12 Kasım 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 22

12 Kasım 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sıddık Saminin başkanlığındaki bitirebileceği ümidiyle masa başına oturdu. Fakat profesörlerin itibarım fena halde zedelemiş olduğu halde masadan kalkü. Bir Kurucu Meclis ku- rulması o zaman zaruret oldu. Zira, profesörler beklenseydi Türkiye muhtemelen bugün dahi bir Anayasaya kavuşamayacaktı. Bu ihtilâlcilerin etrafını o çevirenleri ben ilk defa, Leylâ Çambelin evindeki bir kokteyl- de gördüm. O sırada aradan biraz zaman geç- mişti ve bilhassa en genç Komitecilerden yeni mevkilerini hiç hazmedememiş olanlar bu ku- surlarını göstermeye başlamışlardı. Eğer her hangi bir kimse, meselâ gittiği oyerlerde bazı generalleri arkasında yürütmeyi marifet sayan Yüzbaşı Muzaffer Özdağın İhtilâlin ve Komi- tenin prestijine zarar vermediğini sanıyorsa, O kimse fena halde yanılıyor demektir. Bu ha- zımsızlıktır ki Orduda Komite aleyhinde bir cereyan yaratmış, bu çalımın başka sahalarda- ki akisleridir ki bir ara üniformalılara karşı halkta bir antipati doğurmuştur. Ama, kabahat onlarda mıydı? Sadece o kokteylde, kadınlı erkekli bir kalabalık bu "ye- ni ilahlar" a neler söylemiyordu ki.. Aman ya- rabbi, onları pohpohlamak için ne laflar bulu- nuyordu. Yapılan telkinlerin başında "Bizi bı- rakıp ta nereye gideceksiniz?" telkini geliyor- du ve yeni hayatlarından hiç de şikâyetçi olma- yan yeni ilâhlar elbette ki bu seslere kulak ve- Anayasa Komisyonu bir ön proje hazırlamak üzere, işi bir ayda. aylar sonra, hiç bir şey hazırlıyamamış, sadece riyorlar, içlerinden "Canım, yalan mı söylüyor- lar?" diye düşünüyorlardı. Bunun yanında, bir başka sebebi daha his- setmişimdir. İhtilâlci subaylar, kafalarında bir takım kendi ilanlarıyla Ankaraya gelmişlerdi, Koca koca profesörler, büyük gazeteciler, ka- lantor siyaset adamları, isimlerini o bildikleri, fakat tanımadıkları ulu şahsiyetler.. (Sonra bunlarla, kendi üzerlerinde iktidar hırkası bu- lunduğu halde tanışmışlar ve bunlardan bazı larırının küçüklüklerinden, bayağılıklarından, â- diliklerinden iğrenmişlerdir. Koca profesörle- rin, kurdukları İlim Komisyonunda birbirleri- ne girmeleri, çocuklar gibi kavga etmeleri, ken- di etraflarında bir menfaatçi zümrenin türe- mesi ihtilâlcilerdeki hislerde, görüşlerde tarif- siz önemde değişiklik yapmıştır. Kendi gözle- rinden o ilahlar küçülürken, kendileri, kendi gözlerinde o kadar büyümüştür ve gelen "Bizi bırakıp nereye gideceksiniz?" telkinine "Yani bunlara mı bırakacağız?" mazereti eklenmiş- tir. Bunun, ihtilâlden sonra, Demokrasiye ge- 47

Bu sayıdan diğer sayfalar: