3 Aralık 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 25

3 Aralık 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 25
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ğu gibi, zaman kazandıracak şekil- de, en az bir ay önce hazırlanarak gönderilmiş olması, derinlemesine tartışmayı birçok noktada imkansız kılıyordu. Öze gelince.. Hazırlanan ve dağıtılan taslağın öngördüğü hedefler, üzerinde dikkatle durulmayı gerektirecek ni- telikteydi. Yüzde 7'lik bir kalkınma hızı, gelir dağılımını âdilâne bir yön- de düzeltmek, o progressif vergilen- dirme ve iktisadi devlet kuruluşla- rına önemli görevler vermek söz ko- nusu ediliyordu. Bunun sağlanması için, net iç tasarrufu, bugünkü yüz- de 15 dolaylarından yüzde 20.5 sevi- yesine çıkarmak önerilmekte, ver- gilerin, progressif oolarak, her yıl yüzde 132 oranında artırılması dü- şünülmekteydi. -Oysa, hatırlanaca- ğı gibi, Demirel, Yüksek Plânlama Kurulunun son toplantısında, diğer bütün şartları kabul ettiği halde, vergilerin bu artış oranına karşı çık- mış ve bir kayıt koymak eğilimini benimsemişti-. Ayni zamanda sana- yie önem ve öncelik verilmekteydi. Stratejinin sağlanması (o bakımın- dan, Etibankın yaptığı ve yapacağı demir-çelik, bakır ve alüminyum gi- bi büyük sanayi komplekslerinin yatırımlarına dayanılmak istenil- mekteydi. Bunlara bağlı olarak, ara mallar endüstrisi öngörülmekteydi. Bir önemli yan da, istihlâk malla- rında yüzde 40 kadar bir artış te- menni edilirken, ara mallar bakı- mından bu artışın yüzde 140 seviye- sine ve hattâ bunun üzerine çıka- rılmak istenmesiydi. Hedeflerdeki bu olumlu tutum herkeste biraz hayret, biraz da kay- gı uyandırdı. Nitekim bütün toplan- tılar boyunca konuşmacılar bu ko- nu üzerine eğilmekten kendilerini alamadılar. Meselâ Necat Erder, hayretini şu şekilde açığa vurdu: — Türkiyede iktidarda, belli bir iktisadi doktrini olan bir hükü metin varlığını zannediyoruz. Bu doktrin, sermayenin esas olarak 6ö- zel sektörde birikmesi -devlet sek-, törü, prodüktif sahalarda verim- siz çalıştığı için- görüşüne dayanan bir doktrindir. Bu doktrin, stra- teji ile çelişme halindedir. Strateji- ye göre, tasarruf hacminin artma- sında cebri tasarruf yolu önemli bir vasıta olacak ve yatırımlarda devlet sektörüne önemli temel gö- revler düşecektir. Bu durumun iki türlü izahı mümkündür. Birincisi, Plâncıların, siyasi iktidarı, iktisadi doktrini değiştirme yolunda ikna etmiş olmaları ihtimalidir. İkinci o- larak da. Hükümetin, bu strateji ile kendisini ne çeşit kararlarla bağ- lamakta olduğunun farkında olma- ması ihtimali düşünülebilir. Bu tak- dirde ise. Plâncıları ilerde önemli problemler bekliyor demektir. Üs- telik, Türkiyede bir plâncı ahlâkı Öyle de olur, böyle de.. İkinci kollokyumun en ilginç ve renkli -tabii, bir o kadar da tebessüm konusu- yanla- rından biri de muhakkak ki, Prof: J. Tinbergen in durumuy- du. Süleyman Demirelin de ha- zır bulunduğu oturumda ko- nuşurken, Tinbergen, çeşitli duygularla karışık bir uysal- lıkla aynen şöyle dedi: — Biz sizin sadece müşa- viriniziz. Siz ne iiayiniz, biz sadece onu yaparı Plânlı BİZİ başlangı- cında, koalisyon hükümetleri- nireform konusunda sık sık uyarmağa çalışan, vergi re- Jormu, toprak reformu gibi konularda âdeta ısrar eden o Tinbergen ve bugün, AP Ikti- darı sırasında böyle konuşan bu Tinbergen... Boşuna dememişler: gün ola, harman ola! ve geleneği doğmuştur. o Plâncılar, hükümetin siyasal tercihlerine hiç bir zaman karışmazlar. oStratejiyi ve hedefleri (ogerçekleştirmek için gerekli vasıtalar arasında tutarlılı- ğı sağlamak görevi oObenimsenmiş ve yerleşmiştir. Aksi halde, plânla- ma, halkı aldatan ve oyalayan bir örgüt durumuna düşebilir ki, ida- reciler bu gelişmeyi engellemelidir- ler...." AP İktidarı ile İkinci Beş Yıllık Plânın strateji ve hedefleri konusu ve bunların çelişmesi önümüzdeki aylarda çok kesin çizgilerle ortaya çıkacak ve AP yöneticilerini çok müşkül durumlara sokacaktır. Bu terslik hemen herkes tarafından ele alınmıştır. Öteki konular ve dış yardım Çok dikkat çekici bir sorun da, mesken yatırımlarında ortaya çıktı. Mesken yatırımlarının, gayri- sâfi milli hâsılanın yüzde 20'sinden yüzde 15'e düşürülmesi öngörülmek- teydi. Bu bakımdan, büyük bir bas- kı grupu olan mülk sahipleri ile Hü- kümet arasında çıkacak çatışmala- rın yaratacağı sorunlar şimdiden görünür gibidir. Ayrıca madenler, otomobil sana- yü, turizm gibi birçok sektörün so- runları tartışıldı, bu arada, tarımda her yıl yüzde 4'lük bir artışın öngö- rüldüğü açıklandı. Almanya ve öte- ki yabancı ülkelerde çalışan işçile- rin göndereceği dövizler konusunun biraz ihtiyatla karşılanması yönün- den dikkat çekildi: Sosyal plânlama konusunda en çok dikkati çeken husus, plânın her- hangi bir istihdam hedefini benim- sememiş olmasıydı. Eğitimde kalifi- ye eleman meselesindeki gelişigüzel- lik konusu üzerinde duruldu ve ko- nuya önem verilmesi istendi. Birinci Beş Yıllık Plândaki yatı- rımların bölünüşüne benzeyen şe- kilde, iç kaynaklardan sağlanacak yüzde 20.5 oranındaki yatırıma ilâ- veten, yüzde 2 oranında bir dış kay- nak yatırımına ihtiyaç vardı. Top- lamı yüzde 225 olacak yatırımlar amerikalı gözlemcilerin sinirlerini bozmaya yetti ve hayli eğlenceli sahnelerin ortaya çıkmasına vesile oldu. Bir ara söz alan amerikalı Grant, "Biz yeni dış yardımlar ve- remeyiz" deyince, bazı delegeler ce- vap vermek zorunluluğunu duydu- lar. Özellikle Prof. K.S. Gill -Hindis- tan-, şu sözleri söylemekten kendini alamadı: — Belli bir sistem içindeki bu kalkınmayı ogerçekleştirmek için, bu bedeli ödeyeceksiniz! Aksi tak- dirde, başka yollar aranıyor. Bunu engellemek için harcanan askeri be- del -Vietinam imâ ediliyordu-, dai- ma daha yüksek oluyor. Bu bakım- dan, bu açığı kapamada da, mesele- ye, sözünü ettiğim açıdan bakmaya mecbursunuz."

Bu sayıdan diğer sayfalar: