TÜLİDEN HABERLER Ancelo Ankarada Eğlence, eğlence içindir. rinden küçük bir konser bile dinle- diler. Fakat A.P.'li senatör Celâl Er- tuğun eşi Bayan Ertuğ, bu konser- den -nedense- hoşlanmadı. Türkü- ler devam ederken, sert bir hare- ketle' yerinden kalktı ve kapıya doğ- ru Ae Niçin gittiğini soranlara is , “Beyaz Park havasına dayana- ride: mi söyledi. -"Beyaz Park", İstanbulun alaturka eğlence yerle- rinden birinin adıdır-. Bu sayın se- natör eşi, anlaşılan, Dedeman Oteli- nin Beyaz Saraya benzemesinden hoşlanmadı- Olabilir. Zevk mesele- si. Yalnız, türkçemizde "Hatır için çiğ tavuk yenir" diye bir söz var. Celâl Ertuğun, şıklığıyla o tanınmış eşi de alafrangadan, operadan daha çok hoşlanabilir, fakat bir hastaha- ne yararına yapılan bir çayda zevk- lerini bu kadar sert, hattâ zarif ol- mayan bir hareketle belli etmesi, bir politikacı eşine yakışmıyor. Eğlence ile karışık İstanbulun gece klüpleri, Ankarada şube açmağa devam ediyorlar. Bunlardan biri de, Yeşilköyün meş- hur Ancelosu... Ancelo, Kent Otelin altındaki yerinde Ankaralılara eğ- lenceli saatler geçirtiyor. Geçen haf- 30 ta Çarşamba akşamı Ancelo gene tıklım t iklimdi. AP'zede eski Genel Müdürlerden Selâhattin Babüroğlu ile Rahmi Tuncağılın birlikte otur- dukları masa, bir sebeple, dikkati çekti: O gece, meyhane şarkıları a- rasında, ilk defa olarak, bu masa- da Harp Okulu Marşı söylendi. Ba- büroğlunun masasının hemen arka- sında ise Bayındırlık Bakanı Ethem Erdinç oturmaktaydı ve onların masasının şarkısı ise "İçimde gene utun yılların özlemi vardı" idi. Gökdelen şenleniyor Kızılaydaki Gökdelen, geceleri git- tükçe şenleniyor, Kısa boylu, se- vimli bir delikanlı olan Luigi'nin sarkıları, ogeçtiğimiz hafta birçok Ankaralıyı Gökdeleni topladı. Luigi 'nin eşliğindeki Belçika orkestrası da eğlenceli" gösterileriyle, Ankara- lılara güzel saatler yaşattı. Yalnız, rkan Yolaçın esprileri biraz soğu- du. "İnek" esprisini çok uzatıyor, bir; sinirlenince, dinleyicilerden ge- len tepkiyi "Kkasımpaşalılık"la nite- liyor, iki; orkestranın üyelerini ka- saba benzetiyor, üç. Gökdelende, Erkan Yolaç dışın- da, kulağı tırmalayan ban şeyler da- AKİS ha var : sihirli kemanların göbek havası çalması pek hoş kaçmıyor. Gerçi Ankaramızda göbek atmağa teşne kişiler gittikçe çoğalıyor ama, "göbek havasını meyhanelere bıra- kalım. Gökdeleni başka türlü şen- lendirelim" diyenler haksız değil. Tenkit bir yana, Gökdelenin akı- beti de bir merak konusu. Şimdilik, geceler kalabalık oluyor. Ankaraya iş yürütmeye gelen İstanbullu, İz- mirli işadamları soluğu burada alı- yorlar. Ama, ya sonra? Memur şeh- ri Ankarada astronomik fiyattaki eğ- lence yerlerinin devam etmesi o kad- dar kolay olmıyacak. Yılın nişanı Fikret Otyam, Şinasi Nahit Ber- kere bir kız verdi, o da ona üç kitap... İsmet Paşa ise Şinasi Nahit ile zarif nişanlısına, yüzükleri tak- madan önce şu öğüdü verdi: — Kavgayı ilk patlatan ve çok bağıran kazanır. Ona göre!," Geçen hafta, Gülağacında yapı- lan nişanın bilançosu, yukarıdaki şekilde özetlenebilir. Yalnız bu bi- lançoya bir de rekor eklemek gerek: Gülağacı büyüklüğündeki bir salo- nun istiap haddi nihayet 200 kişi ol- sun, nişanda bunun en az üç misli kalabalık vardı. Gülağacı o gün, o- rada bulunanlar için, konserve ku- tusu ile sauna arası bir şeydi. Mer- divenden amerikan barın bulundu- ğu küçük bölüme gelinceye kadar en az on dakika geçiyordu. Şimdi, “yılın nişanı" geride kal- dı. Şinasi Nahit, Otyama söz verdiği Uç kitabın hazırlıklarına kendini kaptırmış durumda- İlle de düğün yapacağım diyormuş. Arkadaşları da şunu tavsiye ediyorlar: "Azizim, ie : ırı salonunda yap, girişi de 10 liralık bilete bağla, iyi para kazanırsın.." Alpayın gediklileri Ankaranın sevilen şarkıcısı Alpay. her gece sabahlara kadar hay- ranlarının sevdiği şarkıları (o söyle- mekten hasta oldu, ama yatmağa fırsat bulamadı, Alpaya gidenler Al- paysız yapamadıkları için, hastalan- mağa hakkı yok, Alpay geceleri de artık iyice tuttu. Ankarada adı çok duyulan iki kadın, Birsen Ögel ve Yaşar Bozkurt -nam-ı diğer eski "Kim Novak"-, oAlpayın klübünün gediklileri arasında. Pistin ilginç danslarını Birsen Ögel yapıyor, Ya- şar Bozkurt da bir manken gibi, o- turup etrafı e Tabii, etraf da Onul. 17 Aralık 1966