Menderesin Amerikada Başkan Eisenhower tarafından kabul edilmesi ve Başkanın kendisine bir imzalı resmini vermesi hadisesinin fotoğrafi budur. Bu fotoğrafı İktidar basınının, Menderesin Amerikadaki zaferi diye büyük büyük yayınlamasının akabinde A.P. - sadece üç dakika sürdüğünü bildirince herkes buz kesildi. -Associated Press- mülakatın dakika! Uç dakikada ingilizce merha- t ba demenin kabil olmadığı şartlarda, zaferden nasıl balisedilebilirdi ki?. Halbuki yandan, A.P. idi. bildirmiş, eğer kendisine refakat ederse bun- dan pek sevineceğini söylemiş. Nadir Nadi, da- vetin altında yatan sebebi anlamış. Fakat, ke- sinlikle hayır diyememiş, ingilizce bilmediğin- den dem vurmuş, Amerikayı hiç merak etmedi- gini bildirmiş, külfeti göze alamadığını belirt- miş. Menderes bunların her birine cevap bul- muş. Nadir Nadinin hiç bir şeyle meşgul olma- sına lüzum yokmuş. Hariciyeye mensup ilgili- ler bütün formaliteleri halledeceklermiş. Cep harçlığı olarak kendisine bin dolar verilecek- miş. Yanına da tercümanlar katılacakmış. Nadir Nadinin bu daveti kabulünde, o sı- ralar eniştesinin bir iyi başkentte -Kopenhag- da- Büyük Elçi olmasının rolü bulunduğunu bi- lirim. Nadir Nadiye, eğer bir aksilik çıkarırsa eniştesinin bir kötü başkente hemen nakledile- bileceği ihsas edilmiş. Nadir Nadi de, ailenin huzuru adına, Menderes lehine Amerikada ma- nen şahitlik yapmayı göze almış. Dereden te- peden konuşulmuş, Menderes davetin kabulün- den dolayı memnuniyetini söyledikten sonra Ziyaret sona ermiş. Başbakan arkadan Milliyet ve Hürriyete aynı hava içinde gitmiş ve onların da sahiple- 186 rini Amerika seyahatine davet etmiş. Ercü- ment ve Haldun da, Menderese hayır diyeme- mişler. Başbakan Milliyette "Ah, rahmetli Ka- racanı ne kadar severdim", Hürriyette ise "Be- nim Sedat Beyciğim" edebiyatı yapmış ve oğul- ları, babalarından bahsederek silahsız kılmış. Gerçek şudur ki, bir sonbahar günü Men- deres, yanında Nadir Nadi, Ercüment Karacan ve Haldun Simavi olduğu halde Türkiyeden A- merikaya uçtu. D.P. İktidarının başının, üç büyük gazete- nin sahibini beraberinde Amerikaya niçin gö- türdüğü hemen belli oldu. Amerika Menderesi şöyle tutuyordu, böyle tutuyordu ama ameri- kan basınında Menderes Rejimi ve bilhassa onun basın alanındaki tutumu şiddetle tenkit olunmuyor değildi. Menderes ve Zorlu Amerika- nın gözüne girmek için ellerinden geleni yapı- yorlardı. Ankarada Fletcher Warren de kendi- lerine bir büyük yardımcıydı. Buna rağmen te- sirli amerikan gazeteleri, dergileri Menderesin, basını rahat bıraksa daha iyi edeceğini belirt- mekten geri kalmıyorlardı. Nitekim D.P. İkti- darının başı, ayağını amerikan toprağına bastı- ğında karşısında New York Times'ın bir muha-