28 Ocak 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 29

28 Ocak 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 29
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SOSYAL Moda Gençkız gardrobu azla elbise yerine "iyi düşünül- F müş, çok iş gören elbise" ilkesi, ekonomik olduğu gibi, gardrobun bakımını kolaylaştıran, gardrobun yıllaryılı atılamıyan, fakat işe ya- ramıyan kıyafetlerle dolmasını ön- leyen çok pratik bir ilkedir. Bunun için, her gençkızın, gârdrobunu dü- zenlerken bir temel kıyafet düşün- mesi, bu kıyafeti birçok yerde giye- bilecek şekilde seçmesi, giyim soru- nunu da, bakım sorununu da çözüm- leyecektir. Küçük bir şömizye jerse elbise, ilk balışı. sadece gündüzleri giyi- lebilecek spor bir elbisedir. Oysa ki, örneğin yeşil jerseden yapılmış, tamamiyle spor, önden patlı, kısa, düz, böyle bir şömizye elbise, bir- kaç küçük aksesuarla, gece için de gayet şık bir kıyafet olabilir. Bu tip bir elbisenin gece aksesuarı lâme- den bir kravat ile yine lâmeden ço- raplardır. Elbisenin rengine gümüş veya yaldız lâme mümkündür. Büroda spor giyilen elbise, böylece, olâmeden kravatı ve çorapları ile en şık bir gece elbisesi olur. Gene temel gardrobun çok fay- dalı bir kıyafeti, "şazübi" denilen, koyu renkli bir, askılı "etek - elbi- se"dir. Örneğin lâcivert (o yünlüden yapılan böyle bir elbise, gündüz, çeşitli renklerde bluzlarla giyilebil- diği gibi, gece de blüzsuz, çıplak ola- rak giyilebilir. Gündüz bu elbiseye eşlik edecek olan aksesuarlar, be- yaz yün çoraplarla beyaz yün bluz ve beyaz bir beredir. Aynı kıyafeti, gece, ince çoraplar ve az topuklu, siyah veya renkli rugan ayakkabılar- la giyinmek, şıklık için, yerinde o- lacaktır. Bahar için yda, tayyör yerini tutacak, ön- den bel altına kadar düğmeli, düşük belli, makine dikişli, cepli bir rob-manto çok pratik bir te- mel kıyafettir. Gençkız, böyle bir kıyafetle, her çeşit modern aksesu- arı rahatlıkla kullanacak, bu elbi- seyi manto içinden veya mantosuz giyebilecektir. Örneğin, bej renkte yünlüden yapılabilecek böyle ( bir elbiseyi kahverengi file çoraplarla, kahverengi örülmüş şapka ve apaş- vâri bağlanmış bir ekose o eşarpla giyinmek, gençkıza çok modem bir 28 Ocak 1967 HAYAT hava verecektir. Bu kıyafetlere ek olarak, içi 1sı- tıcı, beyaz bir yağmurluk - manto, gene, gardrobun temel kıyafetidir. Bu manto, ısıtıcı olduğu gibi, yağ murda ve çamurda da koruyucu- dur. Ayrıca, rengi bakımından da herşeye uyar. Çünkü, kemerli iken spor, kemersiz iken, âdeta, gece mantosu niteliği taşımaktadır. Ta- bii, böyle bir empermeabl manto- nun, yıkanır, ütü istemez yeni ku- maşlardan yapılması da şarttır. Bu- nun yerine hem spor, hem fentezi olarak giyilebilecek bir kumaştan, vücuda yakın, kısa, modern bir man- to yapmak ve yanında da gardroba muhakkak bir yağmurluk eklemek de mümkündür. Bu birkaç kıyafet, zengin çorap, sveter aksesuarı ve bir de renkli e- teklikle gençkız, her yere şık gitme fırsatım bulacaktır. Uyusan da büyüsün... Bu kuşağın çocuklarına "Ceride nedir?" diye sorunuz, cevap veremi- yeceklerdir. Oysa ki 1967 Türkiyesinde, Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Adnan Ötüken, "gazete" yerine "ceride" kelimesini kulla- nır; bugün Milli Eğitim Bakanlığına hakim gerici zihniyet, çeviri eserlerde türkçe kelimeye tahammül gösteremez. Anadoluda, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı halk kitaplıklarını gezerseniz, Türkiyenin bugün, milli eğitim bakımından, içine düştüğü korkunç hali kolay- lıkla görebilirsiniz. Sanki Atatürkün Türkiyesi gitmiş, yerine, Türki- yeyi Ortaçağ karanlığına itmek, milleti parçalara bölmek, mukadde- satçılık ve din perdesi altında onu türklüğünden, gerçek milliyetçili- ginden uzaklaştırmak isteyen bir yönetim düzeni gelmiştir. Son günlerde, bazı kanlık emrine öğretmenlerin çeşitli alınması, bazılarının karakışın ortasında bahanelerle ba- oradan oraya nakli, gerici baskıya dayanamıyan sekiz profesör ve beş ya- bancı dil uzmanının Tercüme Bürosundaki görevlerinden istifa et- meleri, türk aydınını derin derin düşündürecek bir nitelik taşımak- tadır. Akıl yolunu hurafelere, yalancı din anlayışına, mukaddesatçı- lığa hakim kılan Atatürk zihniyeti bugün, Milli Eğitim Bakanlığı bün- yesinde bir ölüm-kalım savaşı vermektedir. Köyde ve kentte yeti- şen yeni kuşak, Osmanlı İmparatorluğunun köhnemiş zihniyetine uy- gun bir politika içinde, gündengüne, kontrolsüz kuran kurslarında, çıkarcı kişilerle yalancı din adamının elinde zehirlenmekte, cehalet afyonu ile uyuşturulmaktadır. Bir yandan, kürtçülük gibi, çeşitli böl- gesel ayırımlar körüklenirken, bir yandan aydınları dinsizlik ve ko- münistlikle suçlayan gerici ve tutucu akım, memleketin bütünlü- günü ciddi şekilde yaralamakta, yabancı çıkarlara hizmet etmekte- dir. Türkiyeyi yabancı büyük devletlere avuç açmaktan kurtaracak olan reformlar bu karışıklık içinde pışpışlanmakta, derin bir kış uy- kusuna yatırılmış bulunmaktadır. Bayramda, Ispartanın Barla ilçesinde bazı halı tezgâhların", gez- me fırsatım buldum. Ahırların yanıbaşında, izbe yerlerde kurulmuş tezgâhlarda nefis İsparta halıları dokunuyor. 1000 düğüm atan, 60 kuruş kazanıyor. Yıllarca bu işte ihtisas yapmış, eli yatkın, modeli çabuk kavrıyacak kadar gözü keskin bir emekçi kız, kendisini sabah- tan, akşama kadar bu işe verirse 10 lirayı belki doğrultabilir. Masraf çıktıktan sonra bir halıdan sahibine kalan kâr 158 -200 liradır. Oy- sa ki, aracı bunu halka intikal ettirirken, böyle bir halıdan, gözü açıp kapayıncaya kadar, yüzlerce lira kazanmaktadır. mukaddesatçılık ninnileriyle halkın uyutulma- içinde din, hurafe, Böyle bir düzen sının nedenleri kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Milli Eğitim Ba- kanlığının bunun beşiği oluşu ise, gerçekten, yüreklere acı vermekte- Jale CANDAN 29

Bu sayıdan diğer sayfalar: