İKTİSADİ VE MALİ SAHADA sız, zararlı bir yoldur. Amacı, geri ülkenin geri sosyal ve siyasal yapısı- nı muhafaza etmektir. Asıl şanssızlık Az gelişmiş ülkelerde toprak refor- munun asıl amacı, tarımı moder- nize edip, üretimi artırarak, ülkeyi ileri bir seviyeye ulaştırmak, sos- yal ve siyasal yapıda oyenileşmeyi sağlamaktır. (Köylüleri (o mülkiyet hakkından yararlandırmaktır. Top- rak reformunun bu temel dâvası, Ro- ma hukukçularının "toprak olma- yan yerde efendi yoktur" sözlerin- de bile kendini göstermektedir. Çağ- daş bilim adamları ise bunu şu sözlerle ifade etmektedirler: o "De- 26 mokrasi, yenileşen bir bünyede yer bulabilir. Sosyal ve ekonomik mese- lelerin çözümlenmesi oOdemokratik amaçlar için olacaksa, toprak dağı- lımındaki adaletsizlik, bu kıt istih- sal alanında ele alınacak ilk prob- lemdir. Bu problem çözümlenirse, efendisiz yönetim demlen demokra- si gerçekten gelebilecektir.. Köylü, kendi malı olan toprağa sahip çıka- cak, verimli çalışacak, toprağı ko- ruyacaktır. Topraktan uzak yaşayan büyük toprak sahiplerinin sebep ol- dukları sosyal ve iktisadi erozyon önlenecektir. Ülkenin yönetiminde gerici zihniyet, kökü feodal toprak zenginliğine dayalı omuhafazakâr AKİS ve kuşkulu zihniyet kaldırılabilecek- tir." AP'nin en allahlık Bakanlarından biri sayılan' "Ziraat Vekili" Bahri Dağdaş ise bütün bunlardan haber- siz olsa bile, uyanış içindeki Tür- kiyede bunları bilenlerin de bulu- nabileceğinden en haberdar olması ge- rekir. Toprak reformu gibi, ülkemi- zin kaderinde bir dönüm noktası teşkil edecek bir dâvayı mekle görevli bir Bakanın, sorumsuzlukla "Türkiyede ağa diye bir şeyi ben tanımıyorum. o Ağalık müessesesi var mı, Onu da bilmiyo- rum" demesi başlıbaşına bir olay- dır. Ziraat Vekili Dağdaş ii lığın Önünden mütebessim bir yüz- le ayrıldı. Ama, Bakanın yan a Şlnğaki gazeteciler: Hay Allah razı olsun, eğlen- dik Bazi, Zırvanın tevil götürme- yeceği nasıl da belli oluyor.." de- mekten kendilerini alamadılar. Aslında, Dağdaşın sözleriyle AP'- nin iktidara geliş şekli arasında an- lam bakımından pek de yadırgana- cak bir taraf yoktur. Dağdaş, AP ka- rakterine uygun bir Bakandır. Dağ- daşın "Ağasız Türkiye"siyle Mehmet Turgutun "önce kalkman kalkınsın, kalkmamayanlara sosyal (o adalet sonra düşünülür" zihniyeti ve De- mirelin "üs yok, tesis vardır" "dış ülkelerin ve çevrelerin nüfu- zundan bahsetmek millete bühtan- dır" görüşü arasında büyük bir be- raberlik ve insicam vardır. Az gelişmiş ülkelerin durumla- rıyla ilgilenen herkesin, en ilkel bil- gileri bile Öğrenirken gözüne çar- pan bir gerçek vardır: Bu ülkelerde milli gelirin büyük kısmı tarımdan sağlanır ve nüfusun çok büyük bir kısmı geçimini buradan temin eder. Tarım sektörünün bu önemi, top- tum hayatındaki bu ağırlığı yüzün- dendir ki, bu ülkelerdeki obaşıboş- luk, ekonomik hayattaki tutarsızlık, sistemsizlik iyice kritikleşir. Halkın en basit ihtiyaçları ve ülkede haya- tın ta kendisiyle ilgili olduğu için- dir ki, tarım alanındaki meseleler, bu gibi az gelişmiş ülkelerde bütün meselelerin başında gelir. Durum böyle olunca da yönetimleri halktan yana olan ülkelerde tarım işleri cid- diye alınır, yönetim kadrosuna, il daş bilimin gereklerine uygun - lar izleyecek işbilir, aklı başında a- damlar seçilir. Türkiyede ise, du- rum bunun tamamen tersi olmuş- tur. Asıl şanssızlık budur. 30 Temmuz 1966