3 Aralık 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 13

3 Aralık 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS Tasnifler akşam geç saatlere ka- dar devam etti ve alınan sonucu kimse yadırgamadı: Demirelin lis- tesi, ezici bir çoğunlukla Genel İda- re Kurulu ve Temsilciler Meclisi se- çimlerini kazanmıştı. Eİçilikler James Bond Ankarada Amerikalı diplomatlar şoke olmuş- lardı. Mesele, altından kalkıla- cak gibi değildi. Hele şu günlerde... Mektubu okuyorlar, bir daha &- küyorlar, kaşlarını çatıp dudakları- nı ısırıyorlardı. . Mektup Amerikan Büyük Elçiliğinden, daha Önce Ame- rikanın tutumundan sitem eden bir mektubu Amerikan Büyük Elçiliği- ne göndermiş olan bir türk vatan- daşına, Ferit Ergöre, cevap olarak yazılmıştı ve şöyleydi: "Ey zavallı amerikan budalası, emleketini ona buna şikâyet e- deceğine, oturup adam gibi çalışsa- na. Sana mı sorduk, politikacıların ne yaptıklarını? Senin yazdığın şu mektubu savcılığa ihbar etseydim, sonun ne olurdu, biliyor musun? En aşağı 10 sene hapiste çürürdün. Bir daha böyle saçma mektuplar yaz- ma. Burada bütün mektuplar ben- den geçer. İkinci defa yazarsan, savcılığa ihbar ederim. Kahve köşe- lerinde akşama kadar zar atacağı- na, bir baltaya sap ol. Aklını iyi şey- lere kullan. Mektubu iade ediyo- rum ama, fotokopisini çıkardım. Yazacağın bir kötü şeyle bunu sav- cılığa ihbar ederim. Haberin olsun. Sen kendi işinle uğraş.' Şoke olan amerikan diplomatla- rı, daha doğrusu diplomatla tercü- manı, o sırada Mecliste, AP'nin İs- tanbul milletvekili oTekin Ererin karşısındaydılar. Türkiyedeki oamerikalıları son derece müşkül duruma düşüren bu olayın başlangıcı Ekim ayına kadar uzanmaktadır. İstanbulda Paşabah- çede, Şehitlik Caddesi No: 5'te otu- ran Ferit Ergör, bir milletvekili ya- zarın -AP'li Tekin Erer- amerikalı- ların tutumuyla ilgili bir yazısını o- kumuş ve etkilenmişti. Yazar bu fıkrasında, Amerikanın o Türkiyeye yirmi yılda, Güney Vietnam için iki- buçuk ayda harcadığı parayı ancak ayırdığını ifade ediyor ve daha baş- ka tenkitlerde bulunuyordu. Ferit Ergör bu yazıyı kesti, yazı- nın, bütün türk vatandaşlarının his- 3 Aralık 1966 lerine tercüman olduğunu belirten kısa bir mektuba ekliyerek, 27.10. 1966 tarihinde, 765/4 makbuz numa- rasıyla Amerikan Büyük Elçiliğine postaladı. Makul bir cevap alacağı- nı umuyordu. Çünkü iyimserdi, böylesi uyarmaların faydasına ina- nıyordu. Cevap, Kasım ayının üçüncü haftasında, "Ey amerikan budala- sı" diye başlayan, imzasız, el yazı- sıyla yazılmış bir mektup şeklinde geldi. Fena halde şaşıran ve öfkele- nen Ergör hemen, yazısından etkile- nerek Amerikan Büyük Elçiliğine mektup yazmasına sebep olan yaza- rı -Tekin Ereri- aradı. Ona durumu anlatacaktı. Yazarın Ankarada ol- duğunu öğrenince, kalktı Ankaraya geldi ve elindeki vesikaları ona ver- di. Araştırma safhası Geçen haftanın sonunda Cuma gü- nü, Amerikan Haberler Merke- zinden Tanıtma Müdürü Richard Doerschuk ile Doğan Poyraz Parlâ- mentoya gittiler ve bu milletvekili yazar ile Cumhurbaşkanlığı Loca- sının arkasındaki koridorda görüş- tüler. Amerikan Büyük Elçiliği ka- rışmıştı. Böyle bir mektup nasıl ya- zılmış olabilirdi? Bunun araştırıl- ması ve ortaya çıkarılması zorun- luydu. Bütün ihtimaller üzerinde Tekin Erer Ah, şu Hartlar YURTTA OLUP BİTENLER durulmalı ve bütün vesikalar değer- lendirilmeliydi. Milletvekili yazar, Amerikan Ha- berler Merkezi ilgililerine meseleyi izah etti ve kendisine tevdi edilen vesikaları gösterdi. Ferit Ergörün mektubu Amerikan Büyük Elçili- g&inde "Tezcan" imzasıyla, 1.11.1966 da teslim alınmış, cevap Büyük El- çilikten 15.11.1966 o tarihinde uçak postası ile gönderilmişti. Doerschuk ile Poyraz, milletvekilinden mektu- bu, geri vermek üzere, istediler ve bürolarına döner dönmez tercüme ettirdiler. Tercüme edilmiş metin, Büyük Elçi de dahil olmak üzere, bütün yetkililer tarafından incelen- di. Kâğıt, zarf ve elyazısı tetkik edil- di. Amerikalı, istihbarat uzmanları ve Elçiliğin idari yetkilileri sefer- ber edildiler. Yoksa, Elçilikte bir casus mu vardı? Mektup olayının patlak verdiği şu günlerde, ameriklılarla ilgili başka haberler de Ankara kulisle- rinde dolaşmaktadır. Bu haberler- den biri, Türkiyedeki sivil amerika- lılar asker amerikalıların, kendi- leri aleyhinde beliren havanın sebe- bi üzerinde aynı fikirde olmamala- rıdır. Söylendiğine göre, sivil ame- rikalılar şöyle demektdeirler: "— Biz Türkiyede (diplomatik görevle bulunuyoruz. z faz- la değil. Diğer devletlerin diplomat- ları ne yapıyorlarsa, biz de ancak o kadarını yapıyoruz. Devlet ricali ile randevu isteyip (o görüşüyoruz, protokola giriyoruz. Ama ne trafik kazası yapıyoruz, ne de başka olay- lara sebep oluyoruz. Ama askerler öyle mi? Onların sayısı çok. Bin as- kerden biri bir olaya sebebiyet ver- se ve Türkiyede 10 bin asker bulun- ca, bu, 10 olay eder... Tam bu sırada, Türkiyedeki ame- rikan askerlerinin sayısının azaltıla- cağına dair haberler çıkmış, ancak yine amerikan askeri çevreleri bu- nu yalanlamışlardır. Amerikalı as- kerlerin sivillere nazaran daha ihti- yatsız davrandıkları fikri yanlış de- ğildir. Meselâ, kısa bir süre önce Bulvar Palasta yapılan Amerikan Deniz Piyadelerinin kuruluş yıldö- nümü töreninde bir amerikalı su- bay ateşli bir nutuk irat etmiş, "Bu memlekette -yani Türkiyede- bir milletin -yani türklerin- o hürriyeti- ni korumasına yardım için bulun- duklarını, ama o millet, nin korunması için yardıma ihtiya- cı olduğunu anlamasa bile, burada

Bu sayıdan diğer sayfalar: