1 Ekim 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 34

1 Ekim 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 34
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ss P O R Idare Sporseverlere saygı haftanın ortalarında bir gece, 19 Mayıs stadının giriş kapısının önü görülmeye (değerdi. Değil taşıt araçlarının geçmesi, in- sanlar bile stadın dış kapılarından içeri güçlükle sokulabiliyorlardı. İl- gililer, seyircilerin maçlara rağbeti- ni sağlamak maksadiyle yeni bir yo- la başvurmuşlardı: Gişelerde bayan- lar çalışacaklardı, stadda anonsları bir bayan spiker yapacaktı. Böylece sporseverler, bundan sonra maçlara daha çok ilgi duyacak, stadın tri- Geçtiğimiz İşte, bu iki takımı seyretmek ü- zere stad tumikelerinde ecel teri dökerek içeri girenleri bir üçüncü konu düşündürüyordu: Yer bul- mak! Maraton tribünlerinde merdi- venli turnikelerden girmeye zorla- nan seyirciler, tribünler dolunca a- şağılara inemez hale gelmişler, kapı ağızlarında itişip kakışmalar, tat- sız olaylar cereyan etmeğe başla- mıştı. Halbuki aşağıda bir alt kapı açılmak suretiyle, seyircilerin mara- ton tribününde alt sıralara rahatlık- la girmeleri sağlanmış olurdu. İlgi- liler, halka kolaylık sağlayacak bu hizmetten, nedense, kendilerini u- Stadyum gişesi bünleri dolup taşacaktı! Nitekim o gece gişelerde bayanlar o çalışıyor- lardı. Gişelerde ter döküp, buradan güçlükle kurtulanlar, ikinci bir en- geli aşmak üzere kapıların önüne gelip dikiliyorlar, burada da saat- lerce bekledikten sonra stadın tur- nikelerinden içeri kan-ter içinde ge- çebiliyorlardı. 19 Mayıs stadında ilk defa Cum- hurbaşkanlığı Kupası maçı oynanı- yor, bu büyük finalin iki takımını da Galatasaray ile Beşiktaş teşkil ediyordu. Bundan sonra her yıl bu kupa maçı tekrarlanacak, Türkiye Birinci Lig Şampiyonu ile Türkiye Kupası galibi karşıkarşıya gelecek- lerdi. 34 önünde bilet kuyruğu Paralı eziyet zak tutmuşlardı. Oysa bileti 15 lira- ya satılan 19 Mayıs stadının kapalı tribününde, sporseverlere bir yerde saygısızlık olarak kabul edilebile- cek, böylesi davranışlardan ilgilile- rin dikkatle sakınmaları gerekirdi. Bilindiği- gibi Avrupada, hattâ İs- tanbulda stadların en mütena yer- leri numaralanır ve biletleri numara- lı olarak satışa çıkarılır. Zira, en pa- halı ücreti ödeyerek bu yerle ere gi- renler, bunun karşılığında rahatça maçı seyretmek isterler. Bu, onların en tabii haklarıdır 19 Mayıs stadında kapalı tribün bugün numaralanmış halde hazır beklemektedir. e Yapılacak iş, bun- dan böyle plânlayıp, kapalı tribün biletlerini numaralı olarak satışa çıkarmaktır. Fakat her nedense bu, bir türlü yapılmamaktadır. Halk, stada en yüksek ücreti ödeyerek girmekte, sıkıntı içinde ve merdi- venler üzerinde maçı seyretmekte, geldiğine bin pişman, staddan ay- rılmaktadır. Bunun halka eziyet ol- duğunu söylemeğe lüzum yoktur. Çok para kazanma hırsı Stadın en mutena, en yüksek giriş ücreti ödenen yerinin biletleri- nin numaralı olmayışının tek nede- ni vardır ki o da, daha fazla seyir- ci almak ve çok para kazanmaktır. Onun içindir ki stad gişelerine bin- lerle bilet sürülmektedir. Buna, ser- best giriş kartı o taşıyanlar, bütün sezon tumikelerden ücret ödeme- den geçen davetiydiler, eş-dost da katılacak olursa, numaralı bilet sa- tılmayışının nedenleri (o kendiliğin- den su yüzüne çıkar. Bedavacılar, erken saatlerde gelip, kapalı tribün- lerin en güzel yerlerine oçöreklen- mektedirler. Öte yandan, biletle ge- lenler, ayakta, sütun diplerinde, merdiven başlarında, maç seyrede- ceğim diye ecel teri dökmektedirler. Bunun idarecilikle en küçük bir iliş- kisi bulunduğunu söylemek müm- kün değildir. Cumhurbaşkanlığı Kupası ma- çını izleyenler, daha doğrusu, kapa- lı tribünden maçı izlemek niyetiyle oraya gelenler hep, neden numa- ralı bilet satılmadığını, halka ne- den eziyet edildiğini birbirlerine so- rup dururlarken, halkın çektiği ezi- yetten habersiz bulunan ilgililer, maç sonunda masaların üzerine yı- ğılan para tomarlarını istif etmek- le meşguldüler. O gece, 33 bin 583 bilet satılmıştı ve bunun karşılığın- da sporseverlerden alman para 242 bin 695 liraydı. Bir yanda, paraları ile işkenceye katlanan sporseverler, öbür yanda paradan başka bir dü- şüncesi olmayan ilgililer... Türk sporunda nurlu gelecekten, büyük kalkınmadan söz eden yöne- ticilerin vurdumduymazlığına üzül- memek mümkün müdür? 24 Eylül 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: