4 Şubat 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 33

AKİS nın hemen her sayfasında bulabilir- siniz. Kara kitap bu durumuyla, "halkın sineması" diye yutturulma- ga çalışan türk sinemasının, aslında nasıl bir masa başı sineması oldu- ğunu, nasıl iki sade kahve, üç-beş çay veya iki işkembe çorbası ara- sında çırpıştırılmış karalamalara dayandığını büyük bir açıklıkla or- taya koymaktadır. Anlaşılan, bir ta- kım sinemacılar "türk halkını tanı- yüzden ortaya bir "senaryocular si- neması" çıkmış; Stroheim'ın Holly- wood'a taktığı "sosis makinesi" ye- rine bir "senaryo makinesi" kurul- muş, bir tarafından üç-beş kuruş a- tılınca öbür tarafından senaryo çı- karan bir makine... 1965'in filmleri- nin tanıtma yazıları incelenecek o- lursa, 218 filmin 109'unun senaryo- sunun, bu çeşit bir düzineyi bile bulmıyan senaryo makinesince mey- dana getirildiği görülecektir! Evet, 109 filmin senaryosu sadece Il se- naryocunun elinden çıkmıştır ve bunlar arasında tek başına bir yıl- da 23 senaryo, 18 senaryo, Il senar yo verenler vardır. Türk sineması, bu bakımdan, gerçekten modem bir sinemadır. Çünkü tarihte ilk defa olarak senaryoları elektronik beyin sistemine uyarak hazırlamağı ba- şarmıştır! Yalnız bu elektronik bey- nin ufacık bir kusuru vardır: min- yatür elektrik devreleri hep yanlış bağlanmıştır. Onun içindir ki çok vakit, bir kayık tabağı patlıcan dol- ması yiyip yatan insanın gördüğü düşlere benzer senaryolar verir... Kara kitabın, yüzde 60'a yakım okuma yazma bilmeyen, daha bü- yük bir kısmı da yarı cahil halde bı- rakılmış bir halkın eğlenmek, oya- sineması" diye tanıtmak isteyenleri ne dereceye kadar utandıracağı bili- nemez, hiç utandırmaması da muh- temeldir. Ama bu kara kitabın, Be- lediye Gelir Kanununda yapılacak değişiklikle ilgilenen bütün Parlâ- incelenmesi filmleri yabancılara karşı koruya- lım mı korumayalım mı? Eğlence resmi oranını artıralım mı artırmı- yalım mı?" konusu ikinci sıraya ge- çer, türk halkının akıl ve ruh sağ- 4 Şubat 1967 lığı bakımından yerli filmlere karşı korunması önem kazanır. Kimbilir, belki böylelikle, türk halkının akıl ve ruh sağlığı için bazı tekel mad- delerinden daha zararlı olan bazı filmlere karşı tedbir almak zorunlu- luğu nihayet 'anlaşılır; bu filmler SINEMA "alkol derecelerine göre" bir sınıf- lamaya tâbi tutulup ona göre ver- gilendirilir; zararları oranında yük- selecek bu verginin geliri de türk halkına gerçekten yararlı bir sine- manın doğmasını sağlıyacak şart- ların yaratılmasında kullanılır.