6 Ağustos 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 22

6 Ağustos 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ya Ağır Sanayii, Doğu Japonya Ağır Sanayii. Şirket, Mitsubişiye has gayretle çalışmaya baş- lıyor. 1953'de amerikalılar, Mitsubişi adının kul- lanılması yasağını kaldırıyorlar. Bu, elinde kudret ve para tutan firmaların, güç de olsa her fırtınanın altından kalkabildiklerinin Ja- ponyadaki delili. Amerika da, japon kalkınma- sının iktisadi imparatorluklar yoluyla gerçek- leşeceğini kabul ediyor ve onları kösteklemek şöyle dursun, tıpkı eski günlerin Meiji idaresi gibi, tıpkı iki harp arasının çeşitli idareleri gibi ve tıpkı bugünkü japon idaresi gibi zaibatsula- ra yardım kucağını açıyor. 1953'te Mitsubişi- nin aldığı, sadece ismini tekrar kullanmak mü- saadesi değildir. Aynı zamanda 2,8 milyar yen de alıyor. Mevcut üç kısım Mitsubişi Gemi Tez- gâhlan, Shin -japonca "yeni" demek- Mit- subişi Ağır Sanayii ve Mitsubişi Japon Ağır Sanayii. 1964'de Mitsubişi bir şekil değişikli- gine daha uğruyor : Üç kısım Mitsubişi Ağır Sanayii adı altında tekrar biraraya geliyorlar ve sermaye 80 milyar yene çıkıyor. Şimdi, Mit- subişi Ağır Sanayiinin 15 dalı var ve uçaktan gemiye bu şirket Ağır Sanayiin her kısmında ağırlığını ortaya koymuş bulunuyor. Böylesine, imparatorluk demezler de, ne derler? Düşününüz bu, Mitsubişinin sadece Ağır Sanayi kısmının macerası ve çapı. milyar yen. Yani, 200 milyon dolardan fazla. Dir de, Mitsubişinin tamamını tasavvur ediniz ve bizim bu çeşit tek müessesemiz olan Koç Holdingin züğürtlüğüne gözyaşı dökünüz. Mitsubişi, Amerikanın General Motors'u ise Japonyanın Detroit'ı da Toyota. Nüfusu 100 bin kişi. Şehrin yüzde 40'ı bir müessesenin hesabına çalışıyor : Toyota. Toyota bir otomobil imalât şirketi. Kurucusu K. Toyoda. Bugün şirketin sermayesi 38 milyar yeni buluyor. K. Toyodanın oğlu S. Toyoda en büyük şahsi his- sedar. Hisse senetleri tabii babasından kalmış. Ama, şirkette en büyük hissedarlar başka şir- ketler. Bunların arasında Toya Kredi Bankası var, Japonyanın en kudretli bankası olan Mit- sui Bankası var, Tokai Bankası var, Mitsubişi Bankası var. Japon usulünce bunlar bir araya gelmişler, bu büyük otomobil firmasına ortak ve kısmen sahip olmuşlar. Gene, firma içinde bir firma. Bir, holding. Toyota şehrine gelince, o da şanına layık bir "kardeş şehir" bulmuş : Detrott. Japonyada otomobil sanayii için iç pazar çok müsait. O itibarla japonlar henüz dışarıya fazla miktarda araba satmıyorlar. Otomobiller seri halde imâl edildiği için fiyatları ucuzluyor, buna, rasyonalizasyonun getirdiği maliyet dü- şüklüğü ekleniyor, japonların gelirleri de artı- yor, bütün bunlar iç pazarı hararetlendiriyor. 0 Hele araba satışlarının yüzde 70 krediyle ya- pılması yeni yeni sınıfları Japonyada otomobil sahibi yapıyor. Buna rağmen en büyük alıcılar henüz özel şahıslar değil. Taksi kumpanyaları ve şirketler yapılan otomobillerin yüzde 80'ini Fabrika sahasını -yani, hemen hemen şehri- tabii bir Toyota otomobilinin içinde gezdik. Fabrikaların en ilgi çekicisi, toplamı kısmı. Burada, Şarlonun meşhur filmindeki se- ri imalat yapılıyor. Bir, yürüyen tezgâh var- Her işçinin önünde bir belirli süre duruyor. İş- çi, bu belirli sürede bir belirli işi yapıyor. Kim camları takıyor, kimi şu veya bu vidayı sıkış tırıyor, kimi lastikleri yerine oturtuyor. Aynı zamanda, mesela karoseriyi alıp motorun üstü ne yerleştiren otomatik âletler, vinçler de var. Fabrikanın girdiğimiz ucunda saç levhalar şe- killendiriliyordu. Çıktığımız kısımdan ise, gıcır gıcır, pırıl pırıl otomobiller çıkıyordu. Bir ya nından öküzün girdiği, diğer tarafından sucu- ğun çıktığı hayallerdeki fabrika.. Bu fabrika nın, otomobil sanayiinin en ilerde bulunduğu Amerika, Almanya, İtalya, Fransa ve İngiltere gibi memleketlerdeki fabrikalardan hiç bir far kı, hiç bir eksiği yok. Fabrikada çalışanların hemen tamamı er- kek ve bunların yaş vasatisi 25-26. Ama ja- ponlar çok genç durduklarından insan bu fab- rikaya girdiğinde kendisini çocuklar arasında hissediyor. İşçiler son derece mehâretli. Dahi önemlisi, çalışırlarkenki ciddiyetleri. Otomobil imalâtı, bu özellikleri dolayısıyla japon karak- terine uyuyor. Büyük iş yeri idareciliği de ja- bon karakterine uygun. Gerçekten de, Japonyada nereye gittiysek bizi gezdirenler, bize bilgi verenler mükemmel yetişmiş kimselerdi. Sorduğumuz her sualin ce- tabını biliyorlardı ve onu bilmiyorlarsa bilgiyi kereden alacaklarını biliyorlardı, İlgi çekici parafları iyi belirtiyorlar, konuşmalarına kati- yen bir propaganda havası vermiyorlardı. Elle- rinde tatmin edici broşürler vardı. İstatistikler vardı. Zaten Japonyada dev şirketlerin Önem- li kısımlarından biri "umumi efkârla münase- bet” kısımlarıdır. Japonlar bunun kıymetini ve lüzumunu, faydasını anlamışlar. dih Amerikanvari çalışma tarzının bir neticesi aha.. Gelecek yazı: İş hayatının dışında, Japonya

Bu sayıdan diğer sayfalar: