28 Ocak 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 30

28 Ocak 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 30
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tüli'den haberler Dostlar eksik olmasın! ENTO'ya bağlı devletlerin Dışiş- leri Bakanları, geçtiğimiz hafta içinde Ankarada buluştular, RCD toplantılarına katıldılar. Gündüzle- ri bölgesel kalkınma meseleleri gö- rüşüldü, geceleri ziyafetlerde geçti. Başkentli hanımlar da yeniden süs- lenmek fırsatını buldukları için çok sevindiler. Büyük Ankara Oteli sa- lonlarında Başbakan ile Nazmiye Demirdin, Hariciye Köşkünde de İhsan Sabri Çağlayangil ile eşinin yemekleri vardı. Toplantılar, eko- nomik bakımdan geri kalmış bir ül- kenin kalkınmasıyla ilgiliydi ama, ziyafetlerdeki (o görünüşün gerilikle hiç ilgisi yoktu. Büfelerde bir, kuş sütü eksikti. Hanımlar da altın tu- valetler, kürkler içindeydiler. Her- halde, geri kalmışlığın bir hususiye- ti de bu olsa gerek... RCD toplantılarına katılan dip- lomatlarımızdan biri de Behçet Tü- remendi. Türemenin, Viyanadan ö- zellikle bu toplantılar için geldiğini duyanlar biraz şaşırıyorlar. Herhal- 30 de onun, Kâmran Gürün ile dostlu- gunu bilmiyorlar. Behçet Türeme- nin, kendisi oHariciyemizin hârika çocuklarından sayılmasa bile, hâri- ka çocuklardan dostları çok. Üste- lik şu günlerde Kâmran Gürün de Gencay Sav ile evlenmek üzere... Behçet Türemen, RCD toplantıların- dan sonra, yakın arkadaşının nikâh törenine de iştirak edebilecek. Ma- lüm, Kanbersiz düğün olmaz. Hafi- zası kuvvetli olanlar, Behçet Türe- menin, Üner Kırdarın ayrıldığı genç ve güzel kadınla evlenmek için bir hayli beklediğini, sonunda Kâmran Gürünün desteğiyle izin kopardığını herhalde hatırlayacaklardır. Varan 53 mü? Bizzat Alpayın itiraf ettiğine göre, Ankaranın bu yeni gece klübün- de şimdiye kadar 52 kişi düşmüş. Alpay, bu 52 kişinin âhından kurtu- lamadığını söylüyor ve artık kendi- si de piste topallıyarak çıkıyor. Kimi topallıyor, kimi alçılanı- yor, fakat Alpay gecelerinin tadına, doğrusu, doyum olmuyor. Ankara- Alpay Klüpte dansedenler Dikkat, düşersin! nın rekor kiran klübü şimdi burası. Kimi ararsanız, orada. Dansedenler en güzel orkestrayla dansediyorlar; dansetmeyenler ise etrafı oseyrede- rek, Alpay ve arkadaşlarını dinle- yerek, saatlerin nasıl geçtiğini far- ketmiyorlar. Doğrusu, Alpayın pis- tinde seyredilen sahneler de az eğlenceli değil. Pistteki bazı dansla- ra bakılırsa, Ankaraya yeni gelen bir uruguaylı diplomat, Güney Ame rika ülkelerini epeyce karıştıracağa benzer. Geçirdiğimiz hafta bu uru- guaylı delikanlıyı (o -taşıdığı unvan büyük ama, kendisi delikanlı- bir ispanyol güzeliyle dansederken gö- renler, bizim İstanbul sosyetesinin ünlü naylon hikâyelerini hatırladı- lar. İşin tuhafı, adamın karısıyla kadının kocası bir köşede oturmuş- lar, pistte olup bitenlerden habersiz görünüyorlardı. Bu manzarayı gö- renler, "Bu iş burada biter. İspan- yol kadınla güney amerikalı erkek, evliliklerine son veriyor, rest çeki- yorlar" diye düşündüler. Fakat er- tesi akşam delikanlı aynı pozda, 28 Ocak 1967

Bu sayıdan diğer sayfalar: