12 Kasım 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 9

12 Kasım 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER söylediği kesinlikle (o bilinmemekle beraber, bazı ihtimaller açıkça orta- dadır. Birinci ihtimal, memleketin girdiği kritik devrede tehlikelerden endişe eden bir Başbakanın önem- siz, ya da yanlış bazı haberlere nor- malden fazla önem vermesi ve AP'li militanları bir darbe yapması ihti- mali bulunanlara karşı silâhlana- rak ve milis teşkilâtı halinde örgüt- lenerek karşı koymağa çağırması- dır. İkinci ihtimal gerçekten ciddi bir tehlikenin mevcudiyeti, üçüncü ihtimal ise bu tarz konuşmanın yak- laşan AP Büyük Kongresi ile ilgili bir taktik olmasıdır. Demirelin bu sözlerinin safiyane bir misal olması ise... Eh, bahis konusu Demirel ol- duğuna göre neden olmasın? Bu tarz konuşmanın bir sebebi de, -ki parti içinde Demirele karşı mücadele edenler özellikle bu sebep üzerinde durmaktadırlar- kongre taktiği olabilir. Bir dış tehlikeyi işa- ret edip yaklaşan Büyük Kongrede partiyi şahsı etrafında kenetlemek isteği gerçekten Demirel "gibi bir Başbakanı Söyle bir kurnazlığa ite- bilir. Üstelik Demirel, gelişen kong- re kulisinin gösterdiği manzaraya göre, yeni taktikler bulup kendisini destekleyenleri arttırmak zorunda- dır. Çünkü zayıflamaktadır. Çok ö- nem verilen İzmir kongresini Demi- reli destekleyen kibar taraftarları değil. Demirele karşı mücadele e- den Mehmet Karaoğlu ekibi kazan- mıştır. Ege illeri üzerinde İzmirin Demirel İstanbul İl Kongresinde Pot kırma rekorunda Başbakan ,Demirel bir süreden- beri böyle "alengirli lâflar" etmek- tedir. Meclisin açıldığı gün de Grup- ta yaptığı konuşmada demokrasiyi ve parlâmentoyu tehdit eden bazı ihtimallerden üstü kapalı olarak bahsetmiş ve itidal istemişti, Demi- rel, İzmirdeki konuşması bilinen a- kisleri yaratınca, kendisine soru so- ran gazetecilere de, yalanlama ma- hiyetinde bazı şeyler söylemiş, fa- kat yine imâ kokan bir sözü deme- cinin arasına sıkıştırmayı ihmal et- memiş, "milletin haklarını kimse- nin gasbedemiyeceğini" buyurmuş- tur. Kongre taktiği mi? Görülmektedir ki, Başbakan, bu tarzda konuşmakta israrlıdır. tesiri düşünülürse bu, Demirel için kötü bir işarettir. Üstelik bu mağ- lübiyet, İzmir kongresinde Demirel ve Bakanların açıkça ağırlıklarını Kibar lehine koymalarına rağmen alınmıştır. o Anadolunun diğer ille- rinden gelen haberler de Demirel için işlerin çok parlak gitmediğini göstermekledir. Şimdiden Demirele karşı çıkarılacak adayların isimleri kulislerde dolaşmaya (o başlamıştır. Bunlardan biri Ferruh Bozbeyli, di- geri ise Odalar Birliği Genel Sekre- terliğine son günlerde Demirelle a- rası bozuk olan Mehmet Turgutun desteğiyle gelen Necmettin Erba- kandır. Bilgiçin de aday olmak için niyetlendiği ve kendisini ogerekliği kadar kuvvetli görürse bir huruç AKİS daha yapacağı söylenmektedir. AP Genel Başkanlığına eğer bazı gizli kuvvetler (o desteklerse, bir adayın iki üç haftada oturabileceğini bilen ve kendisini bu mevkie getiren kuv- vetlerin gayrimemnun olduklarını hisseden Demirelin ürkmesi ve akla gelmedik o taktiklere (o başvurması bunlardandır. Dışa vuran iç huzursuzluk İktidar partisi gerçekten karışık- tır. Karışıklık, bu kritik devrede memleketin huzuruna da tesir ede- cek nitelikle görünmektedir. Pro- jektörü içe değil dışa tutma ve hem de havayı sertleştirme deneme- leri çok zararlı olabilir. Üstelik bu, İktidara bir takını yağcılar tarafın- dan açıktan tavsiye oedilmektedir. Haftanın başında Salı günü iktidar taraftarı (gazetelerden birinde şu satırlar gözden kaçmamıştır: "İşte, kiminin eski tâbirle bahar havası dediği, kiminin CH sindeki huzursuzluk icabı teşhis ettiği mülâyemet ve sessizlik karşısında Demirel, en sert ve azgın muhalefet karşısında Demirel ile ay- nı davranış içinde görülmektedir. Değişmeyen bu davranış, objektif ve değişmeyen bir düşünme revişi- dir..." Bu politikanın tesiri yavaş yavaş yurtta, yabancı olmayan bir dekor meydana çıkarmaya başlamıştır: Boyuna ihtilâli imâ eden bir Başba- kan, "Menderes, Menderes çok ya- şa" avazeleri -İstanbul kongresinde-, kongrelerde en çok alkışlanan ve buna 27 Mayısçılara muşta salladığı için lâyık görünen bir Hamido, üni- versite hocalarına yönelen ve "kara cüppeliler" edebiyatım hatırlatan bir saldırı Kampanyası... Üstelik bu manzarayı endişe ile izleyen ve kötümser teşhisler ko- yanlar muhalefettekiler değil, ikti- dar partisinin mensuplarıdır. Bir İhsan Gürsan istifayı basarken zor ve kritik günlerin geleceğinden bah- setmekte, o İstanbul (kongresinde Gençlik Kolları (o temsilcisi delege -Temel Öztürk- şöyle demektedir: "...27 Mayıs çanları kulakları- mızda yakında çınlıyacaktır. Bunu hiç bir kuvvet durduramayacaktır..." AP'lilerin odurdurabildiği, sadece, 12 Kasım 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: