17 Aralık 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 33

17 Aralık 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 33
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TİYATRO G; Piyes gördüm Ankara AST dört yaşında Geçtiğimiz hafta içinde Ankara Sa- nat Tiyatrosu -ASI- kuruluşu- nun dördüncü yılını kutladı. Bu Ve- sileyle düzenlenen basın toplantısın- da, dört yıllık çalışmaların bir öze- ti yapıldı. AST kurucularından olan ve sanat işlerini yöneten Asaf Çiyil- tepe de topluluğun güttüğü amaç, girişilen kolektif çabanın sonuçlan, karşılaşılan güçlükler, lehte ve a- leyhteki düşünceler konusunda a- çıklamalarda bulundu, yöneltilen soruları cevaplandırdı. Bilindiği gibi, AST, fikir ve sa- nat değeri olan toplumcu oyunları sahnesine Me mr aydın seyirciye günümüzün öne so rı ÜZe- rinde fikir sahibi lirik imkânını vermeğe, böylelikle eğitici bir göre- vi yerine getirmeğe çalışmaktadır. Bu nitelikleriyle AST'nu ilerici bir tiyatro olarak kabul edenlerin yanı- sıra, aksi kanaatle olanlar da var- dır. Dört yıllık repertuvarda yer al- mış olan ünlü oyunları dikkate a- lınca böyle düşünenleri büsbütün haksız bulmak kolay değilse de, bu eserlerin yurdumuzda ilk defa AST sahnesinde ramp ışığına çıkabildi- ği, ayrıca önemli yerli oyunların aynı repertuvarın başarıları arasın- da yer aldığı hatırlanınca, aksi ka- naatte olanlara da hak vermek ge- rekmektedir. Gerçek şudur ki, AST, kendi yete- nekleri içinde, bilinçli bir sanat çalış- masını âhenkli Ur şekilde bugüne kadar yürütebilmiş ve seyircisinden geniş bir ilgi görmüştür. 196 mevsimi başında İstanbulda Arena Tiyatrosunda başlıyan, 1963-64 mev- simindenberi de devam e- den bu çalışmaların rakamlarla ifa- desi de bunu göstermektedir: 1963- 64 mevsiminde 248 temsilde 33 bin 168 seyirci çekebilen topluluk, 1965- 66 mevsiminde temsil sayısını 405'e, seyirci sayısını da 110 bin 922'ye çı- karabilmiştir. AST yöneticileri dördüncü yılı kutlarlarken, bir yıldanberi "Bir De- linin Hâtıra Defteri"ni afişte tutan ve bu eserle geçen yılın "En iyi o- yuncu" ödülünü kazanan Genco Erkala ve bu oyunda kendisine sah- ne gerisinden yardımcılık eden asis- tan, sahne teknisyeni ve ışık uzman- larına birer armağan vermişlerdir. 10 Aralık 1966 mi "Medea"; manzum tragedya, 2 bölüm Yazan: Munis Faik Ozansoy. Müzik: Nevit Kodallı. Tiyatro; Devlet Tiyatrosu a Tiyatrosu). Sahneye koyan: Raik Alnıaçık. Dekor: Tarık Levendoğlu. Kostüm: Eri Kırtunç. Işık: Kenan Dinçman - İhsan Narmanlı. Konu: Yunan mitologyasının Sophokles'ten sonra Euripides'i, çağı- aç da Anouilh'u etkilemiş olan antik bir konusunu şair Munis Fa- ik Ozansoy yeniden işlemiş. Sahne dilini zorlamıyan, akıcı bir nazımla Kolkidia kralının büyücü kızı Medea'nın, Korinthos kralının kızıyla evlenmeğe kalkan kocası Jason'dan öcalmak için, ondan olan iki çocu- ğunu kendi elleriyle boğan kıskanç Medea'nın dramını yeniden dile getiriyor. Bunu yaparken de konuyu -ve kişiyi- daha çok Kuripides'in insancı görüşüne uygun bir açıdan ele alarak, karşımıza trajik bir “kahraman” değil, onuru yaralanmış bir “kadın” çıkarıyor, Onur yara- sının bir k kadına neler yaptırabileceğini hatırlatarak, Medea'nın akıl almıyacak çılgınlıklarına bir duygu mantığı kazandırmak istiyor. Oynayanlar: Gülsen Alnıaçık (Medea), Meliha Ars (Dadı), Mustafa Yalçın Çilaberci), Zafer Ergin (Jason), Coşkun Kara (Kreon), Arşen Göze (Koro). Beğendiğim: Selâhattin Batunun "Iphygenia" ve "Güzel Helena"- sından sonra Munis Faik da sahne edebiyatımıza, çağdaş nazmının antik temaları işleyecek güçte olduğunu gösteren yeni ve şiir yönü başarılı bir örnek kazandırmış olması, Yapısı bakımından statik, aksiyondan çok söze -ve şiire- dayanan böyle bir esere ilgi çeki- ci bir ifade vermeyi başaran Raik Alnıaçığın çok ölçülü sahne düzeni. Eserin havasına çok şey kazandıran Nevit Kodallının müziği ile Tank Levendoğlunun dekoru ve Kenan Dinçmanla İhsan Narmanlının usta ışıkları. Gülsen Alnıaçığın, Medea'nın yaralanmış "kadınlık" gururunu ve “aşk"la "nefret" arasındaki yakın ilişkiyi duyuran oyunu. Beğenemediğim: Şairin bu eski temayı yeniden işlerken, çağımızın duygu ve düşünce ortamına değinecek bir paralel çizmekten kaçınmış olması. Jason ve Kreon gibi önemli kişileri dramatik bir “tension” için- de hareket ettirmemesi, bu yüzden Medea'yı, dramım tek başına yaşa- mak ve yaşatmak sorunda bırakması. Sonuç: le rağmen görülmesi gereken bir oyun, seviyeli bir sa- nat -ve siir- Naciye FEVZİ Oda Tiyatrosunda "Medea" Bir onur yarasının dramı 33

Bu sayıdan diğer sayfalar: