30 Temmuz 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 7

30 Temmuz 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bilgehanın Günahı! "Bugün bir adam çıksa da Turhan Feyzioğluna dese ki: "— Arkadaş! Sen, M.B.K. gün- lerinde öyle bir devir, oldu ki, de- mokratik rejime geçilebileceğin- den ümidi kestin ve sözümona si- yasi hayattan uzaklaşıp akademik kariyere döndün, bunu çalımla ilân etlin, bir üniversiteye rektör oldun, M.B.K.'ya bu tarafsız hü- viyetinle yanaşıp istikbalini onla- rın gölgesinde yapmaya çalıştın, hadiseler o başka yönde gelişince tekrar partine döndün.. Bu, Turhan Feyzioğlunun Par- lâmentoda C.H.P.'nin en kıymetli bir elemanı olduğu, partiye de, memlekete de, demokratik rejime de hizmet ettiği gerçeğini değişti- rir mi? Bugün bir adam çıksa da Or- han Erkanlıya dese ki: "— Arkadaş! Sen, demokratik rejimi bir dikta heveslisinin elin- den kurtarmak için geldiğin ikti- dara, ortam elverişlidir o hayali içinde oturmaya kalkışdın, seçim- leri geri bırakmaya o heveslendin ve seni bunun üzerine Kn yurt dışına şevkettiler Bu, Orhan Brkağlikin bugün savunduğu, hizmetinde bulunduğu ve gerçekleşmesi için gerçekten başarılı çalışmalar yaptığı demok- ratik fikirlere leke verir mi, Er- kanının. görünen meziyetlerini a- zaltır ? Bugün bir adam çıksa da Ni- hat Erime dese ki: "”- Arkadaş! Sen, Menderesin ceberrutlaştığı bir devrede C.H.P.'- den ümidi kesip gençliğini boşa geçirmemek için bu diktatör tas- lağının emrine girdin ve onunla' birlikte taktikler yaptın, ona akıl- lar verdin.. natdsunun, Yassında (ohükümlüleri- nin affını tasarıdan çıkarması, bu DP yöneticilerini şaşkına çevirmiş- ti. Gece yarısına kadar devam eden, 4 saat 20 dakikalık bu toplantıda, masanın sol baş tarafına oturmuş bulunan Bayar, her zamankinden çok konuştu. Yemekten önce ame- rikan barda içilen (o içkilerle biraz- cık olsun neşelenen şık giyimli 15'e yakın hanım olmasa, erkeklerin su- ratından düşen bin parça olur sanı- lırdı. Toplantı boyunca hep; AP'nin 30 Temmuz 1966 Cihat Bilgehan Tencere dibin kara. Bu, Nihal Erimin bugün de- mokratik rejimin iyi, sağlam işle- mesi için mükemmel bir parlâ- mento adamı olarak çalıştığı, C.H.P.'nin sıhhatli (o prensiplerine bağlı bulunduğu gerçeğini değişti- rir İsa demiş ki: İçinizden kimin hiç bir günahı -yoksa, ilk taşı o at- sın! Ama onu dinleyenler, başla- rını eğmişler ve elleri taş atmak için kalkmamış. Halbuki, bizde?. Eğer A.P. Bakanı Cihat Bilge- hana bir kötü icraatından, bir na- mussuzluğundan, bir hatalı tasar- tutumundan ve parti içindeki ses- siz savaştan söz edildi. DP takımı, kendilerinin mirasını yiyor saydık- ları ve "lüpçüler" diye isimlendir- dikleri yeni AP idareci takımını gev- şeklikle, kendi, haklarını gereği gibi savunmamakla, kâfi derecede "e- nerjik" olmamakla Oo suçluyorlardı. Bu bakımdan, toplantıda bulunan iki AP milletvekilinin, iktidardaki arkadaşlarına götürecekleri (odirek- tiflerin çok enteresan şeyler olacağı tahmin edilebilir. Zira, saat 24.05'te toplantıyı terkeden Bayar, oldukça rufundan, tutumundan, savundu- gu zararlı fikrinden dolayı hücum edilseydi, bu, mükemmel politika olurdu. Prof. Feyzioğluna bu ya- kışırdı. Çünkü Prof. Feyzioğlunun "Hamido Politikası" yapmaya ih- tiyacı yoktur. Hattâ denilseydi ki: "Canım, Cihat Bilgehandan da Devlet Bakanı olur mu?" -Kabi- neye bakılınca bu, pek söylenemez ya..- onu da anlamak kabildi. Cihat Bilgehânın bugün hücu- ma maruz kalmasının sebebi ne? kınması için onlarla işbirliği yap- mayı taahhüt etmiş! Bunu sadece Bilgehan mı ver- miş sayın Feyzioğlu, Gülek, v.s. v.s..? Hem, M.B.K.'ya değil. 14le- re?. Ama Bilgehan, M.B.K.'ya sada- kat yemini olarak Feyzioğlu tara- fından falsolu şekilde ortaya atı- lan iddiada "teferruat hatası" var diye o kadar cayırtılı çıkış yapma- saydı, daha iyi olurdu. "Namus- suzluk", "Yalancılık", "İftiracılık" gibi sözler de, bugün politika ede- biyatında moda olsa dahi söyle- yene itibar getiren kelimeler ol- maktan uzaktır. Bilgehan, Demi- Kabinesindeki pek, pek ender İtidalli ve Yol, Usul Bilir Bakan sıfatına, eğer hücumu daha serin- kanlı tarzda alabilseydi lâyık ka- lırdı. Zira, M.B.K. bir umacı değil- dir ki? Olmadığı şuradan bellidir ki 1961 yılı içinde yayınlanmış resmi .K.'n i şavirler seçmişlerdi ya..- bir par- lak isim sırıtmaktadır: Süleyman Demirel! sinirliydi. İsviçre (o plâkalı arabayla giderken, fazla güşünceli hali dik- katten kaçmıyordu. Kocamışın gitmesinden 15 daki- ka sonra, 8. kattan aşağı menlerin de pek, "aile toplantısından" çıkmış bir halleri yoktu. Hattâ gazetesinin to muhabirine otel kapısında poz verirlerken bile durgundular, dü- şünceliydiler. Bu durgunluk, önceki günki Cumhuriyet Senatosu toplantı- sından ileri geliyordu.

Bu sayıdan diğer sayfalar: