1 Ekim 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 15

1 Ekim 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bari sonu iyi gelse Şu satırların yazıldığı sırada, için çalmaktadır. bütün çanlar Kıbrıs Türk dışişlerini yönetenler bu konuda ağızlarını ne kadar sıkı tutmaya çalışırlarsa çalışsınlar, son günlerin bütün gelişmeleri, (Kıbrıs anlaşmazlığının Türkiye ile Yunanistan arasında niteliği üzerinde or- talıkta çeşitli söylentiler dolaşan- bir çözüme bağ- lanmak üzere olduğunu göstermektedir. Bu gelişmelerin başında, hiç şüphesiz, türk ve yunan dışişleri bakanlarının yaptıkları Washington yolculuğu gelmektedir. Bay İhsan Sabri Çağlayangil, Devlet Başkanı Sunayın yapacağı Amerika gezisinin programını amerikalı yetkililerle konuşmak gibi pek de inandırıcı olmayan bir bahaneyle çıktığı Birleşik Devletler yolculuğunda (Amerikan Dışişleri Bakanı Dean Rusk'la ikibuçuk saat görüşmüş, onun arkasın- dan Washington'a gelen Yunan Dışişleri Bakam Tum- bas da Rusk'la aynı uzunlukta bir görüşme yapmış- tır. Bu iki görüşmeden sonra, Çağlayangil ile Tumbas kendi aralarında buluşmuşlardır. Bu buluşmada yük- sek kademedeki bir amerikan diplomatının da bulun- duğu bildirilmektedir. Washington'dan New-York'a geçen Bay Çağla- yangil, eğer aya danışmak zorunu duyduğu bir- şeyler olmasaydı, Birleşmiş Milletler Genel Kurulun- daki konuşmasını da okur, öyle geri dönerdi. Fakat böyle yapmamış, kısa bir süre için de olsa Türkiyeye gelmiş ve geçtiğimiz haftanın sonunda yeniden New- York'a uçmuştur. Öteyandan, Yunan Kralı Konstantin de, birlikte ziyaret ettikleri Birleşik Arap Cumhuri- yetinde, Arşövek Makarios ile başbaşa görüşmeler yapmış bulunmaktadır. Son olarak, gözden kaçmaması gereken bir baş- ka gelişmeye daha değinelim. Aşağı yukarı bir yıl- dır Türkiyenin Lefkoşe maslahatgüzarlığını yapan Bay Özdemir Benler de, geçen hafta, "yıllık iznini kul- lanmak üzere" Ankaraya dönmüştür, Bu yıllık izin herhalde uzun sürecek olmalı ki, Bay Benlerin yerine bir başkasını göndermek zorunluğu duyulmuştur. Pek mevsimsiz olduğu şüphe götürmeyen bu yıllık iznin arkasında acaba, söylendiği gibi, Bay Benlerin sağlık durumu mu yatmaktadır, yoksa Lefkoşeye u- fukta görünen çözüm yolunu Kıbrıs türklerine suna- cak daha az yıpranmış yeni bir aracı mı yollanmak istenmiştir? Bu sorunun karşılığı da herhalde önü- müzdeki birkaç gün içinde ortaya çıkacaktır. Bütün bu gelişmeler sırasında dikkati çeken I Ekim 1966 A. Halük ÜLMAN en önemli nokta, türk dış politikasını yönetenlerin ısrarlı sessizliğidir. Gerçi Başbakan Demirelin geçen hafta New-York Times gazetesinde çıkan bir beyana- tına balonca buna pek de şaşmamak gerekir. Çünkü sayın Demirel, şimdiye kadar yalanlanmadığı İçin ger- çeğe uygun saydığımız bu beyanatında, "Kabul edebi- leceğimiz bir anlaşmaya verebilirsek, gazetelerin yaz- dıklarına kimse aldırmayacaktır. Ülkeyi Hükümet yönetmektedir ve Hükümet yalnızca Parlâmentoya karşı sorumludur" demekle, kamuoyunu açıkça işin dışında bırakmıştır. Dışişleri Bakam Çağlayangil ise, New-York'a ouçmadan önce verdiği demeçte, Ada türklerinin açık huzursuzluğu karşısında Parlâmen- tonun yanına onları da koymuş ve "Parlâmentonun ve Kıbrıs türklerinin kabul etmediği bir anlaşmaya yanaşmıyacağız" derken, nedense, gene türk kamuo- yunu bir tarafa bırakmıştır. Bu tutumun sakıncaları, daha şimdiden ortada- dır. Türk halkı, kendisini bu kadar yalandan ua diren bir sorunda yöneticilerinin ağzından aydınlana- mayınca, ortalıkta dolaşan çeşitli söylentilere kulak kabartmak zorunda kalmaktadır. Bu söylentiler, kay- naklarını, yabancı basında çıkan bazı haber ve yo- rumlardan almaktadırlar. Fransanın NATO'nun aske- ri örgütünden çıktıktan sonra kanat ülkelerin eski- sinden daha büyük önem kazandığı, özellikle Yuna- nistanın "enosis" gerçekleşirse NATO kuvvetlerine yeni bazı üsler vermeye hazır olduğu, bu yüzden Bir- leşik Amerikanın Türkiye üzerine baskılar yaptığı ve ekonomik güçlükleri ağır basan Türkiyenin de Adada kendisine tâviz olarak verilecek bir üs karşılığında adı söylenmeyecek bir "enosis"e razı olacağı, hep bu söylentiler arasındadır. Bu söylentilere Dışişleri Ba- kanı Çağlayangilin yukarıda değindiğimiz demecinde ki her tarafa çekilir sözler de katılınca, türk kamuo- yu bu konuda alabildiğine karanlıklar içine girmek- tedir. Türkiyede Kıbrıs sorununun çözümlendiğini gör- mek istemeyecek tek bir kişi yoktur. Fakat bu çözüm yolu büyük bir gizilik perdesi içinde ve kamuoyunun bilgisi olmadan kararlaştırılırsa, sonradan ortaya, hiç akla gelmeyen tenkitlerin çıkması kimseyi şaşırtma- malıdır. Türk kamuoyuna olup-bittiler yapmak ve yö- netenlere doğru görünen çözüm yollarını yönetilen- lere tartışmasız kabul ettirmek çağı, arık çok geride kalmıştır. Hele söylentiler doğru çıkar da Kıbrıs bir askeri üs karşılığında Yunanistana bırakılacak olur- sa, bu tenkitlerin pek ağır olacağı şimdiden bilinme- lidir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: