17 Aralık 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 7

17 Aralık 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS kanlığına gitmiştir. Gitmiştir ama, o sabaha tekaddüm eden gece bir şişe viskiyi bir hamlede bitirdikten sonra... Kabine revizyonu için kullanıla- cak metod için de tereddüt vardır. Bazı AP'liler, Demirelin, elindeki tarihsiz istifa "mektuplarını, kullana- cağını söylemektedirler. Ama bu u- süle yanaşmıyan Bakanların bulun- duğu da bir gerçektir. Bunlardan biri, geçen gün şöyle dedi: — O istifa mektuplarının nasıl alındığını artık kâinat biliyor. Onun ükmü kalmadı!" Bu bakımdan, Demirci bu metod üzerinde ısrar ederse, bir Bakanın, çıkıp, — İstifa ettiğimden benim ha- berim yok" demesi sürpriz olma- malıdır. Memurlar "100 milyar"dan haber vaa mı? (Kapaktaki horozşekeri) Başbakan Süleyman Demirel, göz- lerini büyük büyük açtı ve, "— Keşke olsa da kasaları açıp dağıtsak.." dedi. Demirelin büyük bir özlemle "keşke olsa" diye hayıflandığı şey, para idi. Olay, bu haftanın başında Pazartesi gecesi, TBMM koridorla- rında cereyan etti. Meclisteki oda-, sında geç vakte kadar çalışan Baş- bakanı, gazeteciler, yeni, kalın lâci- vert paltosunu giymiş, lüks çalışma çantasını koruyucusu Şeref Aypar- ların eline tutuşturmuş olarak, Buğ- day sokaktaki evinde purosunu tel- lendirip, viskisini içerek, istirahale çekilmek üzere yola çıktığı sırada ya kalammılardı, Demirel keyifli gö- rünüyordu. Ama Haber Ajansı mu- habiri Ali Utkunun şu sorusu keyfi- ni kaçırdı; — Beyfendi, masalarımızın üze- ri bildiri ile doldu. Gazete büroları- na telgraf ve bildiri yağıyor. İktisa- di devlet teşekküllerinde, belediye- lerde ve özel idarelerde çalışan me- murlar da avanstan yararlanmak is- tiyorlar ve adaletsizliğe uğradıkları- nı söylüyorlar. Bunların durumu ne olacak?" Durum gerçekten, Haber Ajansı muhabirinin ifade ettiği kadar, hat- tâ daha da hazindi. Hükümet Mecli- se bir tasarı getirmiş, bununla me- murları iki kısma ayırmış, bir kıs- 17 Aralık 1966 mına âdeta, "Sen mustar durumda- sın, Personel Kanununu sana uygu- uyamıyorum. Ama, al sana bir mik- tar para, yarana merhem olsun" de- miş, sayısı 130 bini geçen ve aynı şartlar içinde bulunan diğer büyük memur kütlesine ise "Sana vermiye- ceğim" diyerek, kesip atmıştı. Şim- di, haksızlığa uğrayan bu memur kütlesi durumu protesto için bütün imkânlarını kullanıyor ve AP İkti- darından adalet istiyordu. Yeni ku- rulan memur sendikaları ise bu yaygın tepkiyi örgütlenmiş bir biçi- me sokmuştu. Demirel, Haber Ajansı muhabi- rinin bu durumu belirten sorusu karşıtında biraz bozuldu, şöyle bir durdu, sonra cevabını yazdırdı: — Devlet, kasalarını açmış, pa- ra dağıtıyor değil, Keşke olsa da, kasaları açıp i ükümet bir kanun tatarın getirmiş, Elbet- e ki Hükümetin bunun dışında bir görüşü olamaz. Bizim tasarımızda iktisadidevlet teşekkülleri, beledi- yeler ve özel idareler için bir şey vaa mı Bey Gazeteci EN deyince, Başba- kan devam etti: — Bu kanunun şümulüne kim giriyorsa, istifade edecek olan odur. Devlet, önemli bir.şey olmuş da, me- murlara ikramiye dağıtıyor değil. Geçen sene vaad etmiştik, memur- ların mağduriyetlerini önlemek için 470 milyon lira ayırmıştık, Bu, me- murların müktesep hakkı oldu. Bu YURTTA OLUP BİTENLER tasarı müktesep hakkın yerine geti- rilmesidir." Sonra, Demirel Buğday sokağın, gazeteciler ise bürolarının yolunu tuttular. Ama mesele yine ortaday- dı. Başbakan, yüzbini aşkın memu- run avansın dışında kalacağını 1s- rarla tekrarlamış ve "para yok" de- mişti. Oysa ayin Başbakan, iktida- rının ilk günlerinde Senatoda, Hü- kümet programında sayılan ve ayn ayrı finansman kaynağı gerektiren yüzlerce işin nasıl gerçekleştirilece- gini soran ve kaba taslak bir 3 la bu işlerin tamamlanması için 100 milyar liradan fazla paraya ihtiyaç olduğunu belirten bir senatöre şu karşılığı vermişti! "—, 100 milyarda para mı? İnsan, yeter ki istesin, İşte şimdi Demirel, -hem de Sa- rıyarda "Mustarip intanları ıstırap- tan kurtarmadıkça rahat Ca lim" diye nutuk attığının ertesi gü- nü- 130 bini aşkın iktisadi devlet te- şekkülü, belediye ve özel idare me- muruna "size yok" diyordu. Musta- rip memurlar bunun üzerine birer bardak su içip, "Ne yapalım, kaderi- miz, böyleymiş" diye boyun mu bük- meli, yoksa, "Bu İktidarın sağı solu belli olmaz. Direnirsek, belki hakkı- mın alırız" mı demeliydiler? Eniştem beni niye öptü Bir takım belirtilere bakılır ve AP İktidarının bu avans tasarısını getirmesindeki politik nedenler or- taya konulursa, mağdur bırakılan Avans bekleyen memurlar Vermeyince mabut, neylesin Mahmut!

Bu sayıdan diğer sayfalar: