28 Ocak 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 26

28 Ocak 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 26
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER sınıf mensupları -ki siyasal litera- türde bunlara "komprador" adı ve- rilmektedir, isim de buradan gel- mektedir- milliyetçilerin mücadele- leri karşısında seyirci kalmışlar, hattâ Batılıları savunmuşlardır. Bu bakımdan, bugünkü çin rejiminin yabancılarla yapılacak her türlü iş- birliğine karşı neden bu kadar bü- yük bir güvensizlik duyduğuna hiç şaşmamak gerekir. Sun Yat Senden Maoya X X. yüzyılın başlarında Çinde Ba- tıyla işbirliği (oyapanlar yalnızca komprador sınıfı değildir. Zaten ya- bancı bir hanedan olan Mançular da, bir süre Batı nüfuzuna karşı koymaya çalıştıktan sonra, tahtları- nı korumak için en emin yolun Ba- tıyla iyi geçinmek olduğunu anla- mışlardır. Fakat bu tutum değiştir- meleri, Mançulara çok pahalıya o- turmuştur. 1911 yılında çin milli- yetçileri bu kere de Mançu haneda- nına karşı ayaklanmışlar ve ertesi yıl son Mançu İmparatorunu -Pu Yi adında altı yaşında bir çocuktur- tahttan indirmişlerdir. Pu Yinin tahttan indirilmesinden sonra, asıl amaçları ülkedeki Batı nüfuzunu temizlemek olan milliyet çiler arasında iki akım belirmiştir. Bunların birincisinin başında ünlü lider Sun Yat Sen vardı ve amacı Batı modeline uygun bir cumhuri- yet düzeni kurmaktı. Sun Yat Sen, partisine Kuo - Min - Tang adını ver- miştir. İkinci akım ise Yuan Şi Ka- yın başkanlığındaydı ve bir askeri diktatörlük kurmak amacına yönel mişti. Çin, uzun bir süre de bu iki akım arasında bölünüp (kalmıştır. Yuan Şi Kay, merkezi Pekin olmak üzere Çinin kuzey kesimlerinde. Sun Yat Sen de merkezi Kanton ol- mak üzere güney kesimlerinde nü- fuz kurmuşlardır. Fakat bu da uzun ömürlü olmamış, 1916 yılında Yuan Şi Kay ölünce Kuzey Çinde "An Fu grupu" diye adlandırılan bir gene- raller grupu (oyönetime elkoymuş, öteyandan Sun Yat Senin yaymaya çalıştığı (o düşünceleri uzun sürede kendi çıkarlarına aykırı bulan gü- ney eyalet valileri de 1922 yılında o- nu Kantondan kovmuşlardır. İşte bu ümitsizlik içindedir ki, Kanton- dan Şanghaya kaçan Sun Yat Sen, orada Sovyetler Birliğiyle yakın te- maslar kurmak zorunluğunu duy- muştur. Çin politika alanında ilk belirdi- 26 ği sıralarda, Sun Yat Sen bir marks- çı olmaktan çok uzaktı. Her fırsat- ta, marksizmin çin şartlarına uy- madığını söylüyordu. Bu sıralarda Çinde komünizm, üniversite çevre- leriyle bazı düşünürler arasında ta- raftar toplamaktan öteye gideme- mişti. Fakat Kantondan kovulduk- tan ve Çin eyaletlerinin teker teker askeri yönetim altına düştüğünü gördükten sonra Sun Yat Sen, Sov- yetlerin işbirliğini aramaktan baş- ka çare bulamamıştır. Aslında, 1923 yılından sonra Çinin kurtuluşu için geliştirdiği yeni düşünce dizisi de, Sovyetlerle yaptığı işbirliğine rağ- men, hâlâ marksist olmaktan çok uzaktır. Sun Yat Senin bu düşünce dizisi, "Halkın Üç tikesi" adıyla ta- nınmıştır. Bu ilkelerin birincisi mil- liyetçilik, ikincisi demokrasi, üçün- cüsü de sosyal adalettir. Sun Yat Sene göre, çin halkına milliyetçilik bilinci aşılanmadan yabancı boyun- duruğundan ve iç bölünmelerden kurtulmak mümkün değildir. De- mokrasiye gelince, Çinde Batılı an- lamda bir parlamenter demokrasi- ye hemen geçilemez. Yapılacak ilk iş, bir otoriter rejim kurmaktır. Örün Sb gibi, Sun Yat Senin bu görüşü, başlangıçta savunduğu Liberal demokratik görüşe çok aykı- rıdır. Ancak, çinli lider bu otoriter rejimi devamlı değil, oparlamenter düzene geçiş olarak kabul etmekte- ir. Bu otoriter rejimi bir demokra- tik eğitim dönemi izleyecek, ondan Çu En-lay İki cami arasında AKİS sonra da parlamenter düzen döne mine geçilecektir. "Uzun Yürüyüş" govyetlerle yaptığı işbirliği Sun Yat Sene büyük bir destek ol- muştur. Çünkü Sovyetler, çinli li- dere yalnız ekonomik ve askeri yar- dım sağlamakla kalmamışlar, aynı zamanda, 1921 yılında Şanghayda, aralarında bir kütüphane memuru olan Mao Çe-tung adında bir gencin de bulunduğu bir avuç okumuş-ki- şi tarafından kurulan Çin Komü- nist Partisinin, Kuo-Min-Tanga ka- tılmadan ve kişiliğini kaybetmeden, Sun Yat Senin avrupa, amerikan ve japon emperyalizmine karşı girişti- gi savaşa yardım etmesini de iste- mişlerdir. Sovyetlerden sağladığı destekten sonra Çinde duruma hakim olmak yoluna giren Sun Yat Sen, tam ku- zey ve güney Çini birleştirmek üze- re olduğu bir sırada, 1925 Martında ölmüştür. Bunun üzerine, Kuo- Min-Tangm liderliği, Sovyetler ta- rafından Kanton yakınlarında kuru- lan Bam Pao askeri kolejinin müdü- rü olan Çan Kay Şek adındaki genç bir subayın eline geçmiştir. Bir çin milliyetçisi olmakla beraber, bu gi- dişin Çinde komünist düzeninin ku- rulmasına yol açmasından korkan iş çevrelerinin ve Çindeki sovyet nüfuzunun artmasından hiç hoşlan- mayan Batılıların baskısı altında, Çan Kay Şek, çok geçmeden, sov- et danışmanlarını geri yollamış, 1927 yılında da Sovyetlerle diploma- tik münasebetlerini kesmiştir. Çan Kay Şek, büyük lider Sun Yat Se- nin bir sosyal devrime yönelmiş ha- reketini kendi iktidarım yerleştir- mek amacına yönelmiş bir kavga olarak yozlaştırırken, Kremimde o- turan Stalin de çin komünistlerinin bunun iyi bir gidiş olmadığı yolun- daki uyarmalarına ve yardım istek- lerine devamlı olarak kulağını tı- kamış, onlara Kuo-Min-Tang ile iş- birliğine devamı öğütlemiştir. Ger- çi Stalin 1927 yılında bu uykudan uyanmıştır ama, o zaman da iş iş- ten çoktan geçmiş bulunuyordu. Çan Kay Sekin Sovyetlerle bağıntı- larını kesmesinden sonra Mao Çe- tungun liderliğindeki çin komünist- leri Maonun doğum yeri olan Hu- nan eyaletine çekilmek zorunda kalmışlardır. Mao Çe-tungun, Mos- kova yüzünden düştüğü bu güç du- rumu hâlâ unutamadığını söylemek mübalâğa elmasa gerektir. 28 Ocak 1967

Bu sayıdan diğer sayfalar: