4 Şubat 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 29

4 Şubat 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 29
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Pazarlar ve ötesi Bazı tüketim maddelerini kendi üyelerine daha ucu- za mal etmek için Türkiyede ilk defa Ordu Yar- dımlaşma Kurumunun teşebbüsü ile açılan ordu pa- zarları, kuruldukları günden bu yana birçok ilde bü- yük rağbet görmüş ve tutunmuşlardır. Teşebbüsün ilk defa Ordu Yardımlaşma Kurumundan gelmesi, bir süre piyasada dedikodulara sebebiyet vermiş ve bundan zarar göreceklerini tahmin eden birçok tacir, esnaf ve aracı, 27 Mayıs Devriminden sonra İmtiyazlı bir sınıfın türediği yolunda iddiada bulunmuşlar ve ordu pazarlarım alabildiğine okötülemiş, politik bir tezvirat mekanizmasının içine almaya ( çalışmışlar- dır. Fakat bu arada, gerçekten iyi yönetilen bu pazar- lar, gün geçtikçe gelişmeye ve bir konuda halkın gö zünü açmaya başlamışlardır. Demek ki, tüketim mad- deleri ile tüketici arasındaki lüzumsuz aracılar kal- dırılmak veya lm suretiyle halkın, ihtiyaçla- rım, nispeten daha ucuza mal etmesi mümkün ola- cak, dar gelirli lar ç nispeten daha rahat nefes alabilecektir. Ordu pazarlarının bir başka yararı da, piyasada rekabete dayanan bir fiyat ayarlamasının az-çok zo- runlu hale gelmesi, yâni bazı çevrelerde, ticarethane- lerin bu ordu pazarları ile rekabet yapma ihtiyacını duyup, fiyatları çok yükseltmeme konusunda çaba göstermeleridir. Bugün, gazete haberlerinden öğrendiğimize göre, başka kuruluşlar, örneğin öğretmen ve işçi kuruluş- ları, ordu pazarları gibi pazarlar açma hususunda te- tanıtacak yazıları yazıp yayınlamak- ta, gereken özetleri yapmakta, semi- nerlerle ilgili kitap ve broşürleri ha- Bir odadan ufak tefek bibloları, lüzumsuz eşyaları kaldırmak daima şebbüse geçmişlerdir. Hayat pahalılığının gündengü- ne artması, dar gelirli bir vatandaşın yalnız bir ayak- kabı alabilmek İçin bu gelirin büyük kısmım vermek zorunda kalması, daha başka kuruluşları da muhak- kak surette aynı yola itecektir. Zaten her çeşit ticare- tin devlet tarafından ayarlandığı ülkeler dışında ve muhtelif ekonomik sistemlere tâbi birçok memleket- te, değişik kuruluşlar, kendi oüyelerini yararlandır- mak üzere bu tip pazarlar açarlarken, aynı zamanda, piyasada fiyat tanzimine de yardımcı olmaktadırlar. Ancak, meselenin en ilginç yanı, bazı çevrelerin, söz- de serbest ticareti savunma amacı ile, en liberal ül- kelerde yürürlükte olan bu âdeti baltalamaya uğraş- malarıdır. Bugün Türkiyede aracı aleyhinde söz söy- lemek, bu kimselerin görüşü ile, âdeta, kızıl komünist olmak demektir. Oysa ki Türkiyede bazı tüketim maddelerinin, tüketicinin eline geçinceye kadar, ara- cılar sistemi ile, yüzdeyüz arttığı bir gerçektir. Eko- nomileri güçlü ülkeler bu derdi rekabet sistemi ile halletseler de, az gelişmiş ülkeler için başka tedbir- lerin alınması ve çalışmadan, yorulmadan zengin ol- ma imkânlarının kısıtlanması şarttır. Aracıları azalt- mak, üretici sürünürken, aracıların, oturdukları yer- de parayı paranın üstüne istif etmelerini engellemek, tüketiciyi bugün içinde bulunduğu acıklı durumdan kurtarmak, bir ülkede serbest o ticareti kaldırmak veya kösteklemek anlamına gelmez. İşçi pazarları, öğretmen pazarları açıladursun; asıl dâva, bu konuda gözlerimizin açılmasıdır Jale CANDAN bulunmaktadır. Buna benzer bir çıplaklığı osalonda uygulamak da zırlamaktadır. Üniversiteli (Kadınlar Derneği Ankara Şubesinin 250 üyesi vardır. Yardımsevenler Derneği Başkanı Mediha Eldemin başkanlığında ya- pılan kongrede, tüzüğe göre Bir baş kan seçilmiş ve yönetim kurulunun yarısı yenilenmiştir. Seçimlerde Fe- rinan Gürsoy Başkanlığa; Dr. Ni- met Tamaç, tarih öğretmeni Münev ver Akteke ve Sevim Budak ise Yö netim Kuruluna seçilmişlerdir. Dekorasyon Mimari ile içice ıplak görünüşlü, gözü ve kafayı Ç dinlendiren biraz ilkel bir deko- rasyon modası bugün, gün geçtikçe tutunmakta ve meşhur ev dekora- törlerinin bu konuda muhayyelele- rini alabildiğine çalıştırmaktadır. 4 Şubat 1967 kolaydır ama el altında bulunması gereken masaları, evin konforu için gerekli o ufak tefek şeyleri birden- bire ortadan yoketmek elbette ki, ancak bunları telâfi edebilmek şar tiyle mümkündür. Meselâ modern bir yatak odasında gözle görülen yalnızca çok geniş, üstü hayvan de- risi ile örtülmüş geniş bir yatak, bu- nun yanında duran gene hayvan postu ile kaplanmış, rahat fakat il- kel görünüşlü bir küçük koltuktur. Ama bu odanın bütün duvarları giz- li dolaplarla mücehhez olup, karyo- lanın altında bile fazlalıkları koy- mak için gizli gözler vardır. Tuvalet, gardrop, hep duvarda gizlidir. De- koratör hoş olsun diye yatağın başucuna bir de ayaklı büyük bir şamdan koymuş, odanın mumla ay- dınlandığı hissini uyandırmıştır fa- kat aslında oda, en modem bir şe- kilde, gizli (ışıklarla oaydınlatılmış mümkündür ama gene duvarda giz- li bir dolap, mimarinin bir parçası olarak ev halkının konforunu sağla- makta, müzik âletleri, kitaplar ve diğer teferruat duvarlara âdeta gö- mülü kalmakta fakat el altında bu- lunmaktadır. Modem bir dekoratö- rün böyle bir salon için düşündüğü beyaz ile kaplı çok az teferruatlı kanape ve koltuklarının bir kenarın- da sigara tablası gömmek için yer- ler vardır. Çıplak görünüşlü mo- dern dekorasyon yirminci yüzyıl a- damını tıpkı ecdadı gibi çok az eş- yalı odalarda oturmaya alıştırmak- tadır ama bir farkla onun her kon- foru gizli düğmeler, gizli bir lüks ile sağlanacaktır. ağımızın adamını gürültülü patırdılı teferru- atlı dış dünyadan çıplak görünüşlü dinlendirici bi rev atmosferine sok- maktır. Bu da ancak dekorasyonun iç mimari ile elele tutuşması ile mümkündür. 29

Bu sayıdan diğer sayfalar: