28 Ocak 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 8

28 Ocak 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER gidecek ve yeni bir başarı kazana- caktı. Peki, kendileri ne olacaklar- dı? Bu noktada isyancıların "can havliyle" bir adım daha atmaların- dan normal bir şey olamazdı. Nite- kim Coşkun Kırca, bu haftanın ba- şında, İnönünün, kendi taleplerini reddettiğini öğrenince, bir gazeteci- ye şöyle dedi: — Bizim de bir taşımız var, onu süreriz.' Sanki Kırca, bir satranç şampi- yonu idi!. Bu sürülecek taşın ne olduğu ise Pazartesi akşamüzeri, ertesi gün ya- pılacak Grupun gündemi belli ol- duğunda anlaşılmıştı. Feyzioğlu ve arkadaşları, Gruptan güven oyu istiyorlardı. Hesap şuydu: Eğer güven oyu alınırsa, hem Genel Sekreter seyahate yıpratılmış o- larak çıkmak zorunda kalacak, hem de İl Başkanları oplantısına -görünüşte bile -olsa- Grupun deste- ğini almış bir ekip olarak gidecek- lerdi. Fakat Feyzioğlunun aklından ge- çenler Grupun meçhulü olarak kal- madı ve üstelik bunu Genel Başkan İnönünün kendisi (söyledi. İnönü söz aldı ve şöyle dedi: "— Feyzioğlu ve yedi arkadaşı derler ki: Biz Parti Meclisini tanı- mıyoruz, biz Kurultayın seçtiği Ge- nel Merkezi tanımıyoruz, biz bunla- rı çalıştırmıyoruz. oŞimdi sizden, Mİ çalıştırmamakta devam et- için izin istiyoruz. Bize izin ve- rirseniz çalıştırmamakta devam €- deceğiz, izin vermezseniz yapama- yacağız. Ama biliniz ki, kararınız ne olur- sa olsun, ben onu millete böylece i- lân edeceğim." İnönü, görüşmelerin tarzına ba- kıp, bundan hiç bir netice çıkma- yacağını da söyledi. Zira kim konu- şursa arkadan Feyzioğlu çıkıyordu, ona mukabele ediliyordu, tekrar Keyriopin çıkıyordu... — Bir rbuçuk senedir bununla uğraşıyoruz. Daha birbuçuk sene uğraşırsınız. İyisi, herkes içindekini söyleyebilsin diye oylamayı haftaya bırakmaktır" dedi ve meşhur çanta- sını aldığı gibi, saat 22.30'da Grup- tan çıkıp evine döndü. Hareket, Grupa bir bombanın düştüğü tesirini yarattı. 8'ler ço- makçılık hareketlerinde ısrarlıydı- lar ama, İsmet Paşa da kararlıydı ve "kararlı bir İsmet Paşa"nm ne demek olduğu hiç kimsenin meçhu- 8 lü değildi. una rağmen Feyzioğlu takımı pusulayı o kadar şaşırmıştı ki ve bu gece bir netice alamazlarsa hiç bir zaman alamayacaklarından öy- lesine emindiler ki, İsmet Paşadan sonra toplantıda ,ekseriyetin kal- mamış olmasına rağmen adamları- nı oylamaya geçirttiler. Fakat İsmet Paşacılar da boş durmamışlardı, Mi e içerde 10 kişi bırakmışlar- dı. 10 kişi açık oylama istedi. Bu lada salonda çoğunluktan 6 kişi eksiğiyle 76 kişi vardı ve bunla- rn 10'u da çomakçıların karşısın- daydı. Güven oyunu çoğunluk olmayan bir "hazırun"un kalabalığı vermiş oldu, yani 'Grupların fili ve hukuki çoğunluğu çomakçılara güven oyu vermedi. Gençlik "Binin arabaya!" p“ Türkiyenin en azılı katilleri- nin barındığı, en azılı hırsızları- nın elebaşılık yaptığı, gene en azılı kaçakçılarının tam bir "ağa" hayatı sürdüğü tarihi Sultanahmet Cezae- vinin demir kapıları gıcırdıyarak a- çıldı. Dört demir kapının açılışını, şimdiye kadar yaşamadıkları bir ga- AKİS rip duyguyla seyreden dört genç, büyük dış kapının önünde durdu- ruldu. Gene gıcırdayarak açılan bü- yük demir kapıdan içeri giren iki jandarma eri, gençleri getiren gar- diyanın yanma yaklaştı ve dört gen- ci ikişer ikişer ayırarak, bileklerin- den kelepçeledi. Sonra, apının ö- nünde duran kırmızı boyalı " 'mah- pushane" arabasını göstererek, "Bi- nin!" emrini verdiler. Gençler bir nin!" emrini verdiler. Kırmızı boyalı araba, içinde el- leri kelepçeli dört genç ve bir o ka- ar da mavzeri i muhafiz olduğu halde, homurdanarak hareket etti ve Sultanahmet Meydanının ara so- kaklarından geçerek, Adliye Sarayı- nın arka tarafında durdu. İndirilen Jandarma Adliye Merkez Bir saatlik bekletilmeden sonra, dehlizden farksız uzun koridorda yürüyen gençler, sağ taraftaki bir- kaç merdiveni çıktılar ve üç metre- karelik bir hücreye konuldular. Du- varlardaki, feleğin çevrine uğramış- ların karaladıkları yazıları okumağa başladıkları sırada jandarma gedik- lisi kapıyı açtı ve kendilerini dışarı çıkardı. Dört jandarma nezaretin- de, bir metre yakınlarındaki Mah- kemenin kapısına getirilen gençler, önce içeri giremediler. Zira. 35 met- İstanbulda Gencler polis tarafından sürükleniyor “Zehir hafiye” çalışıyor 28 Ocak 1967

Bu sayıdan diğer sayfalar: