30 Temmuz 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 20

30 Temmuz 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

geliyor. İkinci fasılda onun yerini "Kata tata- ko” alıyor ve sonda başka şey yapılıyor. Bir başka kuplede "vinkuşiyo" deniliyor ve göz kırpılıyor. Bir başkasında “akuşusiyo" denili- yor ve el sıkışılıyor. Tahmin edilebileceği gibi son kısımda "kisşiyo" deniliyor ve karşılıklı, yanaklardan öpüşülüyor. O oyunu, Fumino ile oynadık. Daha sonra Fumino, ben, Kitiyu ve bizim genç hariciyeci mihmandar hep birlikte dansa kalktık, eğlenceli bir japon dansını yapmaya Yaşlı geyşalar, Fuminonun Haziran ayı başında sahneye çıkacağını söylediler. Bu, bir nevi imtihan olacakmış. Genç kızın geyşalık terbiyesini ne kadar almış bulunduğu o zaman meydana çıkacakmış. Bu terbiye okullarda de- gil de, özel hocalar tarafından evlerde verili- yor. Bizde de, istidatlı kızlara mahallelerde şarkı veya çalgı dersi veren özel "üstad"lar vardır ya.. İşte, öyle bir şey. İyi bir hoca iyi bir geyşayı dört yılda yetiştirilmiş. Geyşanın çalgı çalmasını, dans etmesini bilmesi şart ama, Kimono, Japonyaya gelen yabancıların en fazla satın aldıkları hatıra. Dükkânlarda boy boy, cins cins, renk renk kimonolar teşhir ediliyor. Fiyatları da birbirinden öylesine farklı ki.. Bir kaç dolara da kimono var, yüz doların üstünde fiyata da. imono giyebiliyorlar mı? bu çalıştık. Bu sırada öteki geyşalar şamisen ve kotoyla bize refakat ediyorlardı. Sıkılarak gittiğim Geyşa Evinden, yani Gion mahallesinden, hayli geç vakit, işte böyle, eğlenmiş olarak ayrıldık. Kitiyu bizim grupu biraz, önceden terketti. Başka bir Geyşa Evin- den daha, onu bekliyorlarmış. Anlaşılıyordu ki hiç olmazsa Kyotodaki çok sayıda Geyşa Evini, müstakil geyşalar beslemek geçindirmemekte- dir ve goyşalar evler arasında müşteri durumu- na göre taksim olunmaktadırlar. 54 ilinmez, bunları alan batılı kadınlar evlerinde kılık, batılı modern kadın için pek ideal değil.. bunların da üstünde bir meziyetinin bulunması lâzım: Misafirini oyalayabilmeli, eğlendirmeli, ona dünyanın ve gündelik hayatın sıkıntılarını unutturmak, evindekinden bambaşka bir hava verebilmelidir. O gece havanın, erkeğin mutad olarak evinde bulduğu havadan bambaşka ol- ması başlıca şart. Zira geyşa, yani Geyşa Evi- nin bir müessese olarak ortaya çıktığı yıllarda- ki geyşa, kendisine gelen erkeğin ne istediğini gayet iyi bilirmiş. Bugün, belki de Geyşa Evlerinin daha zi-

Bu sayıdan diğer sayfalar: