3 Aralık 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 18

3 Aralık 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ta bir albayın alay komutanı, bir albayın tümen komutanı, bir diğer albayın ordu komutanı, bir albayın ise Başkomutan ve Genel Kurmay Baş- kanı olması tarzında bir durumun yaratılması garabeti mantıksızlığın başka yönüdür. Dündar Seyhan kitabında, belki kendi gru- punun kafasından geçen, fakat o tarihte açığa vurulmamış, her halde Komite Şakak gunn desteğini haiz bulunmayan bir "büyük tasav- vur"u da bahis konusu etmektedir. Efendim, Türkiyede teknik adam zaten azmış. Bunların bir takım müesseselerin başında idareci sıfa- tıyla çalıştırılmaları potansiyel kaybına sebep olmaktaymış. Bunların teknik işlere verilmele- ri uygunmuş. Ya, boşalacak idare kadroları? İşte, Ordudaki Tensikatın bir kerameti burada ortaya çıkıyormuş. Ordudan emekliye ayrıla- cak subaylar var ya.. Genç genç albaylar, yar- baylar.. Onlar, idareci diye, müesseselerin başı- na getirileceklermiş. Demirden bir merkezi ida- Şinasi Orel, Ordudaki tensikatı plânlamak için çalıştırılmış komitenin belli başlı üyelerinden biridir. M.B.K. sonradan onu, Devlet Plânlama Dairesinin başına getirdi. Orel, eğer tensikatın felsefesi ve metodu kendisinden geldiyse Emin- su işinde ne kadar günah işlemişse Plânlama Teşkilâtının kuruluşundaki emeğiyle onun üs- tünde sevaba girmiştir. Bu daire Orel tarafin- dan ne kadar sağlam kurulmuş ki, içerden ve dışardan gayretler onu hâlâ yıkamamaktadır. 68 re, demirden idareler altında her çeşit müesse- se ve toplum kesitleri! Sonradan, 22 Şubatın da felsefesini verdiğini ileri sürecek olan Albayın ve onun kafa denklerinin, Türkiye Cumhuriye- tine biçtikleri şekil budur. Ordudaki Tensikatın, mahiyeti ve netice- leri itibariyle M.B.K.'nin bir "bahtsız tasarru- fu" olduğu bugün kabul edilmiştir. Fakat ope- rasyon olarak bunun da, tıpkı 27 Mayıs ve 14'- ler harekâtı gibi mükemmel tatbik edildiğini kimse inkâr edemez. M.B.K. tensikatı,, Orduyu teşkil eden bütün kuvvetler için düşünmüş, Kara Kuvvetlerindeki tensikatı Suphi Karaman, başka bazı arkadaş- larıyla, Şinasi Orel ve Dündar Seyhanla birlikte yürütmüş, Komitenin havacı üyeleri Hava Kuv- vetlerini, denizci üyeleri de Deniz Kuvvetlerini üzerlerine almışlardır. 3 Ağustosu 4 Ağustosa bağlayan gece bu kuvvetlerden birinde harekâ- tın nasıl cereyan ettiğini anlatırsam, sanırım, tatbikat hakkında bir fikir vermiş olurum. Hava Kuvvetlerinin komutanlık karargâ- hı.Karargâh henüz, Meclisin altındaki yeni ye- rine geçmemiş. Opera meydanında, Türk Ku- şunun hemen arkasında. Mesai saati bitiyor. Fakat, tatbikatta görev verilecek subayların eline bir pusula sıkıştırılıyor: "Gitmeyin, ka- lın". Bu subaylar kalıyorlar, ve kalanlar komu- tanlığın şeref salonunda toplanıyorlar. M.B.K.'- nin üç havacı üyesi, Mucip Ataklı, Haydar Tunçkanat ve Emanullah Çelebi ooradadırlar. Karargâh subaylarının en kıdemlisi ise, Hava Kuvvetleri oKurmay Başkanlığına getirildiği anlaşılan Kurmay Albay Muzaffer Sanal On- lar, nenin nasıl yapılacağını bilmektedirler. Plânın hazırlayıcısıdırlar. O gece Hava Kuv- vetleri Komutanı ile birlik ve üs komutanların- dan bazıları değiştirileceklerdir. M.B.K., elinde kuvvet bulunduran bu subaylardan bir kaçının emekli olmamak için direnebileceğini tahmin ettiğinden şöyle bir tertip düşünmüştür: Emek- liye sevkedilen komutan emekliye sevkedildiği- ni bildiren tebliğ zarfını eline aldığında, yeni komutan birliğinin başına geçmiş olacaktır. Tebliğ mektupları hazırdır. Bunların altın- da Milli Savunma Bakanı sıfatıyla Orgeneral Fahri Özdileğin imzası vardır. Fahri Özdileğin kendisi de, bu operasyonla emekliye ayrılan komutanlar arasındadır. Komite, bu tensikatı plânladığında kararlaştırdığı bir kanunu, meş- hur 42 sayılı kanunu o günkü Resmi Gazetede yayınlatmıştır. Bu kanunla, emekliye sevkedi- len subaylar dolgun bir tazminat almakta, e- mekli maaşları da yüksek bir seviyede tesbit edilmektedir. Tensikatın mali portesi 100 mil-

Bu sayıdan diğer sayfalar: