21 Ocak 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 34

21 Ocak 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 34
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SİNEMA dadır. Yedi Batı Avrupa ülkesinde de sinema alanında ulusal bir yar- dım düzeninin bulunduğu, ancak bu yardımı sağlıyan kaynakların çok değişik olduğu verilen cevap- lardan (anlaşılmaktadır. £ Meselâ Fransada bu yardım, sinema bilet- lerine konan ek vergiden, bir de film piyasaya sürülürken alınan vergiden sağlanmaktadır. Batı manyada yardımı doğrudan doğru- ya hükümet yapmaktadır. İsveç, bu- nun için iki yıl önce kurduğu ve çok iyi sonuçlar aldığı "isveç Sine- ma Ensfitüsü"nün yardım fonunu kullanmaktadır ki, bu da yukarıda belirtildiği gibi biletlerden alınan zde 10'luk paylardan sağlanmak- tadır. Danimarka ile İngilteredeki yardım da aşağı yukarı buna ben- zer kaynaklardan sağlanmaktadır. İspanya ise bunu, dublaj filmlerin- den aldığı vergiyle karşılamaktadır. Hasılat ve kalite "Sight and Sound'"un üçüncü soru- su, yardımın sinemacılara han- gi ölçüye göre dağıtıldığı, hasılatla orantılı olup olmadığı konusunda- dır. Yedi ülkeden yalnız Fransa, İspanya ve İngiltere, en çok yardı- mın en çok hasılat getiren filmlere yn kesinlikle belirtmekte- dir. Batı Almanya ile Danimarkanın cevabı ise kesin bir "hayır"dır. İs- veç, yardımın, yarıdan azının hası- lâtla orantılı olduğunu bildirmek- te; İtalya, yardım ile hasılat ara sında doğrudan doğruya ilişki bu- lunmakla birlikte, ayrıca kaliteyi gözeten yardımın da bulunduğunu açıklamaktadır. Derginin üzerinde önemle durdu- gu konulardan biri de bu kaliteli filme yardım meselesidir. Verilen cevaplardan anlaşıldığına göre, hiç bir kalite primi bulunmayan ülke sadece İngilteredir, Fransada ise kalite primi yalnız kısa (filmlere mahsustur. Fakat yukarıda belirtil- diği gibi, hasılata göre yapılan yar- dımdan ayrı olarak, bazı fransız filmleri, çevrilecek senaryoların de- gerine göre, ilerideki hasılattan ö- denmek üzere, belli miktarda avans alabilirler. Bu avansın yıllık toplam tutarı 18 milyon liradır. İtalyada yılda en fazla 20 film, "üstün değer" taşıdığından dolayı kalite primi a- labilir. basına verilen ka- lite primi yarım milyon liradır. Bu- nun yüzde 71'ini yapımcı alır,. geri kalanı yönetmen, senaryocu, alıcı yönetmeni, sanat yönetmeni gibi kimseler arasında belli bir oran- da paylaştırılır. İsveçte filmlere yapılan yardımın yarısı, "kalite" yi temel almaktadır. İki yıldanberi yü- rürlükte olan bu yardımdan, birinci yıl 8, ikinci yıl 13 film yararlanmış- tır. Danimarkada da buna benzer bir yardım şekli uygulanmaktadır. İspanyada kaliteli filmlere, film gi- derinin yarısına kadar ulaşabilen prim verilmektedir. Batı Almanya- da İçişleri Bakanlığının e yardım için ayırdığı yıllık 9 milyon lira, senaryoların incelenmesiyle verildiği gibi, film tamamlandık- tan sonra ödül. şeklinde de veril- mektedir. Bu durumda ödül kaza- nan film senaryo halindeyken yar- dım görüşse bu miktar ödülden dü- şülmektedir. Genç sinemacılara yardım "Şight and Sound'"un sorularından biri de, genç sinemacıları teşvik için herhangi bir düzenin kurulmuş olup olmadığıdır. Özellikle devlete bağlı bir sinema okulunun bulunup bulunmadığı, deneme niteliğindeki çalışmaların desteklenip desteklen- mediği sorulmaktadır. Yedi ülke den, İngiltere hariç, hepsinde dev- lete bağlı sinema okulları bulundu- gu, hattâ Fransa ile Batı ya- da ikişer okulun yer aldığı, Batı nya, İsveç, Danimarka ve İs- panyada genç sinemacıları, deneme 34 AKİS niteliğindeki oçalışmaları odestekli- yen düzenlerin kurulduğu verilen cevaplardan anlaşılmaktadır. Ayrıca, İngilterede de iki koldan bu yolda- ki çalışmalar ve genç sinemacılar desteklenmektedir. Yerli film yapımım desteklemek için başvurulan yollardan biri de sinemalarda yerli fi sı mecburi olan süredir. Fransada her sinema 13 haftadan 5 haftasını yerli filmlere ayırmak Z0- rundadır. İtalyada her üç ayın 25 günü, İspanyada yabancı filme ayrı- lan her üç haftaya karşılık bir haf- ta, ngilterede bütün gösterinin sü- resinin en az yüzde 30'u yerli film- lere ayrılmaktadır. Batı Almanya, İsveç ve Danimarkada ise böyle bir koruma düzenine lüzum görülme- miştir. Şimdi sonuca gelelim: Bir yanda, yalnız sinema endüstrisi değil, ö- bür bellibaşlı endüstri kollan da gelişmiş, "oturmuş" sayılan yedi büyük Batı ülkesinde sinemayı ko- rumak için başvurulan tek değil bir- çok tedbir; bir yanda, az gelişmiş ülkeler arasında sayılan yurdumu» da uygulanan, zararı yararından çok, tek bir koruma düzeni. Bir yanda, İkinci Dünya Savaşından bu yana uygulanmakta olan, tık geliştirilip yenilenen, fakat şim- dilik kaldırılması hiç düşünülmeyen koruma düzenleri; bir yanda, 1948- de nasılsa konan ve bütün değişen şartlara rağmen olduğu gibi kalan, şimdi de tamamiyle etkisiz hale ge- tirilmek istenen bir koruma düze- ni. Bir yanda, sinemalarındaki geliş- meleri yakından inceleyip gerekli tedbirlerini verimli bir işbirliğiyle birlikte alan sinemacılar ve resmi makamlar; bir yanda, günlük çı- karlarından ötesini düşünmeyen, yalnız vurgun düzeninin sürüp git- mesini isteyen sinemacılar ile sine- mayı bir gelir kaynağından başka gözle görmeyen, film sayısı artışını sağlık belirtisi sayacak kadar du- rumdan habersiz olan resmi makam lar... Yurdumuzda sinemanın 'niye bir türlü belini doğrultamadığının bundan daha açık sebebi olabiliı mi? Sinemacılarımızda bu akıl ve ilgililerde de bu bilgi varken, sine mamız sinema olmayı daha çoook bekler. 21 Ocak 1967

Bu sayıdan diğer sayfalar: