3 Aralık 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 31

3 Aralık 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 31
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dernekler Birkaç vatandaşın, bir amaç uğruna biraraya gelerek ve mevcut kanunlardan yararlanarak, çok kolay bir şekilde kurdukları dernekler, itiraf etmek gere- kir ki, bugüne kadar, memleketimizde yeteri kadar başarılı olamamış ve haklı olarak da, zaman zaman şiddetli tenkitlere, bazen de sahnede ve gazete sü- tunlarında istihzaya yol açmıştır. Meselâ, "Yardım- sevenler" gibi âdeta kurumlaşmış, başarılı bir der- nek veya İstanbul, Ankara ve bazı büyük şehirleri- mizde gerçekten birşeyler yapabilen kadın dernek- leri dışında, Türkiyede kurulmuş bulunan yüzlerce ve binlerce derneğin adını bile kimse duymamıştır. Halk, bunların, zaman zaman para toplamak için or- taya çıkmalarından şüphe etmektedir. Bu da, der- nekçilik zihniyetini yaralamakta, halkın bu kuruma karşı şüpheci olmasına yol açmaktadır. Aslında, özel- likle batı toplumlarında dernekler, bir konuyu orta- ya çıkarmak, bu konunun tutunmasında (önderlik etmek, bazı sorunları deşmek bakımından çok yarar- lıdırlar. Ayrıca, vatandaşların, boş zamanlarını mem- leket sorunları ile uğraşarak değerlendirmeleri hem gönüllü elemanlarla hizmetlerin karşılanmasını sağ- lar, hem de kişinin ruh sağlığı yönünden önemlidir. İşte bunun içindir ki, meselâ İngiltere, gönüllü der- neklerde yetişmiş elemanlardan resmi işlerde yarar- lanma yoluna gitmektedir, Özellikle Birinci Dünya Savaşından sonra, ileri toplumlarda, daha çok ev kadınlarının ve yaşlıların boş zamanını dolduran dernekçilik, bugün ileri toplumlarda, gençlerin boş zamanlarını değerlendirmek için bir araç olarak kullanılmaktadır. Çocuk bile, küçük yaştan itibaren, toplum sorunları ile ilgilenmeye doğru yöneltilmek- te, sorumluluğunu bu yolda daha iyi idrak etmekte- dir. Zaten bugünün toplum kalkınması anlayışı da, boş kalan, değerlendirilemiyen insan gücünün devlet gücü ile biraraya getirilip birleştirilerek işletilmesi- dir. rak değerlendirmiş, poplin, çuha, telâ, organza üzerine şablon, linol ve el baskısıyla desenleri renklendir- miştir. Güzel sanatlar, bugün artık, tat- biki sanat yoluyla günlük hayatın doğru kaymaktadır. Ev eşyalarında, süs malzemesinde, hattâ giyimde sa natı, değişik şekilleri ile bulmak ar- tik mümkündür. Meselâ zengin taş- lar yerine, ilkel maddeler üzerine işlenmiş süs eşyaları; değerli kris- tal avizeler yerine, kâğıttan, çerden- çöpten yapılmış abajurlar; çok ağır bir kumaş yerine, sanatla değerlen- dirilmiş bir çuval parçası, işlenmiş tahta dekorasyon zevkli üzerinde büyük değişiklikler meydana getir- miş ve her eve özel bir hava, bir 3 Aralık 1966 sıcaklık verme imkânını sağlamış- tır. Çok düz, sade ev eşyaları yanın- da bir renkli duvar panosu, buna ve Devlet Şu halde, bizdeki derneklerin daha çok başarılı olabilmeleri ve toplumdaki yerlerini alabilmeleri, bu derneklerin, devletle işbirliği yapabilmelerine bağlı- dır. Toplum kalkınması ile ilgili bütün devlet örgüt- lerinin gönüllülere yer ayırmaları, onları biraraya ge- tirip, onların çabasından yararlanmaları, gönüllü ku- ruluşların çalışma programlarını hazırlarken devletle işbirliğine birinci derecede önem vermeleri lâzım- dır. rneklerin kendi aralarında koordinasyon, de- ğişik nedenler yüzünden, mümkün olamamakta, buna karşılık, devletle birlikte, düzenlenen herhangi bir ortak hareket daima başarılı sonuç vermektedir. Son günlerde Ankarada, Halk Eğitim Müdürlü- ğü tarafından açılan "Yetişkinleri Eğitme" kursları, derneklerle yapılan işbirliği sayesinde, yetişkinleri kolay ve kısa zamanda eğitmek ve okum-yazma öğretimine tâbi tutmak için, oldukça kabarık sayıda gönüllü öğretmen sağlamıştır. Yetişkinlere kısa za- manda okuma-yazma öğretmek için gelişi güzel ders- ler veren birçok gönüllü, bundan böyle bu işi bile- rek, tekniğine sahip olarak yapacaklar ve ancak bun- dan sonra başarılı olacaklardır. Bir alanda atılan bu ilk adımın tabii devam ettirilmesi, devlet örgütleri ile özel örgütlerin her zaman aynı işbirliği içinde bulun- maları lâzımdır. Meselâ bu ortak çalışma sonunda, devlet kurslarından sertifika almıyanların gelişigüzel, şurada - burada halkı eğitmeye kalkması da yasak- lanmalıdır. Bunun için kurslar sık sık tekrar edil- meli, bu kurslarda yetişenlerin, gösterdikleri başarı oranında, bu alanda daha da yetiştirilmek suretiyle, halk eğitimcisi olarak kullanılabilmeleri düşünülme- lidir. Ayrıca, derneklerin, -gönüllü niteliklerini koru- makla beraber -, kendilerini bugünkü başıboşluktan kurtarıp daha çok devlet yönetimine girmeleri ve bazı hususlarda daha sıkı denetime bağlanmaları da herhalde, dernekçiliğin gelişmesi, toplum kalkınma- sı bakımından yararlı olabilmeleri için şarttır. Jale CANDAN uygun bir küçük paspas halı, evi ağır ve lüks halılardan çok daha fazla ısıtabilmektedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: