1 Ekim 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 5

1 Ekim 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HAFTANIN İÇİNDEN Kıbrıs, hayaller ve hakikatler Amerikanın, herkes tarafından kabul edilecek tat- minkâr bir "Kıbrıs Formülü" nün bulunmasını yü- rekten istediğinden hiç kimsenin şüphe etmemesi lâ- zımdır. Kıbrıs anlaşmazlığı, Güney Doğu Avrupada Amerikaya çok pahalıya malolmuştur. Türkiyede bir amerikan düşmanlığı, bu sebepten, aşırı solcular çer- çevesinden çıkıp çok daha geniş çevrelere sirayet et- miş ve kriptoların klasik "kapitalist, komprador, sö- mürücü, emperyalist" edebiyatı bilhassa gençlik küt- lelerinin kulaklarında daha tatlı akisler bırakmaya başlamıştır. Amerika ile C.H.P. arasında da bir kara kedinin aynı yüzden girmiş olduğunu saklamakta hiç bir mahzur yoktur. Bunlar, Amerikanın Türkiyede, bizim bildiğimiz kayıplarıdır. Yunanlıların da, kendi açılarından Was- hington'a aynı derecede kızdıklarını tahmin etmek için kâhin olmak şart değildir. Bugün Amerikanın, dikenli konuya hal çaresi bul- mak maksadıyla yeniden bir gayrete geldiği görülü- yor. Türkiye ve Yunanistan arasında Viyanada ya- pıldığı artık "Soytarının Sırrı" haline gelen ikili gö- rüşmeler, en ziyade bu gayretin mahsulüdür. Yoksa, ipler böylesine koptuktan sonra, Türkiye ile Yunanis- tanın gönül rızasıyla bir anlaşmaya varmaları sade- ce hayaldir. Eğer Amerika ve onun başındakiler biraz akıllı ve biraz gerçekci davransalardı Kıbrıs mesele- si bundan çok önce bir neticeye bağlanabilirdi. Tür- kiye bu konuda hiç bir zaman, yunanlılar gibi, aşırı taleplerle ortaya çıkmamış, hep, verilebilir şeyler iste- miştir. Hiç bir uyuşmayı kabul etmeyenler, daima, Yunanistan ve Makarios olmuş, bunlar da huysuzluk ithamını, sırasına göre birbirlerine (o yüklemişlerdir. Amerika, bizim 1964 Haziranındaki çıkarma teşebbü- sümüzü tehditte önledikten sonra, Yunanistanın yo- la gelmesi ihtimalleri büsbütün ortadan kalkmıştır. Halbuki, otoriteli ve Türkiyenin sağlam kuvvetleri, umumi efkârı üzerindeki itibarı büyük bir türk hükü- meti tarafından memlekete kabul ettirilebilecek bir formül, Kıbrıs buhranı sırasında ortaya hiç atılma- mış değildir. Hem de, bu formülün sahibi bir ame- rikalıdır, eski ve tecrübeli (o Dışişleri Bakanı Dean Acheson'dur. Acheson'un birinci plânını, yani gerçek Acheson formülünü Türkiye müsait karşılamış, Yu- nanistan bunu yeni pazarlık konusu yapmak istemiş- tir. Amerika o devrede, ağırlığını Türkiyeyi o tazyik etmek için değil, Yunanistanı ikna etmek için koy- muş bulunsaydı ve hem Atinaya, hem O Lefkoşeye, bu son arabuluculuk teşebbüsünden sonra, eğer ma- kul Acheson tekliflerini kabul etmezlerse Türkiyeyle başbaşa kalabileceklerini belli etseydi Acheson plâ- nına bir elbise uydurulabilir ve hem türk hükümeti, hem yunan hükümeti bunun daha ziyade kârlı taraf- I Ekim 1966 Metin TOKER larını memleketlerinin gözü önüne sererek ihtilafı halledebilirlerdi. Bunun yerine Bay Johnson, Türki- yede, kendi istediğini kabul edecek ve bunu Türkiye- ye kabul ettirtecek bir Başbakan aramayı akıllık saymıştır. Türkiyede yeni Başbakanların bulunduğu son iki yıllık zaman içinde Kıbrıs işinin bir arpa bo- yu ileri gitmemiş olması, üstelik, bunların da, İnönü Hükümetleri tarafından memlekete anlatılabilecek formülleri dahi Türkiyeye kabul ettirebilme kudretin- den tamamile yoksun olmaları ve ellerinde gerçek hiç bir otorite tutmamaları hesapların yanlışlığını ispatlayacak vakıalardır. Demirel Hükümetinin en azından "iyiliği" ni iste- yen Amerika, hâlâ "Bedeli mubakilinde Enosis" gibi bir talihsiz formülün üzerinde dolanıp durmaktadır. Washington, Demirel Hükümeti içinden ne düşünür- se düşünsün, Türkiye için Enosisin bedeli bulunma- dığını bir türlü anlamak istememektedir. Amerika- nın, bunun yerine "Bedeli mukabilinde Taksim” tezi- ni Atmaya kabul ettirtmeye çalışması çok daha fazla başarı şansına maliktir. Türkiye, ilk günlerden bu yana, makul taleplerinden ileriye geçmemiştir. Son olarak Federasyon tezini ortaya atmış ve böyle bir formül içinde de türk cemaatinin haklarının gereği gibi korunmasını kabul etmiştir. Yunanistana verile- cek bir Kıbrısta, yani Yunanistanda bir üs, Türkiye için hiç manâ ifade eder mi? Yunanistanda türk üssü! Bu, bütün saçmalıkların daniskasıdır. Hele, Kıbrı- sın Yunanistana verilmesinin kabulü karşısında ame- rikan dolarlarının Türkiyeye akacağı vaadi, kendini bilen bütün türkleri buz gibi dondurcak ve onları Amerikaya karşı daha katı yapacak bir talihsiz tek- liftir. Amerika, Kıbrıs için herkesce kabul edilecek bir formül bulma yarışında otobüsü çoktan kaçırmıştır. Bunu yapabilmesi, Washington'un bir blok lideri ol- ma vasfını taşımasıyla kabil bulunabilirdi. Bay John- son'un böyle bir nitelik taşımadığı, artık dünyaca malüm olmuştu. Tâ, George Ball'un Türkiyeye gel- mesinden bu yana Amerika hep hayaller içinde yu- varlanmış ve gariptir, yunanlılardan gelen her hayal sukutunda bunun telafisini Türkiyeden yeni fedakâr- lıklar talebinde görmüştür. Demirel Hükümeti gibi prestije şiddetle muhtaç bir iktidara Amerikanın kafasındaki hal tarzlarından her hangi birini kabul ettirtmenin imkânsızlığım an- ladığında, Washington belki daha gerçekci bir tavrı benimseyecektir. Bu gerçekçi tavır bugün de birdir, dün de bir olmuştur: Her makul teklifi, nasıl olsa A- merikanın müdahale edeceğinden emin bulunduğu için geri çeviren Yunanistana ve Makariosa anlat- maktır ki, bunlar bir gün Türkiyeyle pek âlâ başba- şa kalabilirler!

Bu sayıdan diğer sayfalar: