28 Ocak 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 15

28 Ocak 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

XV Eski M.B.K.'nin Gürsel tarafından lâğvedildiğini Kurtuldan öğreniyorum — Cemal Gürselin 13 Kasım akşamüstü yaptığı basın toplantısı — 14'ler niçin tasfiye edildi? — İsmet Paşa Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde — İsmet Paşa hastalanıyor — Yassıadada komik şeyler oluyor pski M.B.K.'nin Cemal Gürsel tarafindan lâğ- vedilip yerine bir yenisinin kurulduğunu İstanbulda, Kurtulun Ankaradan ettiği telefon- la öğrendim. Kurtul tebliğin radyodan verilece- ğini bildiriyor, Gürselin akşamüstü Çankaya Köşkünde bir basın toplantısı yapacağını söy- lüyor, derhal Ankaraya gelmemi istiyordu. Oğ- le uçağında bir yer buldum ve Başkente hare- ket ettim. Uçakta yanımda bir kurmay subay vardı. Gözüm kendisini bir yerden ısırıyordu ama, bulup çıkaramadım. Ben tanımadığım kimselere bir türlü, bir lâf bulup edemem. Hat- ta bilmediğim bir dükkâna girsem, alışveriş yaparken terlerim. Yanımdaki ufak tefek, za- yıf kurmay da aynı tabiatta olmalı ki o da ba- na bir şey söyleyemedi. O gazetelerini açtı, ben gazetelerimi açtım, güzel bir havada Ankaraya kadar öyle uçtuk. Kurmay subay gayet sakin görünüyordu. O akşamüstü, Kurtulla birlikte Çankaya Köşküne gittiğimizde ve Devlet Başkanının ga- zetecileri beklediği alt kat salonuna girdiğimiz- de bir de baktım, bizim kurmay subay orada. Kurtula subayın kim olduğunu sordum. “Bil- miyor musunuz?" dedi. "Gözüm ısırıyor, ama.. cevabını verdim. Rafet Aksoyoğlu olduğunu söyledi. Aksoyoğluyla -Komitenin her zaman, aklı en başında üyelerinden biri olmuştur- çok daha sonraları ahbap olacak ve kendisiyle ilgi çekici konuşmalar yapacaktık. " daha son- raları" dediğim, seçimlerden sonra.. Cemal Gürseli ben ilk o basın toplantısın- da tanıdım ve çok beğendim. Üzerinde Orgene- ral üniforması vardı. Etrafında yer a bu- lunan yeni M.B.K. üyeleri, daha doğrusu, eski- lerden kalanlar da resmi elbiseliydiler. Hava- da hem bir ciddiyet, fakat hem de bir canlılık ve ferahlık hissediliyordu. Cemal Gürsel sakin, soğukkanlı ve kendisinden emin görünüşlüydü. Bir önemli operasyon yapmış, operasyon mu- vaffak olmuştu. Akşam, elbette ki dramatik bir günün akşamıydı. Buna rağmen Devlet Baş- kanı irticali konuşmasını tam bir devlet adamı olgunluğu içinde yaptı, sorulara en iyi cevapla- rı verdi. Gürsel hakkında o zamana kadar, bil- hassa Alpaslan. Türkeşin gayretiyle, bir "baş- kası tarafından idare edilen adam" intiba ya- ratılmıştı. İhtilâlin başının basın toplantısına giden arkadaşlarım hep, bu intibaı söylerler- di. Türkeş Devlet Başkanının kolunu çekermiş, eteğini çekermiş, lâfına karışırmış, elinden ce- vap metnini alıp kendisi okurmuş. Gerçi ben bu intibaa hiç bir zaman fazla kıymet vermemiş, sahiden "başkası tarafından idare edilen a- dam"lara idare edenlerin bu şekilde muamele etmelerini akıllılık osaymadığım için Gürselin daha ziyade, böyle görünmeyi tercih ettiğine inanmışımdır ama gene de o akşam, Çankaya- da gördüğüm adam tatlı bir sürpriz oldu. Ta- bii Gürsel o sırada, henüz, rahatsızlanmamıştı. Devlet Başkanının o akşam ve daha sonra- ları, 14'ler hakkında söylediklerini her hangi bir gazetenin koleksiyonlarında bulup okumak kabildir. Böyle darbelerden sonra, bertaraf e- dilenler okonusunda bir takım mübalâğalara bavul a Nitekim bu, nasıl 27 Mayıs- tan sonra D.P. kodamanları hakkında yapıl- mışsa 18' Kasımdan sonra da 14'ler hakkında yapılmıştır. Ama sanırım, 27 Mayıstan o tari- he kadar cereyan edenleri anlatırken operasyo- nun temelinde yatan gerçek sebebi de gözlerin önüne sermişimdir. 13 Kasımda, 27 Mayıs ha- reketini bir, asker! idare tarzında devam ettir- mek isteyen görüş mağlüp oluyor, sivil demok- ratik rejime bir an önce geçilmesini doğru bu- lan cereyan İktidara tam hâkim duruma geli- yordu. 13 Kasımdan 1961 seçimlerine hiç müş- kilâtsız gidildiğini söylemek istemiyorum. O yolda aşılan çetin engelleri de anlatacağım. Fa- kat 13 Kasımda bir tehlike bertaraf ediliyor- du: Türkiyede kan dökülmesi ve Ordu içinde silâhlı çatışma. Burada bir kanaatimi ifade etmem lâzım. Ben 14'lerden bir kısmıyla, yurda döndükle- rinde tanışıp samimi görüşmüşümdür. Komite- de kalanların arasından dostluk ettiğim kimse- ler de vardır. 14'ler, iktidarlarını bir askeri ida- re şeklinde devam ettirebileceklerine inanırlar, baskına uğradıklarını, kendilerini bertaraf edenler kadar mahir davranmadıklarım sanır- lar, 23'lerden bazılarından da, pek âlâ kalabile- cekken, memleketin menfaatini başka yönde gördüklerinden iktidarı sivillere (o bıraktıkları görüşünü duymuşumdur. Hatta bunların bir kısmı, şimdi, hadiselerin aldığı sekil karşısın- da, kalmadıklarından dolayı pişmandırlar ve 129

Bu sayıdan diğer sayfalar: