2 Nisan 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 5

2 Nisan 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HAFTANIN İÇİNDEN SUNAY ÇANKAYADA Türkiyenin yeni Cumhurbaşkanı, zor şartlar altında şerefli görevine başlamış bulunuyor. Açılan yeni devrenin türk milletine daha çok huzur, refah ve saadet getirmesi şu anda herkesin ortak dileğidir. Bu mutlulukların gerçekleşmesinde sayın Sunayın tutumu ve davranışları, Cumhurbaşkanlarının hakla- rı ve yetkileri konusunda Anayasada mevcut ibare- lerin manasının çok üstünde bir rol oynayacaktır. Zor şartlar, yapılan seçimin tabiatındaki ikiliğin sonucudur. Sayın Sunay bugün 27 Mayıs denilince ne anlaşılıyorsa -27 Mayıs artık sadece silâhlı bir operasyon değildir- onların hepsinin temsilcisi ola- rak devletin en yüksek makamına getirilmiştir. Fa- kat sayın Sunay bu makama, 27 Mayıs zihniyetinin her bakımdan tam karşısındaki AP.'nin oylarıyla se- çilmiştir. Türkiyede millet iki kampa, hemen daima ikti- darda bulunan kuvvetin gayreti, en azından deste- ğiyle ayrılmıştır. Bu ayrılıklar memlekete hiç bir za- man hayır getirmemiştir. Buna rağmen "Vatan Cep- heliler - Ehlisalip”" ayrılığından altı sene sonra De- mirel İktidarı bir "Komünist - Antikomünist" ayrılı- ğının zehirli tohumlarını milletin her zümresi arası- a serpmeyi akıllılık saymaktadır. A.P.'nin iptidai görüşlerinden yana olmayan herkes komünisttir, an- cak bu görüşleri benimsemiş bulunanlar hidayete er- mişlerdir. A.P.'nin "Sunay bizim adayımızdır" şama- tası, kendi kamplarına bir önemli kuvveti maletmek arzusundan doğmaktadır. Halbuki A.P.'nin Sunaya, Cumhurbaşkanlığı makamı için başka bir kimseyi ka- bul ettiremeyeceğini anladığından dolayı razı oldu- ğu herkes tarafından bilinmektedir. Buna rağmen A.P. son dakikaya kadar, kendini pek ustası sandığı ayak oyunlarını denemiş, fakat mevcut çeşitli tazyik- ler karşısında bir başarı kazanamamıştır. A.P.'nin Sunayı kendi adayı olarak gösterme ça- basını haklı ve mantıki bulmak lâzımdır. Nihayet A.P.'nin bir teşkilâtı, müşterileri ve seçmenleri var- dır, A.P.'nin bilhassa lider takımının kendilerini bun- lara kudretli tanıtmaları en basit menfaatlerinin ica- bıdır. A.P.'nin yerinde kim bulunsaydı, mutlaka ay- nı şekilde davranırdı. Ancak bu şamata, eğer sayın Sunayın temsilcisi olduğu kuvvetlerin arasında tesirli lm yani, açık açık, bu kuvvetlerin içinde sayın Sunayın sahiden A.P. kampına geçtiği inancı belirirse “Cumhurbaşka, nı, yeni siyaset hayatının en büyük handikapıyla kar- şılaşacaktır. Zihinlerde belirecek bir "Davaya iha- net mi, mevki hırsı mı?" şüphesi sayın Sunayı çok rahatsız edecektir 2 Nisan 1966 Metin TOKER Fakat bu handikapın, yenilmeyecek hiç bir tara- fı yoktur. Sayın Sunayı kendi temsilcileri olarak Çankayaya göndermiş olan sağlam kuvvetler, hü- kümlerini tutumlara ve davranışlara bakarak ve- recek kadar olgundurlar. Bunlar, bir Cumhurbaş- kanının görevinin Hükümete güçlük çıkarmak ode- larının tarafsızlığı esası, kendilerine itidal ve basiret yolunu daima açık tutmak için konulmuştur. Anayasaya bakıp Cumhurbaşkanlarında bu rolü oynayacak kanuni kudretin bulunup bulunmadığı düşünülebilir. Bugün, Cumhurbaşkanının elinde si- lahların en tesirlisi vardır: İstifa imkânı. İktidarlar böyle bir çatışmayı kolay göze alamazlar, hele par- tizanlık kokan tasarruflarını geçirmek için Cumhur- başkanları üzerinde yetkisizlik baskısını osürdüre- mezler. Bir Cumhurbaşkanı Meclis kararlarını da, Hükümet kararlarını da en sonda mutlaka onayla- mak mecburiyetindedir ama, bunu yapmamak için is- tifa etmesi onun daima hakkıdır. Ne var ki, bu hak- kın gülünç hale getirilmemesi, Cumhurbaşkanının ağırlığını ne zaman, hangi meselede koyması gerek- tiğini iyi tayin etmesi lâzımdır. Bu durum Türkiyede m api içinde bulunduğumuz gi- bi devrelerde pas r görev olmaktan çıkarmakta, devamlı faal halde kalmasi gereken bir önemli ödev haline getirmektedir. Bundan dolayıdır ki sayın Sunay, şimdi yanında güvenilir, dürüst ve iyiniyetli müşavirlerle çetin bir çalışma devresine girmek zorunluğundadır. Seçimin tabiatındaki ikilikten doğan zor şartlar ancak çok ikkat, basiret ve itinayla yenilebilir. Büyük makam- ların, insanları, bazen kendilerine rağmen değiştirdi- ği, oradan hadiselerin başka türlü göründüğü sayın Sunayın meçhulü değildir. Sayın Sunay kötü ve oyun- cu müşavirlerin Çankayada sebep oldukları, güç telâ- fi edilir zararları da kendi Genel Kurmay Başkanlığı odasından ibretle seyretmiştir. Yüreklere düşen bazı komplekslerin insanları nerelere ittiğini bilmektedir. Zor bir devrede yaptığı Genel Kurmay Başkanlığı, sa- yın Sunaya erişilmez kıymette tecrübe sağlamış olma- lıdır. nayın bu dolu dağarcığı, hangi ruhun temsil- cisi olarak Çankayaya gittiğini bilmesi ve hiç bir za- man küçük hesapların adamı olduğu intibaını verme- miş bulunması yeni siyaset hayatını eski askerlik ha- yatı kadar şerefle, şanla, itibar içinde yürütmesi im- kânını kendisine sağlamaktadır. Sayın Sunay bu imkânı hiç yitirmesin, onun Cumhurbaşkanlığı millete ve memlekete hayırlı olsun.

Bu sayıdan diğer sayfalar: