6 Ağustos 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 24

6 Ağustos 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İKTİSADİ VE MALİ SAHADA teşebbüslerin zararlarının devletin Sırtına yüklenmesidir. Durumu ikti- sadi devlet teşekkülleri içinde ol- dukça iyi olan TKİK, nazenin sektö- rün seçme tüpçülerine yardım için, onların taşlı topraklı okömürlerini satın alacak ve bundan zarar göre- cek, vatandaşlar ise, zamlı fiyatlar- la alacakları kömürlerle TKİK'na yardım edeceklerdir. Bu da yetmez- miş gibi, ayrıca devlet bütçesinden de en iyimser hesaplara göre 10 mil- yon lira kadar bir para TKİK'na, sübvansiyon şeklinde ( verilecektir! Mekanizma bu kadar açıktır. Buna, devlet bütçesinin ve halkın, bir mutlu azınlığın çıkarı için soyulma- sından başka ne isim (verilebilir, doğrusu meraka değer. İşin komik tarafı, devamlı zarar içinde bulunduğunu söyleyen, hattâ, bu zamlardan sonra bile 10 milyon lira kadar zararı olacağını, bu za- rarın devlet kesesinden aktarılacak paralarla (o kapatılmasını o isteyen TKİK'nin ve durumu çok iyi bilen Enerji Bakanlığının, bu şartlar al- tında, özel sektör madencilerinin tozlarını topraklarını kömür diye almağa kalkışmasıdır. İşte işin bu- rasında, ortaya bazı şüpheler ve id- dialar çıkmaktadır. Zira sanayiciler- le Ereğli Demir - Çelik A.O. ve Ka- rabük Demir * Çelik İşletmeleri, kömür fiyatlarının yüksekliğinden devamlı surette şikâyetçidirler. O halde, bu zamların sebebi nedir? Fazilet bezirgânlığı Zaten başlıbaşına bir dert olan kö- mür işini halk için içinden çıkıl- maz hale getiren bu karar, kamuo- yunda geniş tepki yarattı, Özel te- şebbüsü sevmek fazilettir" diyerek iş adamlarına ve halkoyuna kaside- ler döktürenler, bu tepkinin açı so- nucunu elbette göreceklerdir. Aslın- da, Türkiye gibi bir ülkede, kendi problemlerini çözümlemekten âciz, yeni yeni gelişmeye başlayan bir ö- zel teşebbüse yapılacak en büyük suikast, AP'nin dar görüşlü kur- mayları tarafından hazırlanmıştır. Enerji Bakanlığının "Fakir ve ihti- -aç içindeki halkın yakıt ihtiyacını karşılamak" gerekçesiyle hazırladı- $ı bu kanun tasarısı, gerçek anla- mıyla bir suikasttır. Bu tasarı ka- nunlaştığı takdirde, bundan böyle, "özel şahısların işlemekte oldukları linyit ocaklarından çıkarılan kömür- ler, yerinde, devletçe peşin parayla 24 “Hüdai Oral ne denir? Doğru söze alınacak, dağıtım ve satış işleri ise ürkiye Kömür İşletmeleri Kuru- mu tarafından yapılacaktır. Bu ne demektir? İşadamı, tacir, sanayici, hizmet erbabı denilen insanlar, toplum Ha- yatında belli görevler (o yüklenmiş- lerdir. Bu görevler karşılığında bel- li bir bedel alırlar. Tacirin, sanayi- cinin aldığı bu bedele genel olarak "kâr" denilir. Kâr müessesesi, ilk dinlerin çıktığı günlerden bu yana, birçok mütefekkir tarafından -özel- likle kâr müessesesinden o yararla- nanların hiçbir şekilde frenlen- mediği yönetimlerin egemen ol- duğu dönemlerde tenkit o edil- miştir. OBuna karşılık, o kapita- list sistemi savunan mütefekkirler, bu savunmalarında temel olarak "risk" faktörünü O kullanmışlar ve kapitalizmin esası olan "kârın meşruiyetini buna dayandırmışlar- dır. "Özel teşebbüsü sevmekten bü- yük fazilet olamıyacâğını" ilân eden AP İktidarı ise, "meşruiyetsiz" bir kapitalizmden yana olduğunu her icraatıyla ortaya koymaktadır. Ris- ki kalmayan, madenin kapısına çı- kardığı tozu, toprağı kömür adı al- tında devlete peşin peşin satabile- cek olan madencinin ne çeşit özel sektör, ne çeşit kapitalist işletme olacağını anlamak zor değildir. Bu- AKİS na, devlet eliyle fert zengin etmek, fakir halkın, yıllardır üç kuruşluk maaş artışlarının avuntusuyla yaşa- yan dargelirli vatandaşların kuzu kuzu ödedikleri vergilerin bir mutlu azınlık için, "nazenin sektör" için peşkeş çekilmesi demek lâzımdır. Tutum ve davranışıyla demokra- si anlayışını belli eden AP İktidarı nın fazilet anlayışı, acaba, milyon larca insanın hakkını bir avuç mut- lu azınlığın cebine koymak mıdır? Hem de devlet eliyle!.. Kömüre zam konusunda basına bir demeç veren ve: — Zam kararının, temel mal sa- yılan kömür için 440 sayılı kanunun âmir hükmüne uygun olarak iktisa- di devlet kuruluşu olan TKİK tara- -ından mı, Bakanlar Kurulunca mı, yoksa Enerji Bakanlığınca mı alın- dığını bilmemekle beraber, kararın Enerji Bakanlığı Müsteşarı tarafın- dan açıklanması, bunun bir Hükü- met tasarrufu olduğunu göstermek- tedir" diyen CHP'li Hüdai Oral, "440 sayılı kanuna göre, iktisadi devlet kuruluşlarının temel malların fiyat- larında yapacakları düzenlemelerde, yetkili merciin Bakanlar Kurulu ol- ması gerektiğini" de belirtti. Oralın açıklamasında en ilginç taraf, "Bakanlığın, Milli Korunma Kanununun ve milli korunma suç- larının yürürlükten o kaldırılmasını sağlayan 79 sayılı kanunun 10. mad- desine dayanarak dahi zamma yet- kili sayılamıyacağı"dır. İşin bir başka ilginç tarafı ise, ö- zel sektör madencilerine karşı çok şefkatli, merhametli, cömert davra- nan Enerji Bakanlığının, kömüre zam için kullandığı "TKİK zarar e- diyor da, zammı onun için yapı- yoruz" gerekçesinin aslının olmadı- gıdır. Hüdai Oral bu konuda: "— İnönü Hükümetleri zamanın- da TKİK, 1963'de 29 milyon lira, 1964'de 40 milyon lira kâr etmiştir. Kurumun, AP'nin hükümetlere ka- tılmasından sonra zarar etmeğe baş- lamasının gerekçesinin de açıklan- ması gerekir" de Asıl önemli olan husus, kömüre yapılan bu zamlardan sonra, başta demir * çelik mamulleri olmak üze- re, piyasanın yakında alacağı man- zaradır. Otomatik zamların yalanda kapıya dayanacağı muhakkaktır. 6 Ağustos 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: