yade turistik müesseseler olmasının neticesi, yahut müşterileri daha çok yabancılardan çık- tığı için bir geyşa partisi epeyce pahalıya malo- luyor. Biz Kyotodaki Geyşa Evinde hiç bir ya- bancı içki içmedik, tam japon usulü geyşa par- tisi yaptık, yemekler de tabii ahım şahım de- ğildi ve içilen saki öyle pahalı bir içki sayılmaz, ama geyşası da. maykosu da kaliteliydi, davet sahibi dört kişi için, daha doğrusu dört misa- firin ağırlandığı bir gece için 35 bin yen ödedi. Bu, bizim parayla aşağı yukarı bin lira tu- tuyor. Fiyatlar böyle olunca, evinde sıkılan ja- pon erkeğinin değişikliği artık müşfik geyşa- ların tatlı dikkat ve şefkatinden başka yerde aramasının, şaşılacak bir tarafı kalmıyor, ta- XV NYOBO TO TATAMİ WA ATARAŞİ İ HODO YOİ Japonya, belki de bütün memleketlerin içinde eski âdetlerin en ziyade canlı kalmış olduğu yer. Ama bunun bir sebebi, bu âdetlerin bir- birini doğurması ve en sonda bunların, basit âdetler olmaktan çıkıp hayatın bir parçası ha- line gelmesi. Zaruretler âdetleri doğurmuş, za- ruretlerin bir kısmı uzun zaman kaldığı için âdetler de kalmışa zaruretlerin kalktığı haller- de ise alışkanlıklar ve rahatlıklar bunları de- vam ettirmiş. Mesela, kimono veya yukata diye bilinen tek parça halindeki japon elbiseleri, japonların evlerinde hasır üzerinde ve dizleriy- le topuklarının üstünde oturmalarının bir so- nucudur. O şekilde başka kılıkla oturmak son derece müşkildir. Bunu, japon usulü yemek yi- yen, bir gecesini japon stili otellerde geçiren veya bir Geyşa Evini ziyaret eden yabancılar hemen anlıyorlar. Ayağınızda pantalonla, hiç, dizlerinizin ve topuklarınızın üstüne oturabi- lir misiniz? O pantalona acaba hangi ütü daya- nır? Sırtınızda mutlaka bizim eski "gece enta- rileri" gibi bir şey bulunacaktır ki o tarz oturabilesiniz. Zaten, bizim eski gece entarilerinin sebebi hikmeti nedir? O zamanki oturuş tarzı değil mi? Akşam kahveye çıkacaksınız ve ayağını- zı altınıza alıp oturacaksınız. Pantalonla, ce- ketle bu yapılabilir mi?Bağdaş kurmak için gecelikten daha iyi elbise düşünülebilir mi? Ja- pon da, kimonoyu ve yukatayı bulmuş. Tatami ile karının yenileri iyidir (Japon Atasözü) Peki, o şekilde oturmak âdeti nenin netice- si? Japon evlerinin hasırla kaplı olmasının ne- ticesi. Başta, japon evleri basit, tahta kulübe- lermiş. Yerleri de tahta veya toprakmış. Ja- ponlar oturmak için basit sandalyeler kullanır, sırtlarına da iki parça halinde rahat elbiseler giyerlermiş: bir ceket ve bir, bol pantalon. Son- radan, Altıncı Yüzyıl civarında çin âdetleri gel- meye başlamış ve ilkönce asillerin evleri değiş- miş. Yeni gelen usullerden biri, hasırdan ya- taklar. Bunlar evin bir köşesini kaplamışlar, sonra- biraz daha genişlemişler, odaların daha büyük kısımlarına yayılmışlar, en sonra, On- dördüncü Yüzyıl civarında odalar hep hasırla, tatami ile örtülmüş. Öyle olunca masalar ve is- kemleler kalkmış, japonlar adeta, eski yatakla- rının üzerinde hep yaşar olmuşlar. Tataminin japonların eski yatağı olması, evlere girilirken ayakkabıların kapıda çıkarılmasını izah edi- yor. İnsan yatağa, ayakkabıyla basar mı? Ye- mek usulü de aynı şekilde gelişmiş. Hani bugün lüks hayat yaşanan batılı evlerde, bilhassa ha- nımefendilerin kahvaltısı yatağa, tepsiler için- de gelir ya.. Japonyada da bir devir, yemek, tek kişilik tepsiler içinde tataminin üstünde ye- nilmiş. Onu, çok alçak masalar takip etmiş. Japon evlerinin döşenmesi, dekorasyonu da bu tataminin tesirinde. Yere oturulduğuna göre her şeyin, oturulan yerden görünmesi la- zım. Bunun için de, fazla yükseklik japon ev- 55