1 Ekim 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 9

1 Ekim 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS lamadığı veya elinde bulunmayan bilgileri sağlamak için en az dört, beş, yere telefon etti. Hattâ bir ara, — İsterseniz, size gerekli olan şeyleri ben hazırlıyayım, Pazartesi günü alın" dedi. Kümbetlioğlunun yorgun halin- den endişe duyan AKİS'çi derhal Wiz etti: — Hayır beyfendi, olmasın. Ben not alırım." Kaderin acı cilvesi, Kümbetlioğ- lu Pazartesi günü hayatta değildi. Kümbetlioğlu, Danıştay kararla- rını uygulamayan AP İktidarının yanlış ve çok tehlikeli bir yolda ol- duğunu kısa ve kesin bir biçimde anlattı. Önce Danıştayın kısa bir ta- rihçesini yaptı: (o Danıştay, 1866'da, Abdülâziz zamanında, Napolyonun kurduğu fransız odanıştayından ör- nek alınarak kurulmuştu. Yani bu müessese bu yıl, 100. yılını doldur- muş oluyordu! Bu müessesenin ku- rulmasındaki amaç, idarenin karar- larının ve icraatının kanunlara uy- gunluğunun denetlenmesiydi. size zahmet — Osmanlı devletinde, Danışta- ym kuruluşundan önce dahi bu de- netimi yapacak müesseseler vardı. Meselâ Divan-ı Hümayun ve müftü- ler" diyen Kümbetlioğlu izahatına devam etti: Danıştay, 1960 Devrimi- ne kadar, fransız danıştayı örneğine uygun olarak, daha çok istişari bir denetim müessesesi sıfatıyla çalış- masına devam etmişti. Yeni Anaya- sa, bu müessesenin mahiyetinde de- gişiklik yapmış ve bir yüksek mah- keme haline getirmişti. Yeni Danış- tay Kanunu da buna uygun olarak çıkarılmıştı. Müessese bu şekle so- kulurken daha ziyade alman danış- tayı örnek alınmıştı. Bugün artık Danıştay, bir yüksek mahkeme ve Danıştay Dâva Daireleri ile Dâva Daireleri Kurulunun kararları, yeni Danıştay Kanununun 95. Maddesin- de belirtildiği gibi, kesindi ve muh- kem kaziye mahiyetini taşımaktay- dı. Bu kararların uygulanmaması, Anayasanın ihlâli idi. Uygulanma- yan kararın "yürütmenin durdurul- ması" veya "iptal" adını taşıması i- dareye düşen görevi değiştirmiyor- du. Kümbetlioğlu bu noktada, yü- rütmenin durdurulması kararları- nın uygulanmaması üzerine Danış- tay Dâva Daireleri Kurulunun 1965/ 473 esas numaralı, içtihat mahiyetin- deki ve "Türk Milleti adına karar veren Danıştay Dâva Daireleri Ku- I Ekim 1966 YURTTA OLUP BİTENLER Danıştayda faaliyet Memurun Marko Paşası rulunca işin gereği düşünüldü." di- ye başlayan kararından şu kısmı o- ku du: ..Böyle bir defin kabulü, yü- rütmenin durdurulması kararlarını daima kâğıt üstünde bırakmak so- nucunu elde etmeğe yarar ki, bu da bir yargı kararının idarece uygulan- maması durumunu yaratır ve böy- le bir tutum Anayasa hükümlerine aykırı düşer.” azin olan..' AKİS' çi, İktidar sözcülerinin bir, "hükümet tasarrufu" kavramın- dan bahsettiklerini, milli irade ile gelen bir iktidar olarak icraatlarına Danıştayın engel olamayacağını ile- ri sürdüklerini ifade ederek, Küm- betliloğlunun bu Oo konudaki fikrini sordu. Kümbetlioğlunun buna ceva- bı, yaratılmasına katıldığı yeni A- nayasanın bir maddesini ezbere o- kumak oldu: "— Anayasanın 114. Maddesi, ida- renin hiç bir eylem ve işlemi, hiç bir halde, yargı mercilerinin denetimi dışında bırakılamaz, der. Bu, açık ve tereddüde mahal bırakmıyacak derecede kesin bir hükümdür İktidarın diline doladığı ve dene. time tâbi tutulamıyacağını ileri sür- düğü "hükümet tasarrufu" kavra- mının kaynağı, XIX. yüzyılın başla- rında, denetilmek istemeyen fransız hükümeti çevrelerinde aleyhinde beliren cereyandan ürkerek, hoşa gitmek kaygusu ile denetim alanını sınırlandıran kararlar alan fransız danıştayının o kararlarına dayanan "hikmet-i hükümet" felsefesidir. Bu zihniyet, modern hukuk devletlerin- de çoktan terkedilmiştir. Bu naza- riyeyi 1966 yılında Türkiyede ileti sürmek, yeni Anayasayı ve yeni Da- nıştay Kanununu bilmemek kadar, işin ilmi tarafından da habersiz ol- mak demektir veya ortada bir art niyet vardır. AKİS'çi, İktidarın, Danıştay Ka- nununu, kendi eğilimine göre de- giştireceği yolunda haberler dolaş- tığını, hattâ bazı İktidar yazarları- nın bunu açıkça yazdıklarını söyle- yerek, bu konuda Kümbetlioğlunun düşüncesini sordu. o Kümbetlioğlu, üzgün bir ifadeyle, "— Hattâ İktidar çevreleri, Da- nıştayın ilga edileceğini ihsas edi- yorlar. Sonra yeniden kurulacak- mış. Son derece hazin olan, böyle bir yüksek mahkemenin ilga edile- bileceğinin İktidar omuhitlerinde söylenebilmesidir" dedi. "Mümkün mü?" şöyle cevap verdi: "— Mümkün değil! Bunun için Anayasanın değiştirilmesi o gerekir. Bu, ancak bir ihtilâlin yapabileceği iştir!" Bu hukuk ve devrim savaşçısı, ölümünden bir gün önce işte böyle konuşuyordu. sorusuna İse

Bu sayıdan diğer sayfalar: