3 Aralık 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 16

3 Aralık 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Refik Tulga, İstanbul valiliğine getirildiği sıra- da Tuğgeneraldi. İzan ve ölçü sahibi, bir me- deni insandı. M.B.K.'nin düşündüğünü ve bunun usulünde hata yapıldı- ğını İsmet Paşa bir gece, Maltepede ondan öğ- rendi, bunu durdurmak için teşebbüse geçti. Orduda bir tensikat larda öğretildiğini söyledi. Kendisinin Ameri- kada okuduğu bir askeri akademide bunu ders diye göstermişlerdi Halbuki M.B.K. kendisine göre bir yol seçmişti ve tamamile karakuşi tarzda, üstelik hislerin rol oynayacağı tertip- lerle, birden, çok geniş ölçüde temizlik yapılı- verecekti. Tulga bunun büyük ölçüde karışık- lıklara, huzursuzluğa sebep olmasından, hattâ İhtilâli tehlikeye düşürmesinden korkuyordu. İsmet Paşa İstanbulun general valisine ba- zı sualler sordu, daha iyi aydınlandı. Komitenin hatalı iş yapmak üzere bulunduğuna onun da aklı yatmıştı. “— Aaa! Gider Gürselle konuşurum. 'Böy- le şey yapmayın' derim" dedi, 66 O esnada Cemal Gürsel Ankaradaydı. İs- met Paşa beni çağırdı, derhal telefonla, Anka- raya ertesi sabah saat kaçta uçak bulunduğunu sormamı istedi. Sordum ve kendisine söyledim. Gitmek kararını verdi. Tolga, geç kalınmasın- dan endişe ediyordu. Komite, bir emrivaki ya- pabilirdi. İsmet Paşa bana: “— Ankarada Köşkü ara da, Devlet Baş- kanından benim için, yarına bir randevu iste" dedi. Bunların olup bittiği sırada, ikinci Gür- sel - İnönü konuşması olmamış, yani Gürsel İs- met Paşaya, Heybeliadada henüz iade-i ziya- rette b . İsmet Paşanın Bayramda yaptığı randevu talebi, reddedilmemişti ama, cevaplanı tı da.. Bunun dışında, se- çimlerin tarihi konusunda bir tartışma devam ediyordu. Böyle bir hava içinde, ya randevu gene verilmezse?. Yahut Gürsel İsmet Paşaya: “—Size ne oluyor? iktidarda biziz. Sorum- luluk da, yetki de bizimdir. Lütfen dışardan ga- zel okumaya kalkışmayın" diyecek olursa du- rum ne olacaktı? O takdirde, iki lider arasındaki ipler tam kopacaktı. Bu ise Ihtilâli, her şeyden çok teh- likeye sokacaktı. pede gece, İsmet Paşa- nın Ankaraya gidip Cemal Gürseli görmesi ka- rarından sonra bunlar görüşüldü ve tartışıldı. Fakat Ismet Paşa, duyd karşısında, Tul- ga derecesinde endişelenmiş ve üzülmüştü. E- ger bir şey yapması kabilse, bunu mutlaka yap- mak, hatalı bir hareketi durdurmak istiyordu. O zaman şöyle bir formül bulundu: İsmail ü ydı. O, ertesi sabah er- kenden Devlet Başkanına gidebilir, meseleyi açabilir, İsmet Paşanın düşüncelerini, endişele- rini ve yapmak istediği ikazı Gürsele duyura- bilirdi. Bu suretle, eğer İktidar Ismet Paşanın görüşlerini kaale alıyorsa, bunların ne olduğu- nu kesinlikle öğrenmiş bulunacaktı. Yok, gene kendi bildiğini okursa, o takdirde, Gürsel ile İnönü telâfisi ve hazmı güç bir duruma düşme- miş olacaklardı. Bir temas şart olduğunda bu, tekrar kurulabilecekti. Ankarada İsmail Rüştü Aksalı aradım. Tabii evindeydi. Aksalla İsmet Paşa telefonda konuştu, ben yardım ettim, Ismet Paşa talima- tını kendi sesiyle verdi Aksal hemen Köşke te- lefon edecek, İmei Paşanın bir mesajını vere- ceğini söyleyerek Devlet Başkanından yarın er- ken bir saat için randevu alacaktı. Sonra gide- cek, tasarlanan tensikat hakkında İsmet Paşa- nın görüşünü söyleyecek, bunun üzerinde daha iyi düşünülmesi tavsiyesini duyuracaktı. İsmet Paşa görüşünü, tafsilatıyla Aksala anlattı. Ak-

Bu sayıdan diğer sayfalar: