4 Şubat 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 24

4 Şubat 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER Batı Avrupa Yerlerinde sayanlar govyet Devlet Başkanı Nikolay Podgorninin Romaya yaptığı zi- yaret sağcı kuruluşların (o önlerine her gelen yere yerleştirdikleri bom- baların gürültülü patlamaları ara- sında sürüp giderken, geçen hafta, Pariste de belki bu kadar gürültü- ye yol açmayan, fakat çok daha ö- nemli bazı toplantılar oluyordu. Bu toplantılarda karşı karşıya gelenler, İngiliz ve Fransız devlet adamlarıy- dı. Tartışılan konu da, İngilterenin Ortak Pazara girmesi konusuydu. Pahalı Yarış Birleşik Amerika ile Sovyetler Birliği arasındaki uzay yarışı, geride bıraktığımız haftanın sonunda, bilinen ilk kurbanlarını vermiş bulunuyor. Amerikalı uzay adamlarından Yarbay Virgil Grisson, Yar- bay Edward White ve Binbaşı Roger B. Chaffee, kaderin garip bir tecellisi olarak uzayda değil, fakat yerde yaptıkları bir deney sıra- sında ve kapsüllerinde çıkan bir yangın sonucunda, hayatlarının en güzel çağlarında dünyaya gözlerini yummuşlardır. Bu acıklı olayın yeryüzünde yaşayan her insanın yüreğinde acı bir burukluk yarattı- ğından şüphe edilemez. Iki, bu üç amerikan havacı uzay yarışına çıkan insanlığın ver- Be diği ilk kurbanlar değillerdir. Belki bu ndan önce başka ülkelerde ya- pılan denemeler sırasında, kulağımıza gelmeyen başka acıklı olaylar da olmuştur. Bunu kesinlikle bilecek durumda değiliz. Fakat şurası kesinlikle söylenebilir ki, eğer üç amerikan uzay adamı bu korku ve- rici yarışın ilk kurbanı değillerse bile, mutlaka son kurbanları da değillerdir. Yarış ilerledikçe, çıkılan yükseklikler başdöndürücü uzak- lıklara ulaştıkça, Grisson, White ve Chaffee'yi yerde, ya da uzayda iz- leyecek mutlaka başka kurbanlar da olacaktır. Bundan şüphe edil- memelidir Uzayın yapısını, yıldızların ve uyduların esrarını aydınlatacak bi- lim susuzluğunu anlamıyor değiliz. Fakat insanoğlu, teknolojinin bugün ulaştığı gelişme noktasında değilse bile, yarın ulaşacağı nok- tada, bu susuzluğu insan hayatını tehlikeye düşürmeden mut- laka giderecek yeterliğe erişecektir. Dünya kamu oyunu oyalamak için söylenen sözler ne olursa olsun, biz bugünkü yarışı bilgi SUSUZ- luğunun çok ötesinde, yeryüzündeki üstünlük çekişmesinin uzaya da aktarılması olarak görüyor, bu uğurda dökülen milyarlarca liraya, verilen ve verilecek kurbanlara acımaktan kendimizi alamıyoruz. Amerikan ve sovyet yöneticileri aya ilk gidecek ülkenin yeryüzün- de büyük bir kuvvet ve itibar kazanacağım, bunun kendi siyaset dü- zenleri için eşi görülmemiş bir reklam olacağını düşünebilirler. Fakat dünya kamu oyu için onlara bu düşüncelerinin doğru olmadığını du- yurmak zamanı artık gelmiştir. Dünyadaki insanların dörtte üçü in- sanlığa yakışmayan şartlar altında yaşarken; hastalık, açlık ve bil- gisizlik bu mutsuz dörtte üçün arasında kol gezerken; hattâ bırakınız bu dörtte üçü, amerikan ve sovyet uluslarının bir kısmı bile daha iyi bir hayat için çırpınıp dururken bir üstünlük gösterisi için milyarlar dökmek israftan, akıntıya kürek çekmekten başka birşey olabilir mi? Bir türk atasözü "bir musibet bin nasihatten yeğdir" der. Üç genç amerikalı uzay adamının ölümü, artık herkes için gözaçıcı bir olay ol- malıdır. Uzayın bilinmeyenlerini çözmek için paranın ve insan haya- tının en büyük dikkatle kullanılacağı bir uluslararası işbirliğine gidil- meli, uzayın fethi hem para, hem de insan hayatı kaybından başka birşeye yaramayan bir anlamsız üstünlük yarışı olmaktan çıkarmalı- dır. Eğer ölümlerile bütün dünyaya bu gerçeği gösterebilirlerse, Grisson, White ve Chaffee'yi insanlığa büyük hizmetleri geçen insan- lar Üstesinde en başa almalıyız. 24 Başkan de Gaulle'ün Ortak Pa- zarın kapısını 1963 yılında pek de nazik olmayan bir biçimde İngilte- renin suratına kapamasından son- ra İngiliz Başbakanı Wilson'm Pa- rise kadar giderek bu konuda yeni bir denemeye girişmesinin, elbette bir nedeni olmalıdır. Hele İngiliz Başbakanının muhalefet sıralarında olduğu gibi iktidarının ilk günle- rinde de ülkesinin Ortak Pazara gir- mesine pek taraftar olmadığı odü- şünülürse, bu nedenin önemi daha kolay anlaşılabilir. Bazılarına ogö- re Wilson'ın son günlerde bu konu- da fikir değiştirmesinin başlıca ama- cı, bir politika manevrası yapmak- tır. Bilindiği gibi, Muhafazakâr Par- ti içinde olduğu kadar İşçi Partisi- nin bazı kanatlarında da İngiltere- nin Ortak Pazara katılması yolunda bir akım vardır ve bu akıma kayıt- sız kaldığı sürece Wilson yalnızlığa düşmekten kurtulamayacaktır. Ba- zılarına göre de, İngiliz Başbakanı son yıllarda İngiltereye akan ame- rikan sermayesinin bütün ingiliz e- konomisini amerikan deneti altına koymasından korkmaktadır. Gerçek- ten, ingiliz parasının da son yıllar- da ancak amerikan desteğile ayak- ta durduğu gözönüne alınırsa, eko- nomik bakımdan Birleşik Amerika- ya bu kadar bağlılık Wilson için hiç de iç açıcı olmasa gerektir. Nitekim Wilson, Başkan de Gaulle'le görüş- meden önce Avrupa Konseyinde yaptığı bir konuşmada, İngilterede- ki amerikan sermayesinden acı acı şikâyet etmiş ve ekonomik bağımsız- lığın ancak Avrupanın ortak çabala- rıyla kazanılabileceğini söylemiştir. Bunun Başkan de Gaulle'ün kulağı- na hoş gelen bir nağme olduğundan şüphe edilemez. Ancak, Başbakan Wilson'ı de Ga- ulle'ün ayağına kadar gitmeye zorla- yan asıl neden, İşçi liderin İngiliz e- konomisinde yapmak istediği dev- rimdir. İngiliz Devletler Topluluğun- da hazır bir pazar bulmanın verdiği rahatlık içinde, İngiliz (endüstrisi son yıllarda büyük bir hareketsizli- ge düşmüştür. Wilson, eğer Ortak Pazara girilirse, bunun İngiliz en- düstrisine yeni pazarlar açmaktan başka, endüstricileri daha verimli çalışmaya zorlayacağını da hesap- lamaktadır. 4 Şubat 1967

Bu sayıdan diğer sayfalar: