30 Temmuz 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 23

30 Temmuz 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 23
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS başlamıştır. Bunların en önemlisi, Gravita'daki demiryolları işçilerinin grevi sırasında çıkan o karışıklıklar yüzünden tutuklanan Dej'in davası- dır. Fakat Maurer'in savunması Dej'i kurtarmaya yetmemiş ve ko- münist lider, oniki yıl ağır hapse mahküm olmuştur. Bu dâvaya ka- dar liberal eğilimli bir insan olarak tanınan Maurer, bundan sonra ihti- lâlci akıma katılmış ve 1936 yılında Komünist Partisine üye olmuştur. Savaş patlak verdiği zaman Dej hapishanede, Maurer de bir tecrit kampında bulunuyordu. 1940 yılın- da bir deprem olmuş ve Dej'in bu- lunduğu hapishane yıkılmıştır. Nazi- ler Deji bunun üzerine bir tecrit kampına nakletmişlerdir. Romen Komünist Partisinin eski birinci sekreteri, 1944 o Ağustosuna kadar burada kalmış ve mukavemet ha- reketini hücresinden Oo yönetmiştir. Resmi çevrelere göre, Romanyanın eski kuvvetli adamı, atıldığı tecrit kampından, S.S. kıyafetine girmiş bir cesur çeteci tarafından kurtarıl- mıştır. Bu cesur çeteci, atıldığı tec- rit kampından savaşla birlikte kaç- masını beceren ve komünist koman- dolara katılan Maurer'den başkası değildir. Böylece Maurer, mahkeme salonlarında kurtaramadığı Dej'i er meydanında kurtarmıştır. Savaş içerisinde silâhını cüppe- sinden daha iyi kullanan Maurer, Romanyanın kurtuluşundan sonra romen devlet mekanizması içinde çok önemli görevler almış ve ülke- nin bugünkü düzeninin kurulmasın- da büyük emekleri geçmiştir. Önce çeşitli Bakan o yardımcılıkları yap- tıktan sonra, 1957-58 yıllarında Dış- işleri Bakam olmuş, 1961 yılında Ro- manya Milli Meclisi (o Prezidyumu- nun Başkanı seçilmiş, bundan biraz sonra da Başbakanlığa m Maurer, Dej'in 1964 yılın ölü- münden sonra da aynı görevini ko- rumuş ve böylece, Dej'in yakın ar- kadaşı olmaktan başka yeterlikleri bulunduğunu da göstermiştir. Uyduluktan bağımsızlığa Maurer'in Romanya Başbakanı ol- duğu sırada Romanya çeşitli meselelerle (o karşıkarşıya (o bulunu- yordu. Bunun en başında, hiç şüp- hesiz, COMECON'un Romanyaya dikte etmek istediği ekonomi poli- tikası gelmektedir. Gerçekten de, Sovyetler Birliği, daha çok bir ta- rım ülkesi olduğunu ileri sererek, komünist devletler arasında yapıla- 30 Temmuz 1966 Bakanı Manescu Dışişleri Pırıl pırıl bir avrupalı çak ortak ekonomik plânlamada Ro- manyanın endüstrileşmesine hiç yer ayırmamak niyetinde görün- müştür. Öteyandan Romanya, diğer komünist devletlerin kendisine sat- tıkları endüstri mallarından da hiç memnun değildi. Bunun içindir ki, Maurer yönetimindeki Romanya bir yandan COMECON içinde Sovyetler Birliğine karşı isyan bayrağı açar- ken, öteyandan da Batı Avrupa ile ticaret ilişkilerini hergün, biraz da- ha geliştirmiştir. ÇOMECON'un 1963 Temmuzunda yaptığı toplantıda Sovyetler, Romanyanın Galatz'da ikinci bir demir - çelik endüstrisi merkezi kurmasına izin vermek Zo- runda kaldıkları gibi, Çekoslovakya, Polonya ve Doğu Almanya da hem Romanyadan aldıkları siparişler ko- nusunda daha dikkatli olmak, hem de bu ülkenin, dış ticaretini yavaş yavaş Batı Avrupa ülkelerine kay- dırmasına göz yummaktan o başka çare görememişlerdir. Bunun en kü- çük örneği, Romanyanın 1965 yılın- da Çekoslovakya ile yaptığı alışve- rişte bir önceki yıla göre 10 milyon dolarlık bir düşme varken, aynı yıl Batı Almanya ile yaptığı ticarette 36 milyon dolarlık bir artış görül- mesidir. Maurer yönetimindeki Romanya- nın komünist blok içinde izlediği bağımsız ekonomik politika, çok geçmeden, bu ülkenin siyasal iliş- kilerini de etkilemeye başlamıştır. DIŞ MÜNASEBETLER Bir defa, bağımsız bir ekonomik po- litika izleyebilmek için, Moskova- nın Bükreş üzerindeki her türlü et- kisini kırmak gerekiyordu. Komü- nist Çin ile Sovyetler Birliği arasın- daki geçimsizlik Romanyaya bu- nun için arayıp da bulamadığı fır- satı vermiştir. i devlet olarak belir- mesinden sonra, Pekine yaklaşma tehdidinin Moskovayı kendi üzerle- rine her türlü baskı yapmaktan a- lakoyacak çok kuvvetli bir koz oldu- gunu hemen anlamışlardır. Bunun içindir ki Moskovanın dünya komü- nist partilerine Pekinin tutumunu takbih ettirtmek için giriştiği kam- panyaya karşı daha ilk günden iti- baren durum almışlar, geçen yıl ya- pılan Moskova toplantısında da bu yolda bir karar alınmasını önlemiş- lerdir. Ancak, Romanya Pekin ile Moskova arasındaki çekişmede Ko- münist Çinin tarafını tutmaktan da dikkatle kaçınmıştır. o 1963 yılında Komünist Çinin Avrupadaki uydusu olan Arnavutluk ile diplomatik mü- nasebetlerini (oMoskovanın endişeli bakışları altında yeniden kurmuş olmakla beraber, Çin Başbakanı Çu En-lai'nin geçen ay yaptığı Bükreş yolculuğu sırasında Pekinin ihtilâl- ci dünya politikası görüşlerine ka- tılmamış ve Pekin Moskova çekiş- mesi karşısındaki tarafsızlığını boz- maya da hiç yanaşmamıştır. İki ayrı yolun yolcuları Romanyanın Doğu bloku içindeki bağımsız tutumu burada bitme- mektedir. Romanyalı yöneticiler, bir- kaç aydır, COMECON'dan sonra Varşova Paktına karşı da bir yay- lım ateşi açmış bulunmaktadırlar. Bunun gerçek sebebi, Varşova Pak- tnın Romanyaya bir fayda sağla- mak şöyle dursun, ağır yükler yük- lemekten başka bir işe yaramaması- dır. Romanya, ülkesindeki komü- nist rejim sağlamca yerleştikten sonra kendisine Batıdan ciddi bir tehlike gelmiyeceğini (oanlamış ve Varşova Paktının giderlerine neden hâlâ katılmak zorunda olduğunu düşünmeye o başlamıştır. Kaldı ki, Romanyanın Batı ile hiçbir toprak alış verişi yoktur. Tam tersine, Varşova Paktı içindeki müttefikleri olan Macaristan ve Sovyetler Birli- &iyle, Transilvanya ve Besarabya ü- zerinde toprak anlaşmazlıkları var- dır. Romen Komünist Partisi bi- rinci sekreteri Nicalai (oCeausescu, 23

Bu sayıdan diğer sayfalar: