1 Ekim 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 26

1 Ekim 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 26
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tüli'den haberler Gül ve dudak bolluğu Geçligimiz hafta Beylerbeyi Sara- yında gülden geçilmiyor, türkü- ler kraliçesi Muzaffer Akgün ise fransız misafirlerine, meşhur "“in- dim ,yârim bahçesine, gülden geçil- mez", türküsünü söylüyordu. Sara- yın tarihi dekorunda Paris modası- nın çizgileriyle dolaşan fransız ka- dın gazeteciler ve jüri üyeleri, bu binlerce gül goncası arasından "yı- lın dudağı"nı seçtiler. Seçimin sonu henüz belli değil. Fakat, öyle anla- şılıyor ki, önümüzdeki yıl bütün kadınlar dudaklarını bu gül rengin- de rujla boyayacaklar. Bu arada, eski güzellik kraliçele- rinden Günseli Başarm da Paristen bir mankenlik teklifi alması bekle- nebilir. Zira fransızlar kendisiyle çok ilgilendiler. Günseli Başar, böy- yerlerde dikkati çekmesini, ilgi toplamasını doğrusu iyi biliyor. Gül ve dudak topluluğunun en hoş kadını Günseli Başardı, denilebilir. Mankenler arasında da Vakkocular ön plâna geçtiler. Vakkonun küçük ve şık paketler içinde dağıttığı e- şarplar çok beğenildi. Atıf Kaptan, fransız turistler (o şerefine padişah kılığına girmişti ama, türk gazete- cilerden pek ilgi görmedi. Şu gün- lerde oldukça geriye gidilmiş olsa da, hilâfeti hortlatmak isteyenlere iş kalmadığı böyle toplantılarda bi- le anlaşılıyor. Gecenin padişahı ilgi görmedi, fakat fransız kadınlar, vaktiyle Kraliçe Eagenie'nin misa- fir kaldığı salondan çok hoşlandı- lar ve yattığı yatakta da boy boy re- sim çektirdiler. Abdülâzizin kraliçe için hazırlattığı şâhâne yatakta mi- ni etekli fransız kadınlarını gör- Aliye Mahizade ve Mete Oktar, nişandan sonra ilk dansta Hep böyle başlar.. 26 mek, gecenin turistik özelliğini da- ha çok duyuruyordu. Fransız dost- larımız gücenmesinler, böyle konu- larda amerikalı turistlerden hiç de geri kalmıyorlar!. Olmaz olmaz ülkesi Türkiyede, hele şu devirde, olmaz diye bir şey yok. AP İktidarın- danberi ateşli bir partici (o kesilen, kokteyllerde, balolarda Bakanlar ve Bakan eşleriyle samimiyetiyle dik- kati çeken kadınlardan Tuna Köp- rülünün Amerika hikâyesi de ger- çekleşti. e Yakışıklı kocası Ertuğrul Köprülüye münasip bir iş bulundu- gu iddia edilemez ama, şimdilik Ba- sın ataşeliğinde çalışacak. Personel Kanunu çıkmadan daha ne kadar tâyinler göreceğiz, kimbilir!.. Tuna Köprülü veda havasında. Çaylar, kokteyller ve yemeklerden nefes almağa vakit bulamıyor. Şiirli nişanlar Behçet Kemal Çağların şairliği ge- riledi. diyenler yanılıyorlar. Ter- sine, çok hızlanmış. Çağlar, şiir o- kumak için hiç bir fırsatı kaçırmı- yor. Geçtiğimiz hafta Cuma akşa- mı Tarabya Otelinde nişanlanan bir çiftin yüzüklerini takarken de bir şiir patlatıverdi. Nişanlanan genç- ler prof., dr. ve yazar Derviş Maniza- denin kızı Aliye Manizade ile İstan- bullu iş adamlarından Zeki Oktarın oğlu Mete Oktardı. Erken evlenme modası aldı yürüdü. Şimdi genç- ler, nişanlanmak, evlenmek" için o- kullarının, askerliklerinin bitmesini beklemiyorlar artık. Derviş Manıza- denin kızı Avusturya Lisesine gidi- yor, damadı ise Yüksek Ticarete. Aliye Manizade uzun küpeleri, u- zun saçları, kısa elbisesiyle modern bir gelindi, daha' doğrusu, gelin a- dayı. Nişan töreni danslarla geç sa- atlere kadar uzadı. Derviş Maniza- denin üniversiteli arkadaştan, ta- nınmış doktorlar, Emine Manizade- nin de yakında nişanlanacağını soy- I Ekim 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: