28 Ocak 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 19

28 Ocak 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 19
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

gn laşılır- bir "C.H.P. düşmanlığı" ihtilâlcileri mu- allâkta bırakmış, idareyle, daha doğrusu İk- tidarla bu partinin arasını açmıştı. Açılan bu araya, Peyami Sefa tipi adamlar girmişlerdi. Bunlar gazetelerinde, bilhassa Türkeşin hima- yesi altında, D.P. devrindekini aratmayacak tarzda ve şiddette bir "C.H.P. aleyhtarı kam- panya" güdüyorlardı. 14'lerin Komiteden uzak- laştırılmalarıyla bu hava kayboldu. Feyzioğlu, arkadaşlarıyla birlikte Kurucu Meclisin ana- yasasını biran önce Gürsele vermeye çalışıyor- du. Kurucu Meclisle birlikte siyasi faaliyet ale- niyete intikal edecek, Komitenin kapalı kapıla- rı arkasında kararlar almak devri kapanacak- tı. Peyami Sefaya gelince o, Türkeşin yurt dı- şına gönderilmesinin hemen akabinde, çalıştığı Havadis gazetesinden bir mektup aldı: Gazetey- le ilişkileri kesilmişti! Bunun daha önemlisi, Komite Yassıada du- ruşmalarının süratlendirilmesinin o çarelerini düşünmeye başladı. Ben tekrar istanbula dön- müştüm, Ada seferlerine devam ediyordum. Birbirinden komik ve önemsiz davalar birbirini takip ediyordu. Bir Vinileks, bir de İpar davası- nın ciddi temeli vardı. Onun yanında yok "De- girmen Davaları", yok "Bebek Davaları", yok "Barbara Davaları" İhtilâlin gerçek sebepleri- ni tek tek ortadan kaldırmaktaydı ve duruşma salonunu zaman zaman bir tiyatro salonuna çe- virmekteydi. Barbara, Refik Koraltanın, hasta olan eşine baksın diye Almanyadan getirttiği genç ve gürbüz mürebbiyenin adıydı. Bunun için aldığı iki kuruşluk döviz, Meclis Başkanıy- la Maliye Bakanını İhtilâl Mahkemesinin önü- ne getirmişti. Bu kadarla kalsa, gene iyi: Da- vanın başladığı gün Başsavcı Egesel kalktı ve o incecik, tadsız sesiyle iddianameyi "Barbara Stanwyck"ten bahsederek okudu. Refik Koral- tanın avukatı tabii fırsatı kaçırmadı, söz ala- rak müdahale etti. Koraltanın evine gelen mü- rebbiyenin adı Barbara Kutzke idi. Alaylı bir sesle ilave etti: "— Malümu âliniz, Barbara Stanwyck a- merikalı bir sinema artistidir ve davamızla bir ilgisinin bulunduğunu da pek sanmıyorum.. Ciddiyet, bir takım em Yassıada- dan böylesine uzaklaşmışt Bir başka celsede, “Bebek Davası"nda, Başbakanın kasasından çıkan kadın donu ile açık fotoğraflar bahis konusu olduğunda Ad- 1960 n 1961 arasında M.B.K. ile Hükümet, halayının ilk günleri hariç hep a ayrı hava çalmışlardır. Gerçi kudret M.B.K.'ndeydi ama Bakanlar kendi teşkilâtlarının başında olduklarından gidişe tesir ediyorlar ve kendilerine göre bir politika güdebiliyorlardı. Kurucu Meclis tasarısı üzerindeki görüş- melerde, akıllarında kendi kuracakları parti bulunduğu için Ekrem Alican ve Nasır Zeytinoğlu, Fey- zioğlunun hazırladığı metin üzerinde hayli değişiklik yapmak için çalıştılar. 133

Bu sayıdan diğer sayfalar: