17 Aralık 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 10

17 Aralık 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER mayan ifadelerle- söylemiştir. O za- manlar Demirel, bu konuda endişe duyanlara kızıyor ve "Ne demek? Elbette ki, çıkan bir-kanun uygula- nır" diyordu. Bugün Maliye Bakanı. olan Bilgehan da, o zamanlar talih- siz vaadlere hararetle katılmıştı. 1966 Bütçesi hazırlanırken, Per- sonel Kanunu uygulaması için sade- ce 470 milyon lira ayrıldı. Bu, sami- miyetsizliğin ilk belirtisi idi. Bu pa- ile bu kamımın uygulanamıyaca- ğını bilenler derhal mazeret arama- ya başladılar. Anayasa Mahkemesi- nin, üniversitelerle ilgili sınıf tüzük- lerini iptal etmesini İktidar, yeter sebep saydı. Oysa, Anayasa Mahke- mesinin iptal ettiği birkaç tüzük, sayısı 200'ü bulan sınıf tüzüğünün sadece bir kısmından ibaretti Bu arada İktidar, kabul edilen Personel Kanununun hatalı olduğunu dur- madan tekrarlamaya, bunun değiş- tirilmeden uygulanamıyacağını ile- ri sürmeye o başlamıştı. -Bu niyet, son avans tasarısında da "Personel Reformu, en kısa sürede, daha ge- çerli ölçüler içinde yeniden -ele alı- nacaktır" diye açıkça ifade edilmiş- tir-. Ama ortada bir de, memurlara yapılmış vaad vardı. Hükümet, 470 milyonla hiç olmazsa bu sözünü ye- rine getirmek için geçen yasama devresinin sonunda Meclise bir ta- sarı getirdi. Buna göre, 470 milyon, memurlara "geçici zam" adı altında ve | Mart 1966'dan itibaren uygula- nacaktık Fakat bu defa başka bir engelle karşılaşıldı. Milletvekilleri, verilen paranın ismi "geçici zam" olursa, bundan yararlanamıyorlar- dı. Bu, elbette ki çok önemli, mem- leket çapında bir pürüzdü!.. Bunun üzerine, İktidar Partisinin Meclis Grupu, meseleyi hal için bir komis- yon seçti. Seçim için önergeyi ve- renlerden biri, bu komisyonun he- defini, AKİS muhabirine o zaman açıklamış, seçilenlerin hepsinin mil- letvekillerine de pay tanınması ta- raftarı olduğunu bildirmişti. uzayan çalışmalar arasında Meclis de tatile girdi ve vuslat başka ba- hara kaldı. Bu yasama devresinin başında ise mesele, epey zaman su yüzüne çıkmadı ve ortaya atılışı yi- ne iktidar tarafından oldu. İktidar kurmayları, mahalli seçimler için tedbir düşünmüşlerdi. Ama hazırla- nan tasarının esasları belli olunca 10 Cihat Bilgehan Taşıma suyla dönen değirmen ve büyük bir memur kütlesinin "geçici sam" lan bu tediyeden yararlanamıyacağı belli olunca, kıyamet koptu. Raftan rafa İktidar şu anda, iki başlı bir pü- rüzle karşı karşıyadır. Hazine, bü- tün memur kütlesini, hattâ bu tasa- rının kapsadığı memurları dahi tat- min edecek ödeme imkanına sahip değildir. Maliye sözcüsü, komisyon- da, "tasarı dışında bırakılan memur- lara da ödeme yapılmaya kalkışılır- sa, 570 milyon liraya daha İhtiyaç olacağını" söylemiştir. Hükümet, bu munzam para şöyle dursun, 470 milyon nakit parayı dahi hemen te- min edecek durumda değildir. Ni- tekim Maliye Bakam Cihat Bilge- han, Pazartesi günü, Meclis Basın Bürosunda gazetecilerle yaptığı soh- bette, "tasarı bu kapsamıyla uygu- lansa dahi, bir taksitte ödeme yapı- lamıyacağını" bildirmiştir. | Bunun nedenini de, "nakit meselesi" diye izah etmiştir. Gerçekten” 1 milyara yakın müteahhit avansının ödene- mediği şu devrede, 470 milyonun birden temini mümkün görülme- mektedir. İşin takside bağlanması-- AKİS nın başka bir sebebi de, verilecek paranın, ihtiyaç içinde kıvranan me- mur ailelerinin derhal tüketim mal- larına yönelmeleriyle belirecek mal darlığının fiyatları etkilemesi ve zin- cirleme bir pahalılığın, çıkarılacağı söylenen yeni vasıtalı vergilerin de etkisiyle enflâsyonu davet etmesi- dir. Zaten fiyatlardaki hareket te- diyeyi dahi beklememiş, pahalılık fiilen başlamıştır. Bu ihtimali, Ma- liye sorumluları, geçici komisyon görüşmelerinde milletvekillerine i- zah etmişlerdir. Bu arada Personel Reformu da, tozlu raflara doğru ha- zin yolculuğuna çıkmıştır C.H.P. "Doğu harekâtı" Cephesinde iri siyah harflerle "Mey- dan Müdürlüğü" yazılı tek katlı küçük binanın yöresinde toplanan- lar, Ötelerden, bulutların içinden gelen motor sesini duyduklarında saatler 12.15, gösteriyordu. o Hava- nın bir "mazarrattık" çıkarmasın- dan korkanlar rahatladılar: Bulut ların içinden sıyrılan uçak, aynı an- da alçaldı ve piste yaptığı ustaca bir inişten sonra gelip, topluluğun bek- lediği küçük binanın önünde durdu. Açılan kapıda önce bir Amerikalı göründü. Kalabalığın sebebini an- layıncaya kadar uçağın merdivenle- rinde mütereddit bekleyen ameri- kalı, "ne olur ne olmaz" gibilerden küçük ye kuşkulu adımlarla piste doğru ilerledi. Onu başka yolcular izledi. Sabrı tükenen topluluk, uça- ga biraz daha yaklaştı. Bir anda a- lanı alkışlar doldurdu. Meydana i- nen zat ve beraberindekiler, kendi- lerini karşılayanların ellerini sıkar- tekrarladığı hangisi?" sorusunu, "Hangisidir lo, "— Aha şudur, kıl Gara elbiseli, gıvırcık saçlı, güleç olanı" şeklinde cevaplandırdı. Kalabalık (otomobil o konvoyu şehrin ana caddesinde ilerlerken. yer yer kaldırımlarda toplanmış va- tandaşlar, durmadan alkışlıyorlar- dı. "Gara elbiseli, gıvırcık saçlı, gü- leç" olanın otomobili, Tekel tütün fabrikasının önünde durduruldu. İş- çiler yola çıkmışlardı. Temiz giyim- li bir kişi otomobile doğru ilerledi 17 Aralık 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: