4 Şubat 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 17

4 Şubat 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

XVHI Bir açılış töreninin düşündürdükleri — İsmet Paşaya kıyamet kadar tezahürat yapılıyor — Bir Hükümet kuruluyor ve istifalar gecikmiyor — D avulun kimin boynunda, değneğin ki- min elinde olduğu hakkında... Unutmadığım, hep hatırladığım günlerden bir tanesi de, 1961 Ocağının 6'sıdır. Bir Cumay- dı. O gün Ankarada, şimdiki Parlâmento bina- sında, Kurucu Meclis açıldı. Başkentte bütün caddeler bayraklarla donatılmıştı. Hava güneş- liydi, fakat soğuktu. Buna rağmen halk sokak- lardaydı ve herkesin yüzünde memnunluk ifade- si vardı. Hani neredeyse, rastlaşanlar, birbirle- rini hiç tanımasalar bile sarılışıp öpüşeceklerdi. Böyle içten coşkunluklar, toplumlarda ender görülüyor. O sırada Ankara Komutanı olan Korgene- ral Cemal Madanoğlu bilhassa Meclisin önünde muhteşem bir manzara hazırlatmıştı. Yayvan merdivenlerin üzerindeki esplanadın kenarları- na, ellerinde bayraklı mızraklar tutan süvari- ler bir baştan ötekine yerleştirilmişti. Basamak- ların başında, bu defa muhafaza maksadıyla de- ğil, dekoru güzelleştirmek ve bütün Silâhlı Kuv- vetlere temsil edilme imkânını vermek için iki tank konulmuştu. Direklerde bayraklar dalga- lanıyor, bandolar çalıyor, borular ötüyordu. Mehter takımı bile göz alıcı kıyafetiyle tören yerinde hazırdı. Son derece şık subay ve erler yerlerini almışlardı. Halk zaman zaman onları alkışlıyordu. Heybetli binanın içi de,dışından daha az muhteşem değildi. Tahta kaplı duvarları, kah- verengi ve mavinin en zarif o bağdaştırmasıyla güzelleştirilmiş dekoru, zarif avizeleri ve baş- kanlık kürsüsünün üstüne asılmış türk bayrak- larıyla geniş, o zaman insana inanılmaz derece- de geniş gelen toplantı salonu âdeta baş dön- dürüyordu. Fakat. asıl. heyecan fırtınası, İsmet Paşanın yemini sırasında esti. Ben o gün evden erkence çıktım. Hem yer bulamamaktan korkuyordum, hem de havayı görmek istiyordum. İsmet Paşa henüz evdeydi. Yemekten sonra biraz dinlenecek, toplantıya öyle gidecekti. Gerçi kalp rahatsızlığı geçmişti ama, doktoru gene de, dikkat etmesini istiyor- du. Mecliste dinleyiciler, yerlerini saat 13'den itibaren almaya başlamışlardı ve 14'te her ta- raf doluydu. Ben, bası nlocasında, gazeteci ar- kadaşlarla beraberdim. Gelenleri, gidenleri sey- rediyor, kendi aramızda hep olduğu gibi ve ken- di aramızdaki tâbirle "matrağımızı geçiyor duk”. Dinleyicilerin ilk alkışı, M.B.K. üyelerine oldu. Bunlardan üniformalı bulunanlar hemen tanındılar ve coşkun bir şekilde alkışlandılar. İkinci alkış salvosu, İsmet Paşa salona dahil olunca koptu. C.H. P. Genel Başkanına M.B.K.' nin basın sözcüsü Baha Vefa Karatay yol gös- teriyordu. İsmet Paşa içeri girince, baktık, piş- kin Kasım Gülek ona doğru seğirtti.Etraftaki- leri omuzladı, İsmet Paşanın yanı başına so- kuldu. Foto muhabirleri gülümsediler, ama inatlarına o an flâşlarını parlatmadılar. Zira bu, Kasım Güleğin beylik numaralarından bi- riydi. İsmet Paşa pişkin politikacıya hiç yüz vermedi. Buna rağmen Gülek, İsmet Paşayı kendi yanına oturtmak istiyordu. İsmet Paşa, yanındaki İsmail Rüştü Aksalla birlikte yürü- dü. Zaten Karatay da kendisine başka bir yeri, M.B.K. üyelerinin işgal ettikleri ön blokun he- men sağına, yani Başkanlık kürsüsünün soluna gelen sıraların ilkini işaret ediyordu. Aksal, İsmet Paşa oturduktan sonra Genel Başkanı- nın yanından ayrıldı ve âdeti veçhile mütevazi, gidip arka sıralardan birine yerleşti, İsmet Pa- şanın yanına ise Hikmet Kümbetlioğlu geçti. Günün büyük heyecanı, yemin töreni sıra- sında, kâtip "İsmet İnönü" adını okuyunca baş- ladı. Binanın heybetli salonunu iğne atsan yere düşmiyecek şekilde dolduran kadınlı erkekli, sivilli askerli muazzam kalabalık bir anda dal- 137

Bu sayıdan diğer sayfalar: