28 Ocak 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 11

28 Ocak 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS emriyle önüne gelene saldıran polis- lerin, Önce gazetecileri, arkasından da öğrenci kuruluş başkanlarını sü- rükliyerek dışarı attıkları bir sıra- da. Avukat Kumkumoğlu, bir ma- sanın üzerine çıktı ve, — Gazetecilerin haber alma hürriyeti Anayasanın teminatı al- tındadır. Kanunsuz emir veriyorsu- nuz. Ben avukatım, ihtar ediyorum. Bunun hesabı sizden sorulacak" dedi. Demesiyle birlikte, "Alın şunu!" diye bir emir çınladı ve polisler a- vukatın üzerine yüklendiler. Ne var ki, avukat gençti ve DP devrinde TMTF yöneticiliği yapmıştı! Hemen, emri veren Polis Müdür Muavinine koştu ve "Durdurun bunları!" dedi. MTF binasının önü yüzlerce gençle dolmuştu. Cop, tekme, tokat dışarı çıkarılan oarkadaşlarını gör- dükçe yumrukları sıkılıyor, ancak 28 Nisan 1960 günlerini hatırlatan marşları söylemekle protestoda bu- lunmaktan öte birşey yapamıyorlar- dı. TMTF binasının içindeki muha- rebe, gazetecilerin dışarı atılmaları- na rağmen bitmemişti. Zira, devir ve teslim alacak Yedd-i Adil Doç. Yalçıntaş, gördüğü olaylar karşısın- da sapsarı kesilmiş, "Bu vaziyette, ben burayı teslim alamam" demek- ten başka çare bulamamıştı. Kum- kumoğlu, TMTF'li gençleri tekrar savunmaya başlayınca, sabrı taşan Polis Şefi, yakalanması için yine e- mir verdi. Birincisinde (güçlükle kurtulan Kumkumoğlu, etrafına ba- kındı ve tam bu sırada içeri girmiş bulunan Emniyet Müdür Muavini Orhan Erdemi gördü. Coptan kurtul- mak için yanına koştu ve, "— Bunlar eşkiya mı, gangster nü?.. Durdur, n'olur!" diye bağırdı. a, göğüsleri kasten numara- SIZ polislerin, kendi Müdür Muavin- lerini tanımaya niyetleri yoktu. Ni- tekim Kumkumoğlu ile birlikte Em- niyet Müdür Muavinini de yaka- lıyarak dışarı atmaya gayret etti- ler. Fakat bu sırada, bir Emniyet Amiri, Müdür Muavinini tamdı da dışarı atılmasına engel olabildi. Nereye? eçtiğimiz hafta Perşembe gecesi cereyan eden bu olayı ikinci olay -TMTF binasına bayrak asmak için toplanan gençlerin gene copla dağı- tılması olayı-. Cumartesi günü de, arka kapının kırılarak içeri girilme- si olayı izledi. 28 Ocak 1967 Kamuoyunda -hattâ tarafsız ba- sında bile- çok yanlış yorumlara sebep olan bu bilinçsiz savaş, son görünüşe göre, AP'lilerin ve dolayı- siyle "gerici" takımının zaferi ile sonuçlanmış bulunmaktadır. Zira, bütün bu olayların stratejisi çok ön- ceden hazırlanmıştır. DP devrinde, polisle gençliğin okarşıkarşıya gel- Kulağa Küpe Badem gözlüler — hakkında . Sultan o İkinci o Abdülha- mit “Han geç gelmiş ve erken gitmiş bir devle (o başkanıdır. Kanuni o Süleymanın — yaşadığı yıllarda Osmanlı tahtında otu- ran o Süleyman olmasaydı da bu Abdülhamit olsaydı İmpa- ratorluğun en kudretli devri ça arpık doğmazdı , İttihatçılarla Abdülhamit Han arasında bir kıyaslama yapmaya a beni koru. Fakat Kanuni Süleyman * le onun göğsümü gere gere, bir kıyas- lama yapabilirim.." "Siyasi mimar.. Evet, ke- lime budur. I. Osman Handan, I. Mehmet Handan, Fatihten, ra beşinci defa olarak Osman- lı devletini kuran cennet me- kân Ji. Abdülhamit oOHanın mübarek eseri, kurucu selefle- rinden dördünü de gölgede bı- rakan bir dev gayretin ve bir e zekânın muştur.. Bütün bunlar -ve daha ne- ler!- bugün, bir basın tarafin- dan, Abdülhamit için yazılan- lar! Menderes hastaları varmış! Şaşmak niye?. başarısı ol- mesinin hatasını anlıyan AP, önce gençliği bölme çabasına girişmiştir. On yıl içinde ilk defa bu yıl gençlik, iki sivri uç haline getirilmiştir. Düzme dernek, cemiyet ve birlikler- le TMTF'yi ele geçiremiyeceğini an- lıyan AP, bu arada MTTB'nin de gerçekte bir varlık olmadığını anla- dığı için, yepyeni bir taktiğe baş- vurmuştur. oYıpranmamış güçler- YURTTA OLUP BİTENLER den Gençlikle Adliyeyi o karşıkarşı- ya getirmek... Vurdukça sertleşen, nifak sokub dukça birleşen Gençliği susturmak, AP İktidarı karşısında bir güç ol maktan çıkarmak için, geçtiğimiz, haftanın son günü, yayınlanan bir bildiri yüzünden altı devrimci öğ- renci kuruluş başkam tutuklana- rak cezaevine sokuldu. Polisi ve Hükümeti yeren bildiriyi fırsat bi- len polis ve savcılık, bildiride im- zası bulunan diğer altı öğrenci ku- Tu ıluş e Ae da, tutuklamak için, aramakta Böylece, Türkiyede mevcut tüm devrimci öğrenci okuruluş başkan- ları bu hafta cezaevine girmiş ola- caklardır. Altı öğrenci liderinin tutuklan- masını protesto amacıyla hafta için- de Salı günü Ankarada da bir mi- ting yapıldı. TMTF'ye bağlı bazı fa- külte ve yüksek okul öğrencilerinin katıldığı miting, öğrenci sayısına yakın sivil ve resmi polis tarafın- dan dia izlendi. leyman birkaç dil bilir dedi- ler. Bizim dilimizden de anlama mı?", "Lâyık odeğilsin affa, Faruk Sükan istifa", "Sizde örtülü ödenek, bizde atatürkçülük var", "Kasaba doktoru Sükan, olur mu senden Ba- kan?" sözleri, yazılı pankartlarla saat 11'den itibaren Kurtuluş Meydanın- da toplanan gençler, şiirler okuya- rak ve konuşmalar, yaparak, Hüküt metin devrimci gençliğe karşı giriş- tiği kanun dışı davranışı protesto ettiler. Geçtiğimiz hafta Cumartesi gü- nü de yüzlerce genç, Kızılayda, Gazi Osman Paşa marşını önce ıslıkla, sonra sesli söyliyerek protesto gös- terisi yapmıştı. Anlaşılan gelecek günler, hiç de iç açıcı olmıyacaktır. Eğitim Çıkmazdaki Bakanlık TİR Yozgat milletvekili Yusuf Ziya Bahadınlının, "öğretmen kıyı - mı" sebebiyle Milli Eğitim Bakanı Orhan Dengiz hakkında Meclise ver- diği gensoru önergesinin gündeme alınıp alınmaması konusunda yapı- lan görüşmeler, o haftanın başında Pazartesi günü Mecliste büyük gü- rültülere yol açtı. Meclisin AP kana- dı, konuşmaların 5 dakika olarak sınırlandırılmasını istiyordu. Neti- cede bu, kabul edildi. Bunun üzeri- ne Bahadınlı, önergeyi geri aldığını 11

Bu sayıdan diğer sayfalar: