyük özelliği, Cizvit papazlarının, Musanın "e- vamir-i aşere"sinden aldıkları il- hamla eski tüzüğe koydukları katı, 32 E M A kesin ve uzun yasaklar listesini bel- li belirsiz, kısa bir yasak listesi kılı- ğına sokmasıdır. Böylelikle teferru- atlı ve kesin sansür tüzüklerine baş örnek olarak gösterilen ünlü "Pro- duction Code", zamanın gereklerine uydurulmak üzere yorumlanabile- cek kılığa sokulmuştur. Eski san- sür tüzüğünde yer alan yasaklardan çoğu, bu arada "ihtiraslı öpüşme- ler", "bayağı hisleri tahrik eden davranışlar", “cinsi sapıklık veya bunu akla getirir davranışlar", "çıp- laklık" konusundaki yasaklar kaldı- rılmıştır. Bunun dışında, eski tüzük- te yer alan bazı yasaklar yeni tü- zükte muhafaza edilmekteyse de, bunlar, yukarıda belirtildiği üzere, her yöne çekilmeğe elverişli on maddede toplanmıştır. eni tüzüğün en önemli değişik- liklerinden biri de, Avrupa sansür anlayışına uyularak, bazı tümlerin "büyükler için" şeklinde sınıflandı- rılmasıdır. Böylelikle, sanat değeri taşıyan, fakat bazı sahnelerinden dolayı küçüklerin görmesi sakıncalı olan filmlerin yasaklanması önlen- miş olmaktadır. Kaldı ki, "büyükler için" kaydını taşıyan bir filmin kü- çükler tarafından görülmesini Ön- leyici herhangi bir hüküm yeni tü- zükte yer almamaktadır. Bu kayıt sa- dece ana ve babalar için "uyarıcı" bir rol oynıyacaktır. Yeni tüzüğü uygulamak için ye- ni bir sansür tüzüğü kurulu da mey- dana getirilmiştir. MPAA'nın bü- tün üyeleri, filmlerinin bu kurulun onayından geçtikten sonra oynatıl- Günün Kitabı Ceza Hâkimi NAİL İNAL ve Av. TAHSİN ATAKAN'ın Notlu ve İzahlı Yeni Ceza İnfaz Kanunu Hâkim, Savcı, İdareci, Avukat ile; Ceza almış veya alacak o- lanlar için uygulanacak yeni ceza infaz sisteminin açıkla- malı, örnekli müracaat kitabı Fiatı: 5 Liradır. Genel Dağıtım ve İsteme: Minnetoğlu Kitapevi Cağaloğlu — İstanbul (AKİS: 336 masını kabul etmektedirler. Bu- nunla birlikte, MPAA, bu kurulun kararlarına itiraz hakkını elinde tutmaktadır. Gerçekte, MPAA'nın dışında, sansür kurulunun kararla- rının uygulanmasını zorunlu kıla- cak bir başka kurum veya müeyyi- de zaten mevcut değildir. Nitekim bu açıdan ele alındığı vakit, yeni tüzü- gün sadece görünüşü kurtarmak amacıyla kullanılacağı ortaya çık- maktadır: Bir kere, şimdiye kadar, eski tüzükle çatışan filmlerin he- men hepsi yabancı filmler, ithal filmleriydi. Oysa yeni tüzükte bun- larla ilgili herhangi bir hüküm ,yok- tur. İkincisi, gerek yerli, gerek ya- bancı filmlerin sansür tüzüğüne uy- maları için en güçlü müeyyide, A- merikan Sinema Salonları Sahiple- ri Birliğinin ancak Sansür Kurulu- nun onayını almış filmlere salonla- rını açmalarıydı. Nitekim eski tüzü- gün gücü daha çok buna dayanıyor- du. Oysa Amerikan Sinema Salonla- rı Sahipleri Birliği, yeni tüzük için böyle bir taahhütte bulunmamışlar- dır. Bir yandan yeni tüzüğün eskisi- ne göre çok daha esnek hükümler getirdiği ve çok daha liberal zihni- yete dayandığı, öte yandan da san- sürün etkili bir şekilde uygulanma- sını zorunlu kılacak müeyyidelerin bulunmadığı gözönüne alınırsa, a- merikan sinemacılarına çok rahat bir çalışma düzeni sağlıyacaktır. Ancak yukarıda da belirtildiği gibi, kalite meselesi, yalnız sansür me- selesinin çözümlenmesiyle o gerçek- leştirilemez. Bundan dolayı, şimdi bütün dikkatler, Jack Valenti'nin a- tacağı öbür adımlara çevrilmiştir. Türkiye “Devlet nüshası"'na doğru Devlet nüshası" yayın alanında, kütüphanecilikte kullanılan bir terimdir ve basılan her eserden belli makamlara verilmesi zorunlu plan yayınları anlatmaktadır. Devlet nüs- hası, bir ülkenin yazıya, baskıya geçmiş kültür ürünlerinin korun- masını sağlamak amacıyla konmuş- tur -daha eski çağlarda bunda san- sür uygulamanın rol oynadığı da in- kâr edilemez. Batı ülkelerinden ba- zılarında "devlet nüshası" XVI. yüz- yıla kadar uzanmaktadır. Bizde an- cak 1934 yılında çıkarılan "Basma Yazı ve Resimleri Derleme Kanu- nu"yla uygulanmağa başlanmıştır. Bu yüzden de yurdumuzda ilk türk basımevinin kuruluşundan ancak iki yüzyıl sonra basılı kültür ürün- I Ekim 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: