2 Nisan 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 33

2 Nisan 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 33
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

S | Filmler 'Tatlı Hayat" İtalyan Kültür Heyeti, Rossellini festivalinden sonra Fellini festi- valini sunarak, savaş sonrası ital- yan sinemasının ve Yeni Gerçekçi- liğin önemli yönetmenlerinden iki- muzda bilinmiyen bazı . İki festivalin en italyan filmleri haftasında gösteril- miş olan Fellini'nin "1 vitelloni - Ay- laklar"ı bir yana bırakılırsa- hiç şüphesiz Rossellini'nin "Paisa"sıyla (Bk. AKİS, Sayı: 614) Fellini'nin "La dolce vite - Tatlı Hayat"'ıydı. Federico o Fellini'nin adı ( 1946'nın “Paisa"sında senaryocu olarak yer almakla birlikte, 14 yıl sonraki "Tatlı Hayat" apayrı bir nitelik ta- şımaktadır. Bu ayrılık, iki filmin bambaşka durumları, bambaşka dünyaları ele almalarından ileri gelmektedir. "Paisa" korkunç bir savaşın yıkımını hem maddi, hem de manevi yönden çeken insanları anlatıyordu; "Tatlı Hayat" ise refa- ha, zenginliğe, bolluğa, bir o kadar da can sıkıntısına boğulmuş İnsan- ları ele almaktadır. “Tatlı Hayat"ta artık, dört ateş arasında -Müttefik- ler ile Nazilerin, partizanlar ile fa şistlerin ateşi arasında- kalıp, ne yapacağını şaşırmış, en ilkel ihti- yaçlarını her çareye başvurarak gi- dermiye çalışan insanlar yok. Aksi- ne, karnı tok sırtı pek insanlar var. Rossellini'nin "Paisa"sı 1944-45 yıl- larının İtalyasında hemen bütün i- talyanların karşılaştıkları durumla- rı ele alıyordu. Fellini'nin "Tatlı Hayat"ı 1960 İtalyasında varlıklılar çevresinin durumunu ele almakta- dır. Parayla yapılabilecek her şeyi gerçekleştiren, hiç bir şey yapamıyan, bunun ver- diği acılık, eziklikle kıvranan insan- ların çevresi... Fellini'nin çıkış nok- tası, yurttaşı ve meslektaşı Antoni- oni'nin çıkış noktasıdır. "Tatlı Ha- yat"la aynı yılda çevrilen "L'avven- tura - Macera" için Antonioni'nin yaptığı açıklama, Fellini'nin filmi i- çin de geçerlidir. Antonioni bu açık- lamasında aşağı yukarı şunları söylüyordu: (Günümüzün toplumu teknik alanda, bilim alanında baş- döndürücü bir hızla ilerliyor; bir gün öncesinin yetersiz olduğu or- taya çıkan bilgisini ertesi gün ye- niliyor. Buna karşılık, ahlâk anla- yışımız hem katı, değişmez nite- likte, hem de kökleri geçen yüzyıl- 2 Nisan 1966 NE M A lara uzanan eskimiş şeyler. İnsan- lar arasındaki ilişkiler, kadın - er- kek ilişkileri bilim ve teknik ala- nındaki bu ilerlemenin çok gerisin- de kalıyor. İşte gerek Antonioni, gerekse Fellini birçok filmlerinde bu ilişkileri, daha doğrusu bundan doğan bunalımı ele almaktadırlar. Çünkü Antonioni'nin belirttiği du- rumun sonucu şu olmaktadır: Ya yeni durumlar eski görüşlerle, an- layışlarla çözülmek istenmekte ve tabiatiyle çözülememekte, ya eski görüş ve anlayışlar bir yana bıra- kılmakta, o zaman da ortaya bir boşluk çıkmakta; ya da bu boşluk yeni görüş ve anlayışlarla kapatıl- mak istenmekte, fakat bunda da başarı kazanılamamaktadır. Çünkü bunu yapanların böyle bir gücü yoktur. Dolayısıyla her üç durumda da ortaya büyük bir bunalım çık- maktadır. Bir dünyanın sonu Antonioni "La notte - Gece", "Ma- cera" ve "I1'eclisse- Batan Gü- neş"de bu bunalımı özellikle kadın- erkek ilişkileri alanında ve en çok da bu bunalımdan en zararlı çıkan kadınların açısından ele alıyordu. Fellini "Tatlı rl Mn. 'Ot- to e mezzo - Seki " ve "Giu- lietta degli spirit - - Ruhların Giuli- etta'sı"yla devam ederek bu bunalı- mın toplumun varlıklı sınıflarında- ki yankısını ele almakta, aristokra- sinin tam bir yozlaşmağa uğramış son temsilcilerini de katarak, Batı burjuvazisinin bugün içinde bulun- duğu çıkmazı gözlerin önüne ser- mektedir. "Tatlı Hayat", her çeşit değer yargısını kaybetmiş, yerine yenilerini koyamadığı veya koyduk- larından kendi de tatmin olmadığı için çırpınıp duran, ne yapacağını şaşırmış insanların hikayesidir. Kendilerini günışığında seyretmek- 33

Bu sayıdan diğer sayfalar: