3 Aralık 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 14

3 Aralık 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER bulunup yine de hürriyeti koruya- caklarını" söylemişti Mektup olayı, sivil amerikalıla- rı da müsebbipler arasına itmek ba- kımından ayrı bir önem kazanmış- tır. "Gördüğüm son CIA ajanı.." Bu önemden dolayıdır ki haftanın başında bir AKİS'çi meseleyle ilgilenen bir amerikalıdan bilgi is- temeye gitti. Amerikalı kendisine kahve ikram etti. AKİS'çi biraz ev- vel kahve içmişti. Amerikalı ilgili, gözlerini kırpış- tırarak, "— Kahveyi reddetmenizin ide- olojik bir sebebi var m1?" diye sor- d u. AKİS'çi güldü ve "Hayır" dedi. Soru hafif esprili tarzda sorulmuş olsa dahi, en akıllı amerikalıların bile "kahve içmek veya içmemek" ile "ideoloji" arasında irtibat kura- bilecek ruh hali içinde bulundukla- rını göstermesi bakımından ilginç- ti. Amerikalı ilgili, görüşmenin so- nuna kadar olay hakkında açık bir bilgi vermedi. Sadece, meselenin araştırıldığını bildirdi. AKİS" çi, Duyduğuma göre, araştırma- yı IN yürütüyormuş" diye sordu. Amerikalının bu soruya cevabı şu oldu: "— Benim gördüğüm son CIA ,, Washington'da bir lokanta- Amerikalı, mektubun bir muka- bil ajan tarafından yazılmış olması ihtimaliyle ilgili soruya ise: "— Bütün gördüğüm James Bond filmlerine göre, casuslar akıl- lı insanlardır. Bu mektup öyle 3biri- si tarafından yazılmışa benzemiyor" cevabım verdi. Bu arada konuşma, Amerika a- leyhtarı gösterilerin sebeplerine in- tikal etmişti. Amerikalı, bir ara saa- tine baktı. Gazeteci, "Eğer işiniz varsa.." diye kalkmaya davrandı. Muhatabı, "Hayır, katiyen" tarzın- da bir işaretten sonra izah etti: "— Saatime bakmamın sebebi, şu anda 4 tane F-105 uçağının Atlan- tik üzerinde, Türkiyeye doğru uç- makta olduğudur." Gazeteci, yerinde şöyle bir kıpır- dandı. Acaba bu uçaklar Türkiyeye doğru niçin uçuyorlardı ki? Ameri- kalı, izahatını tamamladı: "— Bu uçaklar, savunma işbirli- ği çerçevesinde Türkiyeye verilecek 21 adet F105 uçağının bir kısmını teşkil etmektedir. Bu tepkili avcı u- 14 çakları o kadar kıymetlidir ki, Tür- kiye ve bir başka NATO ülkesi dı- şındaki bütün NATO ülkeleri bu u- çakları para ödeyerek almaktadır- lar." Sonra amerikalı, bu uçak mese- lesini niçin açtığını anlattı: "Ameri- kalı askerler, Türkiyenin savunma- sına yardımcı olmak için Türkiye- de idiler. Türkiyede eğer Amerika a- leyhtarı bir hava esiyorsa, bununla askeri işbirliği (arasında bir ilişki kurmak yanlış"tı. Görüşme, bazı telefon konuşma- larıyla kesilerek uzadı. Amerikalı, bu arada, Türkiyedeki Amerika aleyhtarlığının sebeplerini kendi a- AKİS yüzünün tesbit edildiğini öğrendim. Ama şu anda bunu size bildirmeye yetkili değilim. Bu hususta imkân sağlamağa çalışacağım. Yarın saat 10'da telefon ederseniz, bildirmeye çalışırım.." dedi. Ertesi gün verilen bilgi şu idi: 15 Kasımda, bir süre önce işine son verileceğini öğrenmiş olan genç bir türk memur yazmıştı. Bu memur, birkaç ay önce, denenmek üzere El- çiliğe alınmış, 18 Ekimde kendisine, bir ay sonra işine son verileceği bil- dirilmitşi. Bu memur, 15 Kasımda mektubu postaya verdikten sonra, 18 Kasımda Elçilikten ayrılmıştı. A merikalılara göre sebep, sadece, A.B.D. Elçilik binası Jçerde casus mu var? çısından izah etti: Zaman değişi- yordu. Dost ülkelerde hükümet de- gişiklikleri (ooluyordu. o Türkiyede milliyetçi düşünceler kuvvet kaza- nıyordu. Kıbrıs meselesi vardı. Bir ara, "Amerika aleyhtarı grup- ların varlığı" 'ndan da bahseden a- merikalı, şöyle ilginç bir itirafta da bu lu ndu: — Doğ Şrusu, sokaklarda çok mami amerikalıya rastlanması- nın tesirleri de var. Bu manzara ba- na bile tesir ediyor.." Gazeteci kalkarken, amerikalı il- gili, . "— Biraz Önce yaptığım telefon konuşmasında, mektup olayının iç- işine son verilmiş bir insanın öfke- si idi. AKİS'çi, bu genç memurun ismi- ni sordu ve şu cevabı aldı: "— İsminin açıklanması istenil- miyor. Konu üzerinde gürültü kopa- rılmasından endişe ediliyor.." Ama olay Amerikada, Ankarada- ki amerikalının hafife almak istedi- ği kadar hafif gözle görülmedi. A- merika elçilikleri, güvenlik bakı- mından bu kadar başıboş muydu- lar? Mektuplar şunun veya bunun eline mi geçiyordu? Sonra, böyle bir olayın o memlekette Amerikayı gülünç duruma sokmamasının im- kânı mı vardı? Herkes, komünistler 3 Aralık 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: