28 Ocak 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 31

28 Ocak 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 31
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS venezuellalı bir güzelle dansediyor- du! Ve Ihasıl, güney amerikalı petrol ve altın krallarının temsilcileri An- karada tam bir "dolce vita" havasın- alar. Kulisten sahneye Tiyatro çevrelerinde bir hikâye, bir zamandanberi çok konuşuluyor. Hikâyenin kahramanları, Argun ve Gülşen Çıdamlı, bir de Özant Binel... Bunlar, Devlet Tiyatrosundan hürri- yeti seçen sanatçılar. Argun Çı lı bu hürriyet havasına biraz fazla dalınca, Gülşen Çıdamlı "Yeter, söz zevcelerindir!" demiş. Demiş ama, bu söze kulak veren olmamış. Yine hürriyeti seçen sanatçılardan Melek Tartan da zevce haklarını savunan konuşmalarıyla bu kulis hikâyesini sahneye çıkarıvermiş. Son zamanlarda kulisten sahne- ye çıkan hikâyelerden biri de, Genco Erkalın aşkı. "Pazar gezinti si'nin başarılı orejisörü, en güzel aşk sahnelerini, gece klüplerinde, Rita Hayworth saçlı bir kumral gü zeliyle yaratıyor. Bu dünya böyle işte.. Geçirdiğimiz hafta, Dışişleri Genel Sekreteri Zeki Kuneralp ve eşi şerefine (oFransız Büyük Elçisi bir yemek verdi. Yemek çok kalabalık değildi, evsahibesi de misafirlerinin yanına çıkmadı. Güzel fransız sefire, bebek beklediği için, zaten hiç bir yerde görünmüyor, ama yakında görünecek. Çünkü küçük bebek bir kazaya uğramış, Hacettepeli doktor- lar da sefirenin hayatını kurtarmak için epeyce gayret sarfetmişler. Dünya böyle tersliklerle dolu işte... Kimi kadın, doğurmak için ameli- yatlar geçiriyor, aylarca yatakta ya- tıyor; kimi kadın da doğurmamak için aile plânlaması metodlarına başvuruyor... Krizli konser A ylâ Erduranın Ankara konseri bi- raz krizli geçti. Konçertonun ça- Imışında hiç bir arıza yoktu ama, sonra Ayla Erduranın yüzü gözü birbirine karıştı, alkışlara cevap vermek, seyircileri selâmlamak im- kânını imi Galiba bir apandi- sit krizi geç Müzikseverler merak içinde, “Ayla Erduran, kon- ser salonundan sonra ne yaptı, ame- liyat oldu mu?" diye soruşturuyor- lar. 28 Ocak 1967 Merak edilen konu J stanbul sosyetesinde, Sadıkoğlu a- dını taşıyan iki okızkardeşin adı çok geçiyor. Gece klüplerinde, bil- hassa Klüp 33'de giydikleri elbisele- rin şıklığı, berber Demirin taradığı saçları, altlarındaki Mercedes mar- vi kl lam Emirgânda nefis ralı apartman daireleriyle biçok “delikanlıya bu soyadını de- ğiştirmek arzusunu veriyorlar. Fa- kat babaları Akif Sadıkoğlunun süksesi kızlarından fazla, denilebi- lir. İstanbulun üç güzel dulu, bu zengin işadamıyla evlenmek, Nilü fer Daverin boş bıraktığı evin sahi- besi olmak için yarış halindeler. Sosyete, bu yarışın nasıl sona ere- ceğini çok merak ediyor. İyi akrabalık münasebetleri ygandan Aksu müthiş üzüldü, Em- rullah Aksu da müthiş direndi ama, nikâhta keramet varmış, Su- na Aksu ile İlhan Sarvanın evlilikle- ri iyi gidiyor. Emrullah Aksu da da- madını çok seviyor. Suna Aksunun yakın arkadaşları ise, bu iyi aile münasebetlerinden dolayı memnun ve mutlular. "Arkadaşların müna- sebetleri nasıl?" diye sorulacak o- lursa, Nilgün Semerkant Karade- nizden başka lâf etmez oldu. Sam- sun ve Bafra sahillerine biraz faz- laca açılmış. Günsel Doruk ise ev- kadınlığından hostesliğe üniforması da kendisine çok yakış- tı. (Basın A: 20004) 31

Bu sayıdan diğer sayfalar: