30 Temmuz 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 34

30 Temmuz 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 34
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

rılan yüzde 15'lik kısmı, Bir Oyuncunun Ölümü Geride bıraktığımız haftanın sonunda, sinema dünyasının ünlü oyun- cularından Montgomery Clift, New York'taki evinde uyuyup da uyanmadığı vakit, sakin görünüşü altında huzursuz, kendisiyle ve çevresiyle sürekli mücadele halinde olan gerçek bir sanatçı, dünyamız- dan göç etmiş oldu. Gerçekte , henüz kırkbeş yaşını doldurma- sına rağmen "maddeten ve manen" " çoktan çökmüş bulunuyordu. Zengin bir ailenin çocuğu olan Clift, çok küçük yaştan tiyatroya gönül vermiş, ondört yaşındayken profesyonel olarak sahne hayatına atılmış, 1948'e kadar amerikan sahnesinde oldukça ad yapmıştı. Si- nemaya geçişi sırf, daha çok üne ve paraya en kestirme yoldan var- mak istemesindendi. Bundan dolayı rey Howard Hawks'ın 1948'deki "Red River - Kızıl ırmak" filmiyle perdeye geçen lift bu yeni mesleğini ne kadar benimsediyse, amerikan sinema çevresini, Hollywood'u da o kadar yadırgadı, kendini bu çevrede dai- ma yapayalnız hissetti. Hollywood'a ancak film çevirdiği vakitler uğ- radı. Çevresiyle olan çatışması, onu sonunda içkiye, zararı yalnız ken- dine dokunan özel hayat aşırılıklarına sürükledi 1954'te, uzun bir ayrılıktan sonra yeniden tiyatroya dönüşü, ne yazık ki, Clift için bir "ölümden sonra diriliş" olamadı. 1959'da Clift'i Mankievicz'in “Suddeniy Last Summer - Bir Yaz Macerası"nda gö- renler, bir zamanların yakışıklı, cana yakın oyuncusunu tanımakta güçlük çektiler: Büyük bir ustalıkla canlandırdığı o zayıf, çelimsiz, içine kapanık, duygulu ve kaygılı genç tipi artık bir insan kalıntısına dönmüştü. Bir zamanlar o kadar başarıyla kullandığı ve bu yüzden kendisine "gözleriyle oynıyan oyuncu" sıfatını kazandıran gözleri bile artık ona baş eğmiyordu. Daima hoşuna giden film tekliflerini kabul eden, Hollywood'un gerçekten oyuncu niteliğine sahip bir avuç sa- natçısından biri olan Clift, geride az sayıda, fakat hemen hepsi önem- li filmlerdeki başarılı oyunlarını bıraktı nitelik taşımaktadır. Yüzde 10'luk vergiden sağlanan gelirin buna ay- kalite pri- mi kazanan filme, aldığı puvanla man'dan ibaret değildir. Bugün İsveç sineması yalnız Berg- Birçok genç yönetmen daha ilk eserleriyle hem İsveçte, hem de İsveç dışında orantılı kalite priminden başka, za- rarı varsa bu zarara orantılı olarak da dağıtılmakladır. Bütün bu yar- dım sistemleri sayesinde kaliteli bir film, yapım masrafınızı aşağı yuka- rı yüzde 75'ine kadar yükselen bir yardım alabilmekledir. Elle tutulur sonuçlar İsveç sinemasında, devlet ile sine- ma endüstrisinin başbaşa vererek giriştikleri bu reform hareketi bu- gün ikinci yılını henüz bitiriyor. Bu- na rağmen bu reformun etkileri da- ha ilk yıldan başlıyarak kendini du- yurmuştur. Reformun başlamasın- dan bir yıl sonra ün yapımı iki katına çıkmıştır. Ama ilerleme yal- nız sayıca olmamış, kalite yönün- den de büyük bu adım atılmıştır. 34 adlarını a başlamışlardır. aşları e 40 arasında değişen Vilgot Siömen, Jörn Donner, Bo Wideberg, Ake Falck, Mai Zetter- ling, Lars - Magnus Lindgren... bun- lardan birkaçıdır. Ayrıca, Schein'in dış pazarlara daha geniş ölçüde çıkma yolundaki tahmini gerçekleşmiş, İsveçin film ihracatı üç tına yükselmiştir. Filmlerin yurtiçi hasılatında yüzde 24, seyirci sayısında yüzde 7 artış sağlanmıştır. İsveç Film Enstitüsü sinema kültürünü yaymak, sinemateği ge- liştirmek, İsveç sinema haftaları düzenlemek, üniversitelerde film konularında inceleme ve araştırma- lar yaptırmak, sinema derneklerini geliştirmek, isveç sinemasını tanıt- mak gibi çalışmalarının yanısıra, geçen yıl dünyadaki sinema okulla- rının en genci olan İsveç Sinema O- kulunu da kurmuştur. İsveçin sine- maya yardım sistemi gibi bu okul da öbür ülkelerdekinden oldukça farklıdır. Bir okuldan çok, uygula- malı sinema çalışmalarının yapıl- dığı bir atölyeyi andıran bu okulda her öğrencinin en iyi şekilde yetiş- tirilebilmesi için öğrenci sayısı son derece az tutulmuştur. Yılda ancak 12 yeni öğrenci alınmakta ve bun- lardan yalnız dördü yönetmen ola- rak yetiştirilmektedir. Öbür öğren- cilerin üçü ses, üçü görüntü, ikisi de yapım kollarında yetiştirilmek- tedir. Üniversite seviyesinde olan okulun öğrencilerine İsveç üniver- site öğrencileriyle aynı maddi im- kânlar sağlanmaktadır. İsveç sine- masının hemen bütün tanınmış ki- şileri, okulun öğretim kadrosunda- dır. Okulun fahri başkanı da İng- mar Bergman'dır. Herry Schein'in önayak olduğu, fakat devlet ile sinema endüstrisini yürütenlerin de büyük ölçüde anla- yış, sağduyu ve ileriyi görme yete- neklerine bağlı olan İsveç, deneme- si, küçük, az nüfuslu, dil yönünden de çok sınırlı bir kütleye hitabeden bir ülkenin, sinema alanında istenil- diği vakit neler yapabileceğini o or- taya koyan en yeni ve en güzel ör- neklerden biridir. (AKİS: 238) 30 Temmuz 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: