28 Ocak 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 14

28 Ocak 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Bakanlığa da duyurmuşlardı. Du- nun, hem Bakanlık ilgilileri ve hem de "öğretmen kıyımı" uzmanları için hiç de memnuniyet verici de- gildi. Bu yüzden İktidar ve organ- ları, suçlu avına çıktılar. Anamur o- layları sırasında açığa alınan sekiz öğretmenin suçsuz olduklarının an- laşılması üzerine Milli Eğitim Ba- kam Orhan Dengiz bir demeç vere- rek, Mersin Valisini suçladı. Milli Eğitim Bakam kendisini suçlar da, Vali boş durur mut O da hemen, kendisinin bir vali olduğunu ve Hü- kümetin arzusu üzerine iş yaptığı- nı, yanlış bir iş yapmışsa bunun dü- zeltilmesinin Bakanlığa düştüğünü söyledi. Kendisiyle ilgili bir gensoru 6- nergesinin gündeme alınıp alınma- masının görüşülmesinde konuşma- ların 5 dakikayla sınırlı olması için çırpınan ve kürsüde, suçluların telâ- şı içinde bir takım sözler eden Den- gizin bu, "dost ağlatıp düşman gül- düren" duruma düşmesinin nedeni sadece, "öğretmen kıyımı" diye nite- lenen icraatının Meclise getirilmiş olması değildir. e Geçtiğimiz hafta- nın sonunda Milli Eğitim Tercüme Bürosunda olup-bitenler de Dengizi tutarsızlığa iten nedenler arasında- dır. Tercüme Bürosu hikâyesi Di! ve Tarih-Coğrafya Fakültesin- deki bir büroda yapılan toplantı o gün geceyarısına kadar sürdü. İl- gililerin tutumunu ve cereyan eden son olayları bir kere daha gözden geçiren onüç dil ve kültür adamı, başka alternatif kalmadığını tartış masız kabul ettiler. Hemen orada kaleme alınarak imzalanan ve aynı gece "ekspres * taahhütlü" olarak postaya verilen uzun muhtıra şöyle sona eriyordu: "Bu durum karşısın- da, yıllardır üyesi sıfatıyla çalışmak- la şeref duyduğumuz bir kültür or- ganında devamda bir essürlerimizle bilgilerinize sunara. Olay, geçtiğimiz hafta Cuma ge- cesi cereyan etti ve Milli Eğitim Ba- kanlığı Tercüme Bürosunun onüç üyesi, mevcut şartlar altında görev yapamıyacakları gerekçesiyle istifa- larını verdiler. Cumartesi günü öğ- leden sonra Milli Eğitim Bakanı Or- han Dengizin eline geçen muhtıra- nın altında şu imzalar bulunuyor- du: Prof. Bedrettin Tuncel, Prof. İr- fan Şahinbaş, Prof. Suat Sinanoğ lu, Prof. Samim Sinanoğlu, Prof. Meliha Ambarcıoğlu, Prof. Hamit Dereli, Prof. Selâhattin Batu, Prof. 14 Orhan Dengiz Davul kimde, tokmak kimde? Melâhat Özgü, Tahsin Saraç, Salah Birsel, Nebil Otman, Lütfi Ay, Şerif Saru. Büronun yirmi yıllık emektarı ve başkanı Prof. Suut Kemal Yet- kin ise, bundan bir ay kadar önce, aynı gerekçeyle, sessiz sedasız isti- fa etmişti. Hemen hepsi, Türkiyenin tanın- mış eğitimci ve sanatçılarından olan bu onüç kişiyi aynı günde ve toplu olarak istifaya zorlayan nedenler, Abdülhamit devrine bile rahmet o- kutacak olaylara dayanmaktadır. Milh Eğitim Bakanlığına çörekle- nen ve aslında AP dışında bazı aşın sağ çevrelerin emirlerini uygulayan bir kadro, daha göreve başladığı günlerden itibaren, Tercüme Büro- suna da el atmış ve her işe burnunu sokmağa başlamıştır. AP İktidarı na hizmet ediyor görünüp, aslında başka bir çevrenin amacına uygun işler yapan bu kadronun Bakanlık içindeki lideri, Kültür Müsteşarı Adnan Otükendir. Otüken, Büroda- ki uzmanlara sürekli olarak baskı yapmış ve onlara güvenmediğini her haliyle belli etmiştir. 1939 yılında kurulan ve Tevfik İleri gibi bir Milli Eğitim Bakam zamanında bile tedirgin edilmeyen Tercüme Bürosuna kancayı takan ve eğitimciler arasında "Kültür Düş- manı", "Milli Eğitimin Elmalısı" gi- bi sıfatlarla tanınan Adnan Ötüken, işe, türkçeye çevrilen eserleri mu- temet adamlarına inceletmekle baş- lamıştır. Bununla da yetinmeyip, Talim Terbiye Kurulu ve Bakanın onayından geçmiş, çevrilecek kitap AKİS larla ilgili listeleri, bir dedektif ti- tizliğiyle, yeniden gözden geçirmiş, tir. Fransız şairi Paul Valery'den ya- pılmış bir çeviriye dışardan ekleme- ler -ve tabii, solculukla ilgili- olabi- leceğini düşünerek, eserin aslıni is- temiştir. İngiliz yazarlarından birin- den çevrilen bir tiyatro eserinin ba- şına da aynı iş gelmiştir. Irkçı diye tanınan Ötüken, eseri didik didik et- tirip, "muzır" eklemeler yapılıp ya- pılmadığını araştırmıştır. Arı türkçe korkusu ültür Müsteşarı Adnan ötükeni en çok tedirgin eden şeylerden birisi de, tercümelerdeki arı türk- edir. Bir zamanlar, kendi hazırla- dığı bir kitaba "Bibliotekçinin el ki- tabı" adını koyacak kadar türkçeyi seven Ötüken, sık sık Tercüme Bü- rosuna gelerek, buradaki uzmanla- ra arı türkçeden yakınmış ve çevi- rilerin osmanlıca olmasına dikkat edilmesini istemiştir. Hattâ bu ara- da çok ilginç bir olay da cereyan et- miştir: Tiyatro yazarı Güngör Dilme- nin çevirdiği "Persler" adlı oyun, Büro uzmanları tarafından üstün başarılı bulunmuş ve Dilmene ö- dül verilmesi kararlaştırılmıştır. Ö- tüken bu eseri, maiyetindeki "zehir hafiye"lere inceletmeyi ihmal etme- miş ve çeviriyi "çok türkçe" bul- muş olacak ki, hemen Güngör Dik mene bir mektup yazarak, bu ö- nemli hatayı düzelttiği takdirde ki- tabın basılabileceğini bildirmiştir. Ayrıca, Hayrullah Örs tarafından çevrilen ve Tercüme Bürosu tarafın- dan beğenilmeyen bir eseri, kanuni yetkilerinin dışına çıkarak bastırt- mıştır. Bazı "yârân"'ın çevirileri ise, daha mevcutları varken ikinci bas- kısını yapmıştır. Halbuki aynı Ötüken, 1942-47 yıl ları arasında, aynı Bakanlığın Ya- yın Genel Müdürlüğünde de çalış- mış ve o zaman dilimize çevrilen yüzlerce klâsik eser karşısında "gık" bile diyememiştir. Milli Eğitimin bugünkü duru- mundan birçok AP'li dahi şikâyet- çidir. Bunlardan bazıları, Orhan Dengizin başarısızlık nedeni olarak Adnan Ötükeni görmekte, bazıları ise "bu başa bu tarak" demekle yetinmektedirler. Milli, Eğitimde o- lup-bitenlere bakıp da, dizginlerin Bakan Orhan Dengizin mi, yoksa Kültür Müsteşarı Adnan Ötükenin elinde mi bulunduğunu söylemeğe imkân yoktur. Milli Eğitim Bakan- lığı her kesimiyle tam bir "kayna- yan kazan" durumundadır. 28 Ocak 1967

Bu sayıdan diğer sayfalar: