12 Kasım 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 23

12 Kasım 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 23
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

çişi bir çocuk oyuncağı halinden çıkardığı bi- linmelidir. Zira bu yeni inançlara sahip olan- lar ellerinde silah taşıyorlardı. Allahtan ki el- terinde silah taşıyan başkaları, daha olgunları ve silâhsız da olsalar tesiri büyük bulunanlar görevlerinin başındaydılar. Bir askeri ihtilâli, onlar, tabiatındaki normal yönden çevirip doğ- ru olan yöne oturtmuşlardır. Ama o günler bi- raz geride kalınca, herşey öylesine çabuk unu- tuluyor ki... İhtilâlin başından itibaren seçimler, daima bir noktaya bağlı kaldı. İllm Komisyonunun lir Anayasa ön projesi, bir de seçim kanunu ta- sarısı hazırlaması şarttı. Geçici Anayasa, ger- çi yasama yetkisini Milli Birlik Komitesine ve- riyordu ama, 27 Mayısta öyle bir usul seçilmiş- ti ki asıl Anayasa kabul edilmeden bir seçim yapmak imkânı yoktu. Zira, doğru olan yol tu- tulmamış, bir Kurucu Meclise o günler gidilme- mişti. Kurucu Meclis ancak, öyle ilim komis- yonları filânla bir Anayasa projesinin bir türlü hazırlanamayacağı, o komisyonları teşkil eden profesörlerin ya lafa boğuldukları, ya da bir- birlerini yedikleri anlaşıldığında akla gelecek- tir. Halbuki İhtilâlin hemen akabinde, bir kaç ay içinde, mesela herkesin üzerinde mutabık bulunduğu 1950 Seçim Kanunuyla bir seçim ya- pılsaydı, seçilen meclis Kurucu Meclis hüviye- tiyle çalışsaydı, Anayasa bu meclis tarafından hazırlanıp referanduma sunulsaydı ve ondan sonra, gene bu meclisin kabul edeceği daha da mükemmel bir seçim kanunuyla asıl meclis teş- kil edilseydi hem D.P. ortadan kalkmazdı, hem de uzun intikal devrinin İhtilâle ve ihtilâlcile- re, hatta C.H.P. ye verdiği handikaplar önlen- miş olurdu. Ancak bu, o günlerin heyecanı, te- laşı -ve niçin saklamak, binbir hesabı- arasın- da, İsmet Paşa dahil, hiç kimsenin hatırına gelmedi ve Komiteye böyle bir teklif, ciddi ola- rak yapılmadı. Yol gösterenler, ancak araba- nın dingili kırıldığında çıktı. Tabii bunun bir sebebi, başta ilim Komis- yonunun üyeleri, herkesin Anayasa ön projesi- nin de, seçim kanununun da çok çabuk hazır- lanabileceği, bir geniş heyete gösterildikten sonra referanduma sunulacağı ve (o seçimlere hemen geçilebileceğiydi. O günler, İlim Komis- yonunun Başkanı olan Ord. Prof. Sıddık Sami Onarın bir demecini hatırlıyorum. Üstad, Ana- yasa ön projesinin hazırlanabilmesi için o bir mühlet söylüyordu : Bir ay. Bunda samimiydi e... O hesapla, üç ay içinde seçimlere gidilme- si işten değildi. Halbuki, aradan bir ay geçme- den bu mühlet üç aya çıktı, sonra, yıl sonu söy- lenmeye başlandı, biraz daha geçince de seçim tarihi olarak 1961'den öncesinin düşünülemeye- 48 ceği resmen ifade olundu. Anayasa Komisyonu, ilk günün balayı havası geçer geçmez kendi bünyesinde ihtilafa düşmüş, genç üyelerle yaş- lı üyeler gruplaşmışlar, karşılıklı çekişmeler ve tartışmalar, hatta kavgalar esas çalışmaların yerini almıştı. İlim adamlarının, hukuk dalın- da, konuşmasını fazla seven kimseler oldukla- rı da unutulmamalıdır. Ben, Haziran ayının sonlarında veya Tem- muzun hemen başında İstanbulda Komisyonun üyelerinden Prof. Hüseyin Nail Kübalıyı tele- fonla aradım ve gecikmenin sebebini sordum. Profesör tam bir saat, durmaksızın konuştu ve ön projenin niçin hazırlanamadığını anlattı. anlattı, anlattı.. Düşündüm ki bunlar Komis- yonda böyle bir değil, bir kaç kişidir ve hepsi aynı şekilde konuşmaktadırlar. O zaman gül- düm ve: "—Teşekkür ederim hocam, gecikmenin sebebini mükemmel şekilde öğrendim" dedim. Ancak, zaman geçtikçe Ihtilâlcilerdeki ni- yetlerde de değişiklikler oluyor ve geldiklerine göre gitmeden, memleketin bütün dertlerini de şöylece bir halledivermek hevesi mesafe kaza- nıyordu. Bu mesafe kazancı sonucudur ki, İs- met Paşanın İhtilâl idaresiyle açık bir çatış- maya girmek istememesine rağmen İhtilâlin başıyla C.H.P. nin başı arasında ilk ihtilâf pat- lak vermekte gecikmedi. Gelecek Yazı Gürsel - İnönü münasebetleri bir dönüm noktasında

Bu sayıdan diğer sayfalar: